İçinde Öte Bulunan Kelimeler



İçinde ÖTE olan 18 kelime bulunuyor. İçerisinde ÖTE geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Öte kelimesinin anlamı nedir? Öte ile başlayan kelimeler. Öte ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

9 Harfli Kelimeler

ÖTELETMEK16, ÖTELENMEK16, ÖTEKİLERİ15

8 Harfli Kelimeler

FONDÖTEN23, DÖTERYUM20, ÖTELETME15, ÖTELENME15, ÖTELEMEK15

7 Harfli Kelimeler

ÖTENAZİ16, ÖTEBERİ15, ÖTELEME14, ÖTEKİSİ14

6 Harfli Kelimeler

GÜNÖTE18, YERÖTE14

5 Harfli Kelimeler

ENÖTE11, KÖTEK11, ÖTE11

3 Harfli Kelimeler

ÖTE9


ÖTE


[isim]
  • Konuşanın temel olarak aldığı bir şeyden daha uzak olan yer veya şey, mavera, beri karşıtı

    Köşklerin biraz ötesinde köy kulübelerine benzer derme çatma evler görülürdü. - Ruşen Eşref Ünaydın

[sıfat]
  • Bulunulan yere göre karşı yanda olan

    Evimizin bir yanı bahçe, öte yanı sokaktı. - Memduh Şevket Esendal

[sıfat]
  • Daha fazla, çok

    Güzel olduğu pek iddia edilmezdi ama güzellikten de öte güçlü bir çekiciliği vardı. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ötesi var mı?
  • ötesi yok

Birleşik Kelimeler: öteberi, öte gün, öte yandan, ötede beride, öteden beri, öteden beriden, ötesi berisi, ötesinde berisinde, öteye beriye, öteyi beriyi, enöte, günöte, yeröte, doğaötesi, fizikötesi, kızılötesi, morötesi, ruhötesi, ulusötesi


ENÖTE


[isim] [gök bilimi]
  • Bir gök cisminin yörüngesi boyunca, etrafında dolandığı merkezî cisme en uzak olduğu nokta

KÖTEK (Kelime Kökeni: Farsça kūtek)


[isim]
  • Baston, sopa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kötek atmak (veya çekmek)
  • kötek yemek

[isim] [hayvan bilimi]
  • Gölge balığı

ÖTEKİ


[zamir]
  • Diğeri, öbürü

    Bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış! - Memduh Şevket Esendal

[sıfat]
  • Sözü edilen veya benzer iki nesneden önem ve konum bakımından uzakta olan
[sıfat]
  • Öbür, diğer
[sıfat] [toplum bilimi]
  • Mevcut kültürün içinde dışlanmış olan

Birleşik Kelimeler: öteki beriki, öteki dünya


ÖTELEME


[isim]
  • Ötelemek işi
[fizik]
  • Bir cismin, bütün noktalarının eşit, paralel ve yöndeş yollar çizmesiyle beliren hareketi, intikal

ÖTEKİSİ


[zamir]
  • Ötede bulunan, diğeri, başkası

    Beriki sandalye kırık, ötekisini al.


YERÖTE


[isim] [gök bilimi]
  • Yer çevresinde dolanan bir uydunun yörüngesi üzerinde yere en uzak nokta, evç

ÖTEKİLERİ


[zamir]
  • Ötede bulunanlar, diğerleri, başkaları

ÖTELETME


[isim]
  • Öteletmek işi

ÖTELENME


[isim]
  • Ötelenmek işi

ÖTELEMEK


[-i]
  • Öteye götürmek

ÖTEBERİ


[isim]
  • Önemsiz, ufak tefek şeyler

    Sonra getirdikleri çuvalı açtılar, peksimetleri, tütünü ve öteberiyi çıkartıp raflara koydular. - Halikarnas Balıkçısı


ÖTELETMEK


[-i]
  • Öteleme işini yaptırmak

ÖTELENMEK


[nesnesiz]
  • Öteleme işi yapılmak

GÜNÖTE


[isim] [gök bilimi]
  • Yer yörüngesinin Güneş'e en uzak bulunduğu nokta, evç

    Yer, temmuzun başlangıcına doğru günöteye varmış bulunur.