İçinde Yet Bulunan 11 Harfli Kelimeler



İçerisinde YET olan 11 harfli 38 kelime bulunuyor. İçinde YET olan 11 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yet ile başlayan 11 harfli kelimeler. yet ile biten 11 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

EVLEVİYETLE25, ŞAHSİYETSİZ25, HAYSİYETSİZ24, CİDDİYETSİZ24, HÜRRİYETSİZ23, ZÜRRİYETSİZ22, BEŞERİYETÇİ21, VASİYETNAME21, VELAYETNAME20, YETİŞMİŞLİK20, EHEMMİYET19, HAYATİYET19, MUAYYENİYET19, MEDENİYETÇİ19, NİHAYETİNDE19, TABİİYETSİZ19, YETİŞTİRİCİ19, EHLİYETNAME18, MİLLİYETSİZ18, MÜESSİRİYET18, SALAHİYET18, YETMEZLENME18, YETSİZLİK17, ŞİKAYETNAME17, TAZİYETNAME17, YETİŞTİRMEK17, YETKİNLEŞME17, YETKİSİZLİK17, YETİNGENLİK17, YETERSİZLİK17, MESULİYET16, SAMİMİYETLE16, YETİŞKİNLİK16, KABİLİYET15, EKSERİYETLE14, ELASTİKİYET14, İNSANİYET14, YETLENMEK14


EKSERİYETLE


[zarf]
  • Genellikle

    Şenlik pansiyonerleri de ekseriyetle iratları düzgün kimseler değildir. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


ELASTİKİYET (Kelime Kökeni: Fransızca élastique + Arapça -iyyet)


[isim]
  • Esneklik

İNSANİYETLİ


[sıfat]
  • İnsanlığı olan, mürüvvetli

    Şöyle böyle derler amma erkeklerin içinde de ne insaniyetlileri var. - Reşat Nuri Güntekin


NİYETLENMEK


[-e]
  • Niyet etmek, tasarlamak

    Birkaç kere gitmeye niyetlendi. - Yusuf Ziya Ortaç


KABİLİYETLİ


[sıfat]
  • Yetenekli

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kabiliyetli çırak ustayı geçer


MESULİYETLİ


[sıfat]
  • Sorumlu

SAMİMİYETLE


[zarf]
  • Karşısındakine güvenerek, kendine yakın bularak

YETİŞKİNLİK


[isim]
  • Yetişkin olma durumu

    Her insan, hayatının bütün evrelerinde; çocukluğunda, gençliğinde, yetişkinliğinde başarılı olmak ister.


NİYETSİZLİK


[isim]
  • Niyetsiz olma durumu

ŞİKÂYETNAME (Kelime Kökeni: Arapça şikāyet + Farsça nāme)


[isim] [eskimiş]
  • Bir görevlinin, yanlış ve kötü hareketleriyle davranışlarını ilgili ve yetkili makama bildiren yazı, şikâyet mektubu

TAZİYETNAME (Kelime Kökeni: Arapça taʿziyet + Farsça nāme)


[isim] [eskimiş]
  • Başsağlığı dileme yazısı

YETİŞTİRMEK


[-e] [-i]
  • Birini, bir şeyi gitmekte veya gitmek üzere olan bir kimse veya şeye ulaştırmak, ulaşmasını sağlamak
[nesnesiz]
  • Üretmek, büyütmek, geliştirmek

    Evlerinin bahçesinde bir iki elma, erik ağacı yetiştirirler. - Necati Cumalı

[-i]
  • Yetmesini sağlamak

    Cephemiz susuz, kuru ekmek ve benzini güç yetiştiriyoruz. - Falih Rıfkı Atay

[-i]
  • Aceleyle ulaştırmak
[-e] [mecaz]
  • Söylenmemesi gereken bir şeyi birine hemen söylemek

    Hiç kalır mı? Ertesi gün valiye yetiştirdiler. - Memduh Şevket Esendal

[-i] [mecaz]
  • Çocuğun gelişip büyümesine özen göstermek

    Munise'yi güzel ahlaklı bir kadın olarak yetiştirecektim. - Reşat Nuri Güntekin

[-i] [mecaz]
  • Eğitim, öğrenim sağlamak

YETKİNLEŞME


[isim]
  • Yetkinleşmek işi, tekemmül

YETKİSİZLİK


[isim]
  • Yetkisiz olma durumu, salahiyetsizlik

YETİNGENLİK


[isim]
  • Kanaatkârlık