İçinde Üs Bulunan 10 Harfli Kelimeler



İçerisinde ÜS olan 10 harfli 45 kelime bulunuyor. İçinde ÜS olan 10 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Üs ile başlayan 10 harfli kelimeler. üs ile biten 10 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

HOŞGÖRÜSÜZ36, SAĞGÖRÜSÜZ36, GÖRGÜSÜZCE35, GÖĞÜSLEMEK31, GÖĞÜSLENME31, DOĞAÜSTÜCÜ30, HÜSNÜYUSUF30, ÖLÇÜSÜZLÜK29, BÖLÜNTÜSÜZ28, DÖKÜNTÜSÜZ28, GÜRÜLTÜSÜZ26, PÜSKÜRTÜCÜ26, GÖRÜNTÜSEL25, MÜSAVATSIZ25, OLAĞANÜS23, PROSPEKTÜS23, PÜSÜRÜKLÜK23, ÜSLUPÇULUK23, GERÇEKÜS22, HÜSNÜKABUL22, SEYRÜSEFER22, ÜSTÜPÜLEME22, ÜRKÜNTÜSÜZ22, HÜSNÜNİYET21, ÜSTYAPISAL21, BAYRAMÜS20, MÜSAMAHALI20, MÜSAKKAFAT20, PÜSKÜRTMEK20, HÜSNÜTALİL19, ÜSTÜNLEŞME19, KALBURÜS18, ORDİNARYÜS18, DARÜSSELAM17, İKİNDİÜS17, MÜSTACELEN17, NORMALÜS17, TABİATÜS17, ÜSTÜNSEMEK17, MÜSTENİDEN16, ÜSTENCİLİK16, MÜSTEMLEKE15, MÜSELLESAT15, MÜSTAKİLEN14, ÜSTELENMEK14


MÜSTAKİLEN (Kelime Kökeni: Arapça mustaḳillen)


[zarf]
  • Bağımsız olarak

ÜSTELENMEK


[nesnesiz]
  • Üsteleme işine konu olmak

MÜSTEMLEKE (Kelime Kökeni: Arapça mustemleke)


[isim] [eskimiş]
  • Sömürge

    Liberalizm, müstemlekelerde tatbik edilmiş bir sistemdir. - Atatürk


MÜSELLESAT (Kelime Kökeni: Arapça mus̱elles̱āt)


[isim] [eskimiş] [matematik]
  • Trigonometri

MÜSTENİDEN (Kelime Kökeni: Arapça musteniden)


[zarf] [eskimiş]
  • Dayanarak

ÜSTENCİLİK


[isim]
  • Yüklenicilik, müteahhitlik

DAR


[sıfat]
  • İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı

    Bütün gece eski kentin dar sokaklarında dolaştım. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]
  • Yetersiz

    Bazıları mefkûrenin enginliğini ve azametini tamamıyla kavrayamayacak derecede dardırlar. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[zarf]
  • Güçlükle, ucu ucuna, ancak

    En sonra, pek çok sıkılan çocukların zoru ile akşam altı postasına dar yetiştiler. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dara boğmak
  • dara düşmek
  • dara gelmek
  • dara getirmek
  • darda bulunmak
  • darda kalmak
  • dar gelmek
  • dar kaçmak

Birleşik Kelimeler: dar açı, dar aralık, darboğaz, dar boğaz, dar darına, dar gelirli, dar görüşlü, dar hat, dar kafalı, dar paça, dar ünlü, dar vakit, dar zaman, dara dar, darı darına, gönlü dar, havsalası dar, içi dar, ufku dar, yüreği dar

[isim] [eskimiş]
  • İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk

Birleşik Kelimeler: darağacı

[isim] [eskimiş]
  • Yurt
[isim] [eskimiş]
  • Ev

Birleşik Kelimeler: darıdünya, darülaceze, darülbedayi, darüleytam, darülfünun, darüşşifa


İKİNDİÜSTÜ


[zarf]
  • İkindiye doğru, ikindiüzeri

MÜSTACELEN (Kelime Kökeni: Arapça mustaʿcelen)


[zarf] [eskimiş]
  • Çabucak

NORMALÜSTÜ


[sıfat]
  • Olağan dışı

TABİATÜSTÜ


[sıfat]
  • Doğaüstü

ÜSTÜNSEMEK


[-i]
  • Üstün, iyi, yeğlenir olduğuna inanmak

    Belki de loşluğu üstünseyen Zeyno mumu yakmış, yorganın üstünde hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. - Halide Edip Adıvar


KALBURÜSTÜ


[sıfat] [mecaz]
  • Seçkin, sivrilmiş, önde gelen

    Beylerbeyi, eski Boğaziçi'nin en kalburüstü bürokratlarını barındıran güngörmüşlüğünün simgesi, bir köşesidir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalburüstü kalmak
  • kalburüstüne gelmek


ORDİNARYÜS (Kelime Kökeni: Almanca Ordinarius)


[isim] [eskimiş]
  • Türk üniversitelerinde 1960 öncesinde, en az beş yıl profesörlük yapmış, bilimsel çalışmalarıyla kendini tanıtmış öğretim üyeleri arasından seçilerek bir kürsünün yönetimiyle görevlendirilen kimselere verilen unvan

HÜSNÜTALİL (Kelime Kökeni: Arapça ḥusn + taʿlīl)


[isim] [edebiyat]
  • Herhangi bir olayı, asıl sebebinden daha başka bir sebebin genellikle de daha güzel bir sebebin sonucu olarak gösterme sanatı