İMKANSIZLAŞMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



İMKANSIZLAŞMAK harflerini içeren 6 harfli 90 kelime bulunuyor. 6 harfli İMKANSIZLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AZIŞMA14, ŞANSIZ14, AZALIŞ13, SIZMAK12, ANASIZ11, AŞINMA11, AŞILMA11, ALIŞMA11, AKIŞMA11, ALAŞIM11, İMZALI11, KIZMAK11, KANSIZ11, KAŞIMA11, KAZIMA11, MAAŞLI11, MAŞALI11, SAZLIK11, ŞANSLI11, ŞAMAMA11, ŞAMALI11, ŞAKIMA11, ZAMKLI11, AZALMA10, AMİLAZ10, İZANLI10, KIŞLAK10, KAMKAZ10, KALKIŞ10, KAZALI10, KAZMAK10, MİZANA10, MAŞALA10, ŞAMANİ10, ASMALI9, ASILMA9, ANALİZ9, ISLAMA9, İMANIM9, KISMAK9, MISKAL9, NAKKAŞ9, SINMAK9, SINAMA9, SIKMAK9, SALKIM9, ŞALAKİ9, ANISAL8, ANILMA8, ANASIL8, AKASMA8, ALINMA8, AMALIK8, AKSAMA8, IKLAMA8, İMANLI8, KAKIMA8, KAMALI8, KASALI8, KINAMA8, KILMAK8, KASMAK8, MİKALI8, MİSKAL8, MANAMA8, MANALI8, MALAMA8, MANİSA8, MASLAK8, SANMAK8, SAMANİ8, SALMAK8, SAKLIK8, SAKALI8, ASALAK7, ANLAMA7, ANAMAL7, ANALIK7, AKLAMA7, KLASİK7, KANMAK7, KANAMA7, KALKMA7, KALMAK7, KASNAK7, MANİLA7, MANİKA7, MAKİNA7, NAKİSA7, KALKAN6


KALKAN


[isim]
  • Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık
[mecaz]
  • Koruyucu

    Akbabanın kanatlarından başka kalkanı yoktu galiba. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalkan etmek
  • kalkan olmak

Birleşik Kelimeler: kalkan bezi, kılıçkalkan

[isim] [hayvan bilimi]
  • Yan yüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme veya çivi denilen birtakım sivri kemiklerle örtülü, beyaz etli balık, kalkan balığı (Scophtalmus maximus)

Birleşik Kelimeler: kalkan balığı, kalkan böcekleri, çivisiz kalkan


ASALAK


[isim] [biyoloji]
  • Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit
[sıfat] [mecaz]
  • Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, parazit, tufeyli

Birleşik Kelimeler: asalak bilimci, asalak bilimi, asalak bilimsel, asalaksavar, dış asalak, iç asalak, tam asalak, yarı asalak, yarım asalak, ağrıma asalakları


ANLAMA


[isim]
  • Anlamak işi, anlamaklık, kavrama, derk, fehim, intikal, tefehhüm, vukuf

    Lavabonun aynasında yorgun bir suratla kendini anlamaya çalışan bu adama bakıyorum. - Ahmet Ümit

[felsefe]
  • Bir olay veya önermenin daha önce bilinen bir kanunun veya formülün sonucu olduğunu görme

Birleşik Kelimeler: tam anlamıyla


ANAMAL


[isim] [ticaret]
  • Sermaye

Birleşik Kelimeler: anamal birikimi, anamal sahibi


ANALIK


[isim]
  • Anne olma durumu

    Yazarların analığa ve analarına yaklaşımları da çeşitlidir doğallıkla. - Adalet Ağaoğlu

[halk ağzında]
  • Üvey ana

    Benim analığımın yetiştiği konak da çok çok büyükmüş. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • analık etmek
  • analık fenalık

Birleşik Kelimeler: sütanalık


AKLAMA


[isim]
  • Aklamak işi, ibra

Birleşik Kelimeler: aklama belgesi


KLASİK (Kelime Kökeni: Fransızca classique)


[isim]
  • Eski Yunan, Roma ve XVII. yüzyıl Fransız sanatıyla ilgili sanatçı veya eser

    Yunan klasikleri. Fransız klasikleri.


KANMAK


[-e]
  • Söylenilen sözün, anlatılan konunun doğruluğuna inanmak

KANAMA


[isim]
  • Kanamak işi, nezif

    Burun kanaması, diş kırılması, ötede beride ufak tefek sıyrıklar ve şişler... - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: beyin kanaması


KALKMA


[isim]
  • Kalkmak işi

    Sabahları erken kalkmayı sevmeyen, gece geç yatan gececi kişilerdensiniz. - Tomris Uyar


KALMAK


[nesnesiz]
  • Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek

    Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. - Tarık Buğra

[-de]
  • Konaklamak, konmak

    Hemen karargâha yerleşmezsem ne geri dönebilir ne de otelde kalabilirdim. - Falih Rıfkı Atay

[-le]
  • Oturmak, yaşamak

    Tam beş sene benimle beraber kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]
  • Oyalanmak, vakit geçirmek

    Kısa bir süre tezgâhın önünde kaldı. - Necati Cumalı

[-de]
  • İşlemez, yürümez duruma gelmek

    Araba yarı yolda kaldı.

[-e]
  • İleriye atılmak, ertelenmek

    Mahkeme ayın on sekizine kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]
  • Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak

    Oda duman içinde kaldı.

[-de]
  • Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek

    Bugün iş maddesinde kaldık.

[-den]
  • Miras olarak geçmek

    Çiftlik ana babasından kalmış.

[-den]
  • Yapamamak

    Misafir geldi, gezmeden kaldık.

[-le]
  • Yetinmek

    Yalnız dayak atmakla kalmadı, onu işinden de çıkardı.

[-le]
  • Sınırlanmak

    Amasya'da iken karşılaştığımız vaziyet yalnız Şeyh Recep Vakası ile kalmadı. - Atatürk

[yardımcı fiil]
  • Olmak, herhangi bir durumda bulunmak

    Fatma'nın yemek çantası olmasaydı dün aç kalmıştık. - Falih Rıfkı Atay

[yardımcı fiil]
  • Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur

    Bakakalmak.

    Şaşakalmak.

    Donakalmak. Şaşırıp kalmak. Donup kalmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... den kalır yeri yok
  • ... ye kalsa (veya kalırsa)
  • kaldı ki

Birleşik Kelimeler: kala kala, geri kalmış


KASNAK


[isim]
  • Enli çember
[mimarlık]
  • Bir sütunun gövdesini oluşturan silindir biçimindeki taşların her biri
[mimarlık]
  • Kıyıları oluk biçiminde pervazlı, metal ve tahtadan yapılmış çember
[spor]
  • Pehlivanların giydikleri kispetin bele gelen bölümü
[teknik]
  • Makinelerde, bir milden başka mile hareket geçiren kayışların takıldığı demir çember

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kasnak işlemek

Birleşik Kelimeler: paça kasnak


MANİKA (Kelime Kökeni: İtalyanca manica)


[isim] [denizcilik]
  • Gemilerde, ambarlara ve makine bölümüne hava vermek için güverteye açılan baca

MAKİNA (Kelime Kökeni: İtalyanca macchina)


[isim]
  • 343 makine

NAKİSA (Kelime Kökeni: Arapça naḳīṣa)


[isim] [eskimiş]
  • Eksiklik, kusur