İçinde Yta Bulunan Kelimeler



İçinde YTA olan 41 kelime bulunuyor. İçerisinde YTA geçen kelimeler ve kelime anlamları.

14 Harfli Kelimeler

ŞEYTANMİNARESİ21

13 Harfli Kelimeler

ŞEYTANTIRNAĞI27, ŞEYTANARABASI22, KAYTARMACILIK21

12 Harfli Kelimeler

ŞEYTANİĞNESİ25, ŞEYTANFENERİ23, PAYTAKLAŞMAK22, KAYTARICILIK20

11 Harfli Kelimeler

PAYTAKLAŞMA21, ŞEYTANTERSİ17, ŞEYTANILAİN17

10 Harfli Kelimeler

ŞEYTANSAÇI20, ŞEYTANIMSI19, DARÜLEYTAM17, KAYTARMACI17, SOYTARILIK16

9 Harfli Kelimeler

KAYTARICI16, PAYTAKLIK16, ŞEYTANLIK15, BAYTARLIK14, KAYTAKLIK12, KAYTARMAK12

8 Harfli Kelimeler

PAYTAKÇA17, ŞEYTANCA16, HAYTALIK15, ŞEYTANSI15, KAYTARIŞ14, ŞEYTANET13, KAYTABAN12, KAYTANLI11, KAYTARMA11

7 Harfli Kelimeler

SOYTARI12, ŞEYTA12

6 Harfli Kelimeler

MAYTAP13, PAYTAK12, ŞEYTAN11, BAYTAR10, KAYTAN8, KAYTAK8

5 Harfli Kelimeler

HAYTA11, EYTAM8


KAYTAN


[isim]
  • Pamuk veya ipekten sicim

    Nefise, titreyerek bir küçük torbaya benzeyen bu atlas kesenin kaytanını çözdü, ağzını açtı. - Halit Ziya Uşaklıgil

[denizcilik]
  • Yelkeni yarı kapatmak için kullanılan örgü halat

Birleşik Kelimeler: kaytan bıyık


KAYTAK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Kuytu
[mecaz]
  • Sözünde durmayan
[argo]
  • Yağcı, dalkavuk, numaracı

EYTAM (Kelime Kökeni: Arapça eytām)


[isim] [eskimiş]
  • Yetimler

Birleşik Kelimeler: darüleytam


BAYTAR (Kelime Kökeni: Arapça bayṭar)


[isim]
  • Veteriner hekim

KAYTANLI


[sıfat]
  • Kaytanı olan, kaytanla dikilmiş

    Sonunda, koynundan kaytanlı bir muska çıkardı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


KAYTARMA


[isim]
  • Kaytarmak işi

    Kaytarmaya kalkıştım mı öfkeleniyor, çıkışıyor bana. - Tomris Uyar


ŞEYTAN (Kelime Kökeni: Arapça şeyṭān)


[isim] [din bilgisi]
  • Hz. Âdem'e secde etmediği için cennetten kovulan, insanları Allah'ın emirlerine karşı kışkırtan, kötülüğe yönelten cin, iblis
[mecaz]
  • Kötü düşünceli, kötü niyetli kimse
[sıfat] [mecaz]
  • Çok kurnaz, uyanık (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şeytana külahı (veya pabucu) ters giydirmek
  • şeytan aldatmak
  • şeytana parmak ısırtmak
  • şeytana uymak
  • şeytan azapta gerek
  • şeytan diyor ki
  • şeytan dürtmek
  • şeytan elini çekmiş
  • şeytan geçmiş gibi
  • şeytan geçti
  • şeytan gibi
  • şeytan görsün yüzünü
  • şeytanın arka bacağı (veya kıç bacağı veya art ayağı)
  • şeytanın bacağını (veya ayağını) kırmak
  • şeytanın gör dediği
  • şeytanın işi yok
  • şeytanın yattığı yeri bilmek
  • şeytan kandırmak
  • şeytan kulağına kurşun
  • şeytan tüyü olmak

Birleşik Kelimeler: şeytanarabası, şeytan bezi, şeytan çekici, şeytan elması, şeytanılain, şeytaniğnesi, şeytan kırmızısı, şeytan kuşu, şeytanmasası, şeytanminaresi, şeytan otu, şeytan örümceği, şeytansaçı, şeytan şalgamı, şeytan taşlama, şeytantersi, şeytantırnağı, şeytan tırnağı, şeytan uçurtması, kör şeytan


HAYTA


[isim] [tarih]
  • Osmanlıların ilk dönemlerinde eyalet askerlerinin uç boylarında görevli sınıflarından biri
[sıfat] [mecaz]
  • Başıboş, bir baltaya sap olamamış, apaş, serseri

    Ötedeki masada birtakım hayta gençler cıvık cıvık gülüşüyor. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]
  • Toroslarda yaşayan bir Yörük aşireti

KAYTAKLIK


[isim]
  • Kaytak olma durumu

KAYTARMAK


[-i] [halk ağzında]
  • Geri çevirmek, iade etmek
[-den]
  • İş yapmaktan kaçmak

    Toplum içinde kapısının önünü süpürmekten kaytaranlar dünyanın her yerinde çoklukta. - Necati Cumalı


KAYTABAN


[isim]
  • Sürü, deve sürüsü
[sıfat] [mecaz]
  • Başıboş, düzensiz

SOYTARI (Kelime Kökeni: Arapça saʿterī)


[isim]
  • Söz ve davranışlarıyla halkı güldürüp eğlendiren kimse, maskara

    Çirkin bir oyun bu. Soytarıların zaferinden tehlikeli sonuçlar çıkarıyorsunuz. - Turan Oflazoğlu

[mecaz]
  • Hileci, yaltak kimse, kaşmer

ŞEYTANİ (Kelime Kökeni: Arapça şeyṭānī)


[sıfat]
  • Şeytanca

    Bir millete yapılabilecek sinsi ve şeytani hücum onun vicdanından mazisini almak, hafızasında mazisini yok etmektir. - Abdülhak Şinasi Hisar


PAYTAK (Kelime Kökeni: Arapça baydaḳ)


[sıfat]
  • Çarpık, eğri bacaklı
[isim]
  • Satranç oyununda piyade taşı

Birleşik Kelimeler: paytak adım


ŞEYTANET (Kelime Kökeni: Arapça şeyṭanet)


[isim] [eskimiş]
  • Şeytanlık, kurnazlık