İçinde Yuva Bulunan Kelimeler



İçinde YUVA olan 25 kelime bulunuyor. İçerisinde YUVA geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yuva kelimesinin anlamı nedir? Yuva ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

YUVARLAKLAŞMAK27

13 Harfli Kelimeler

YUVARLAKLAŞMA26

12 Harfli Kelimeler

BÜLBÜLYUVASI31

11 Harfli Kelimeler

YUSYUVARLAK24, YUVARLAKLIK21, YUVARLANMAK21, YUVARLATMAK21

10 Harfli Kelimeler

YUVARÖLÇER28, YUVARLACIK23, YUVARLANIŞ23, YUVALANMAK20, YUVARLAMAK20, YUVARLANMA20, YUVARLATMA20

9 Harfli Kelimeler

YUVARLAMA19, YUVALANMA19, YUVALAMAK19

8 Harfli Kelimeler

YUVALAMA18, YUVARLAK17

7 Harfli Kelimeler

ALYUVAR16, AKYUVAR16

6 Harfli Kelimeler

YUVALI16

5 Harfli Kelimeler

YUVAK14, YUVAR14

4 Harfli Kelimeler

YUVA13


YUVA


[isim]
  • Kuşların ve başka hayvanların barınmak, yumurtlamak, kuluçkaya yatmak, yavrularını büyütmek veya yavrulamak için türlü şeylerden yaptıkları ve türlü biçimlerde hazırladıkları barınak

    Kuşlar yuva, dünyaevi yatak, dünya kapılarında yavrular kundak bekliyordu. - Arif Nihat Asya

[mecaz]
  • Bazı kötü nitelikli kimselerin çok bulunduğu, toplandığı yer

    Hırsız yuvası.

[mecaz]
  • Bir şeyin öğretildiği yer

    İrfan yuvası.

[mecaz]
  • Bir şeyin çok bulunduğu yer

    Bu oda böcek yuvası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yuva kurmak
  • yuvasını bozmak
  • yuvasını dağıtmak
  • yuvasını yapmak
  • yuvasını yıkmak
  • yuva yapmak
  • yuvayı yapan dişi kuştur
  • yuvayı yürütmek

Birleşik Kelimeler: yuvaya dönüş, bülbülyuvası, cam yuvası, çocuk yuvası, fındık yuvası, göz yuvası, karınca yuvası, kastanyola yuvası, kuş yuvası


YUVAK


[isim] [halk ağzında]
  • Loğ

YUVAR


[isim] [anatomi]
  • Organizmadaki kan, lenf, süt vb. sıvılarda bulunan, genellikle yuvarlak veya oval küçük cisim
[gök bilimi]
  • Yer yuvarlağı gibi düzgün olmayan küresel biçim

Birleşik Kelimeler: yuvarölçer, yuvar yuvar, akyuvar, alyuvar, orta yuvar, gaz yuvarı, göz yuvarı, hava yuvarı, ısı yuvarı, ışık yuvarı, iyon yuvarı, kat yuvarı, ozon yuvarı, renk yuvarı, su yuvarı, taş yuvarı, yer yuvarı


ALYUVAR


[isim] [anatomi]
  • Kana al rengini veren, çekirdeksiz, yuvarlak, küçük hücre, eritrosit

    Kanın her milimetreküpünde beş milyon kadar alyuvar bulunur.


AKYUVAR


[isim] [anatomi]
  • Kan, lenf vb. vücut sıvılarında bulunan çekirdekli, yuvarlak hücre, lökosit

YUVALI


[sıfat]
  • Bir yuva içinde bulunan, yuvası olan

YUVARLAK


[sıfat]
  • Top veya küre biçiminde olan, müdevver

    Yuvarlak bir yüz. Yuvarlak bir masa.

[isim]
  • Top veya küre biçiminde toparlak şey
[mecaz]
  • Kesin ve açık olmayan (söz, laf vb.)
[isim] [argo]
  • Homoseksüel erkek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yuvarlak konuşmak

Birleşik Kelimeler: yuvarlak ağızlılar, yuvarlak çekirdeksiz, yuvarlak hesap, yuvarlak masa toplantısı, yuvarlak sayı, yuvarlak solucanlar, yuvarlak ünlü, yuvarlak vokal, meşin yuvarlak, orta yuvarlak, santra yuvarlağı, yer yuvarlağı


YUVALAMA


[isim]
  • Yuvalamak işi

YUVARLAMA


[isim]
  • Yuvarlamak işi

YUVALANMA


[isim]
  • Yuvalanmak işi

YUVALAMAK


[nesnesiz]
  • Yuva yapmak

    Leylek bacaların üstünde yuvalar.


YUVALANMAK


[nesnesiz]
  • Ev bark, yuva sahibi olmak, yuva kurmak
[askerlik]
  • Silah, görünmeyecek bir biçimde gizlenmek
[mecaz]
  • Bir yerde birikmek, toplanmak

    Bu isim bana bir zamanlar İstanbul'un en kirli âlemlerinde yuvalanmış bir simayı hatırlattı. - Halit Ziya Uşaklıgil


YUVARLAMAK


[-e]
  • Bir şeyi bir yerden kaldırmadan ekseni çevresinde döndürerek yürütmek, tekerlemek

    Balta ve küskü ile onu kaldırır, aşağıya yuvarlarız. - Refik Halit Karay

[-i]
  • Döndürerek tomar yapmak veya yuvarlak duruma getirmek
[-e] [-i]
  • Hızla düşürmek, devirmek

    Bir çelmede adamı yere yuvarladı.

[nesnesiz] [mecaz]
  • Sözü belirsizce, anlaşılmayacak biçimde söylemek

    Bu meslekte neler gördük biz diye yuvarlayarak lafı değiştiriyorum. - Ahmet Ümit

[nesnesiz] [teklifsiz konuşmada]
  • İnanılmayacak yalanlar söylemek
[nesnesiz] [teklifsiz konuşmada]
  • İstekle ve çabucak yemek veya içmek

    Birbiri ardınca bilmem kaç şişe bira yuvarlamış. - Attila İlhan

[-i]
  • Kelimelerin bazı seslerini söylememek

    Kendine has, kelimelerin son hecelerini yuvarlaya yuvarlaya, yumuşak bir konuşma tarzı vardı. - Emine Işınsu

[-i]
  • Sayıyı, küçük tutarlarını atarak veya ekleyerek tüm sayı durumuna getirmek

YUVARLANMA


[isim]
  • Yuvarlanmak işi

YUVARLATMA


[isim]
  • Yuvarlatmak işi