İçinde Za Bulunan 5 Harfli Kelimeler



İçerisinde ZA olan 5 harfli 91 kelime bulunuyor. İçinde ZA olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Za ile başlayan 5 harfli kelimeler. za ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

DOZAJ20, ZAF20, ZAĞCI19, HAVZA18, ÖZALP18, ZAYIF17, CEVZA17, GAZAP16, ZAĞLI16, PİZZA15, ZAĞAR15, İZAFE14, İZA14, ZARİF14, ZAFER14, HIZAR13, HOZAN13, HOZAT13, ZAH13, PONZA13, GAZAL12, HAZAN12, HAZAR12, ZAN12, İHZAR12, LAHZA12, ZAÇ12, PLAZA12, PAZAR12, ZARCI12, ZAHİT12, ZAHİR12, KAZAZ11, ZABIT11, CEZAİ11, AZADE10, ABAZA10, ZAR10, BAZAL10, İZABE10, İBZAL10, KABZA10, MOZAK10, SIZAK10, UZAMA10, YAZAR10, ZARSI10, ZAMME10, ZAMLI10, ZABİT10, ARIZA9, AZA9, İLZAM9, KOLZA9, KORZA9, KIZAK9, KIZAN9, KOZAK9, KOZAN9, MİRZA9, MEZAT9, MEZAR9, ZAN9, MAZAK9, ZAM9, SAZAN9, SAZAK9, TUZAK9, TOZAN9, ZANLI9, ZAMİR9, ZALİM9, ZAMAN9, ARİZA8, ANZAK8, ALAZA8, ERZAK8, EZA8, İNZAL8, İZALE8, KAZAK8, KAZAN8, LEZAR8, NAZAL8, NAZAR8, RANZA8, TEZAT8, ZARAR8, ZANKA8, ZARTA8, ZATEN8


ARİZA (Kelime Kökeni: Arapça ʿarīża)


[isim] [eskimiş]
  • Yüksek bir makama sunulan mektup veya dilekçe

ANZAK (Kelime Kökeni: İngilizce anzac)


[isim] [tarih]
  • Birinci Dünya Savaşı sırasında kurulan, Avustralya veya Yeni Zelanda birliklerinin ortak adı

ALAZA


[isim] [halk ağzında]
  • Dökülen tohumlarla ertesi yıl kendiliğinden çıkan tahıl, soğan vb

ERZAK (Kelime Kökeni: Arapça erzāḳ)


[isim]
  • Uzun süre saklanabilen yiyeceklerin genel adı

    Çarşıdan erzakını bile kendi pazarlık eder, kendi alır, kendi evine getirir. - Ömer Seyfettin


EZANİ (Kelime Kökeni: Arapça eẕānī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Ezanla ilgili

Birleşik Kelimeler: ezani saat


İNZAL (Kelime Kökeni: Arapça inzāl)


[isim] [eskimiş]
  • İndirme, indirilme

İZALE (Kelime Kökeni: Arapça izāle)


[isim] [eskimiş]
  • Yok etme, giderme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • izale etmek

Birleşik Kelimeler: izaleişüyu


KAZAK (Kelime Kökeni: Fransızca casaque)


[isim]
  • Baştan geçirilerek giyilen, genellikle kollu, örme üst giysisi

    Kazak ördüm ağladım / İlmek ilmek bağladım - Halk türküsü

Birleşik Kelimeler: balıkçı kazağı

[isim] [askerlik]
  • Rusya'da ve İran'da ayrı bir sınıf oluşturan atlı asker
[sıfat] [mecaz]
  • Karısına söz geçirebilen, dediğini yaptırabilen erkek, kılıbık karşıtı
[isim]
  • Kazakistan Cumhuriyeti'nde yaşayan Türk soylu halk veya bu halktan olan kimse

Birleşik Kelimeler: Kazak çömelmesi


KAZAN


[isim]
  • Çok miktarda yemek pişirmeye veya bir şey kaynatmaya yarayan büyük, derin kap

    Koca bir kazan patates kaynattık. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kazan (biri) kepçe
  • kazanı kapalı kaynamak
  • kazan kaldırmak (veya devirmek)
  • kazan kaynamayan yerde maymun oynamaz

Birleşik Kelimeler: kazan dairesi, kazandibi, kazan kebabı, kazan taşı, banyo kazanı, boyama kazanı, buhar kazanı, cadı kazanı, çamaşır kazanı, kalorifer kazanı


LEZAR (Kelime Kökeni: Fransızca lézard)


[isim]
  • Kertenkele derisinin sepilenmesiyle elde edilen bir deri türü

NAZAL (Kelime Kökeni: Fransızca nasal)


[sıfat] [dil bilgisi]
  • Genizsil

NAZAR (Kelime Kökeni: Arapça naẓar)


[isim]
  • Belli kimselerde bulunduğuna inanılan, kıskançlık veya hayranlıkla bakıldığında insanlara, eve, mala mülke hatta cansız nesnelere kötülük verdiğine inanılan uğursuzluk, göz
[eskimiş]
  • Bakış, bakma, göz atma

    İlk nazarda mağrur, azametli tesirini veriyor. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... nazarıyla bakmak
  • nazara gelmek
  • nazar değmek
  • nazarı değmek

Birleşik Kelimeler: nazar boncuğu, nazarıdikkat, nazarıitibar, noktainazar, sarfınazar


RANZA (Kelime Kökeni: İtalyanca rancio)


[isim]
  • Gemi, tren, kışla, yatılı okul vb. yerlerde üst üste yapılan yatak yeri

TEZAT (Kelime Kökeni: Arapça teżādd)


[isim]
  • Karşıtlık, karşıt olma, zıtlık, çelişki, kontrast, antagonizma

    Bir milletin güzidesiyle halkı arasında bu derece tezat doğru mudur? - Orhan Seyfi Orhon

[edebiyat]
  • Anlatımda birbirine karşıt iki sözü yan yana kullanma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tezada düşmek


ZARAR (Kelime Kökeni: Arapça żarar)


[isim]
  • Bir şeyin, bir olayın yol açtığı çıkar kaybı veya olumsuz, kötü sonuç, dokunca, ziyan, mazarrat

    Aldığı günlerde iyi para getiren oteli zararla kapatmaya başlamışlar. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zarara sokmak
  • zarara uğramak
  • zarar çekmek
  • zararda olmak
  • zarar etmek
  • zarar gelmek
  • zarar görmek
  • zararı dokunmak
  • zararı olmamak
  • zararı yok
  • zarar vermek

Birleşik Kelimeler: akıllara zarar, akla zarar, maddi zarar, manevi zarar