İçinde Üste Bulunan Kelimeler



İçinde ÜSTE olan 47 kelime bulunuyor. İçerisinde ÜSTE geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Üste kelimesinin anlamı nedir? Üste ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

MÜSTEHCENLEŞMEK30, MÜSTEMLEKECİLİK23

14 Harfli Kelimeler

MÜSTEHCENLEŞME29

12 Harfli Kelimeler

MÜSTEHCENLİK23, MÜSTEMLEKECİ20, MÜSTEŞRİKLİK19

11 Harfli Kelimeler

ÜSTEĞMENLİK22, MÜSTEŞARLIK19, MÜSTEBİTLİK17, MÜSTEMİRREN16

10 Harfli Kelimeler

MÜSTENİDEN16, ÜSTENCİLİK16, MÜSTEMLEKE15, ÜSTELENMEK14

9 Harfli Kelimeler

MÜSTEHCEN20, MÜSTENKİF19, MÜSTENSİH18, MÜSTEHASE18, MÜSTELZİM17, MÜSTEKREH17, MÜSTEHLİK17, MÜSTEŞRİK16, ÜSTELENME13, ÜSTELEMEK13

8 Harfli Kelimeler

MÜSTEHAP20, MÜSTEHZİ19, ÜSTEĞMEN19, MÜSTEFİT18, MÜSTEVLİ18, MÜSTERİH16, MÜSTEŞAR15, MÜSTECİR15, MÜSTEZAT15, MÜSTEBAT14, MÜSTEBİT14, MÜSTESNA13, MÜSTENİT12, ÜSTELEME12, ÜSTENMEK12

7 Harfli Kelimeler

MÜSTE17, ÜSTENCİ13, MÜSTEAR11, ÜSTENME11, KÜSTERE10, ÜSTELİK10

5 Harfli Kelimeler

ÜSTEL8

4 Harfli Kelimeler

ÜSTE7


ÜSTE


[isim]
  • `Fazladan vermek, ödemek` anlamındaki üste vermek, `fiyatı artırmak eklemek, katmak` anlamlarındaki üste vurmak deyimlerinde geçen bir söz

    Üste çok şeyler vererek çalışmaya hazırdır. - Tarık Buğra


ÜSTEL


[sıfat] [matematik]
  • Üstü olan

KÜSTERE (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Köstere

ÜSTELİK


[isim]
  • Üste verilen şey, fark

    Saatimi bu kalemle değiştirdim, bin lira da üstelik aldım.

[sıfat]
  • Güçlü, kuvvetli, sağlam

    Benim sesim ondan daha üsteliktir! - Osman Cemal Kaygılı

[zarf]
  • Ayrıca, bir de, bundan başka

    Üstelik bu sene dimağımda büyük bir yorgunluk duyuyorum. - Abdülhak Şinasi Hisar


MÜSTEAR (Kelime Kökeni: Arapça musteʿār)


[sıfat] [eskimiş]
  • Takma

    Müstear adların hakikilerini saymaya başladı. - Osman Cemal Kaygılı

[isim] [müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir makam

ÜSTENME


[isim]
  • Üstenmek işi, taahhüt

    Kimsenin üstenmesi, girdisi çıktısı, alacağı, borcu ile uğraşmak istemiyordum. - Necati Cumalı


MÜSTENİT (Kelime Kökeni: Arapça mustenid)


[sıfat] [eskimiş]
  • Dayanan, yaslanan

ÜSTELEME


[isim]
  • Üstelemek işi, tekit

    Yahya Kemal abartmayı, üstelemeyi Doğuluların bir kusuru olarak görür. - Salâh Birsel


ÜSTENMEK


[-i]
  • Bir iş yapmayı üstüne almak, taahhüt etmek

ÜSTELENME


[isim]
  • Üstelenmek işi

ÜSTELEMEK


[nesnesiz]
  • Bir düşünce veya istek üzerinde durmak, direnmek, ısrar etmek, tekit etmek

    Almazlandım gerçi ama üsteleyip elime para bile sıkıştırdı. - Mustafa Kutlu

[-i]
  • Bir isteği, bir buyruğu tekrarlamak, tekit etmek

    Büyük oğul üstelemekten vazgeçti. - Orhan Kemal

[-e]
  • Bir şeyin üstüne eklenmek, katılmak, inzimam etmek

MÜSTESNA (Kelime Kökeni: Arapça mustes̱nā)


[sıfat]
  • Bir bütünün veya kuralın dışında olan
[zarf]
  • Dışında, ayrı, hariç tutularak

    Şehrinde yerleşen ve alışan halk müstesna, şiirin burada fazla beğeneceği bir yer de kalmamıştı. - Asaf Halet Çelebi


ÜSTENCİ


[isim]
  • Yüklenici

ÜSTELENMEK


[nesnesiz]
  • Üsteleme işine konu olmak

MÜSTEBAT (Kelime Kökeni: Arapça mustebʿad)


[sıfat] [eskimiş]
  • Olacağı sanılmayan, uzak görülen