İçinde Yaş Bulunan Kelimeler



İçinde YAŞ olan 53 kelime bulunuyor. İçerisinde YAŞ geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Yaş kelimesinin anlamı nedir? Yaş ile başlayan kelimeler. Yaş ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

ORTAKYAŞARLIK20

12 Harfli Kelimeler

YAŞMAKLANMAK19

11 Harfli Kelimeler

AYYAŞLAŞMAK22, YAŞANMIŞLIK22, YAŞMAKLAMAK18, YAŞMAKLANMA18

10 Harfli Kelimeler

AYYAŞLAŞMA21, YAŞANILMAK17, YAŞATMAMAK17, YAŞMAKLAMA17, ORTAKYAŞAR16

9 Harfli Kelimeler

YAŞMAKSIZ20, YAŞAMÜSTÜ20, YAŞARTICI19, YAŞANILMA16, YAŞLANMAK15, YAŞARTMAK15

8 Harfli Kelimeler

YAŞATICI18, YAŞAMACA17, AYYAŞLIK16, YAŞMAKLI15, YAŞLILIK15, YAŞITLIK15, YAŞAMSAL15, YAŞLANMA14, YAŞATMAK14, YAŞARTMA14, YAŞARMAK14, YAŞARLIK14, YAŞANMAK14, YAŞATKAN13

7 Harfli Kelimeler

GÖZYAŞI26, YAŞAYIŞ18, YAŞLICA16, YAŞINDA15, YAŞASIN14, YAŞATMA13, YAŞARMA13, YAŞANTI13, YAŞANMA13, YAŞAMAK13, YAŞANAK12

6 Harfli Kelimeler

YAMYAŞ14, YAŞAMA12, YAŞLIK12, YAŞMAK12

5 Harfli Kelimeler

AYYAŞ12, YAŞAM11, YAŞIT11, YAŞLI11

4 Harfli Kelimeler

AYAŞ9, YAŞA9

3 Harfli Kelimeler

YAŞ8


YAŞ


[isim]
  • Doğuştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman, sin (II)

    Yaş otuz beş, yolun yarısı eder. - Cahit Sıtkı Tarancı

[meteoroloji]
  • Bir gök cisminin oluşmaya başladığı günden bugüne kadar geçirdiği zaman süresi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... yaşını sürmek
  • yaşı benzemesin
  • yaşına başına bakmamak
  • yaşında
  • yaşından başından utanmamak (veya sıkılmamak)
  • yaşı ne başı ne?
  • yaşını başını almak
  • yaşını bitirmek (veya doldurmak)
  • yaşı yerde (veya toprakta) sayılası
  • yaş ilerlemek
  • yaş yetmiş, iş bitmiş

Birleşik Kelimeler: yaş baş, yaş dağılımı, yaş dönümü, yaş günü, yaş haddi, yaş sınırı, yirmi yaş dişi, olgunluk yaşı, zekâ yaşı

[sıfat]
  • Nemli, ıslak, kuru karşıtı
[isim]
  • Gözyaşı

    Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[argo]
  • Kötü

    Bugün işler yaş.

[argo]
  • Zor

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yaş akıtmak (veya dökmek)
  • yaşını içine akıtmak
  • yaş kesen baş keser
  • yaşlara boğulmak
  • yaş tahtaya (veya yere) basmamak
  • yaşta kalmış kavat pabucu gibi

Birleşik Kelimeler: yaş çayır, yaş kesim, yaş pasta, yaş sebze, yaş üzüm, gözyaşı


AYAŞ


[isim]
  • Ankara iline bağlı ilçelerden biri

YAŞA


[ünlem]
  • Hoşnutluk, sevinç vb. duyguları anlatmak için söylenen bir söz, yaşasın, ole, oley

    Ey vatan, ey mübarek vatan, bin yaşa! - Tevfik Fikret


YAŞAM


[isim]
  • Doğumla ölüm arasında yaşanan süre, ömür, hayat(I)

Birleşik Kelimeler: yaşam biçimi, yaşam bilimleri, yaşam boyu, yaşam dolu, yaşam düzeyi, yaşam felsefesi, yaşam güvencesi, yaşam kavgası, yaşam koçu, yaşam koşulları, yaşam öyküsel, yaşam öyküsü, yaşam savaşı, yaşam sigortası, yaşam standardı, yaşamüstü, faturalı yaşam, öz yaşam, özel yaşam, sağlıklı yaşam, sosyal yaşam, meslek yaşamı


YAŞIT


[isim]
  • Aynı yaşta olan kimselerden her biri

    Sevim, yaşıtlarından boylu, inanılmayacak kadar çevik bir kızdı. - Attila İlhan


YAŞLI


[sıfat]
  • Yaşı ilerlemiş, kocamış, ihtiyar (kimse)

    Bir kez daha çocuğun taşkın neşesinden tedirgin oldu yaşlı kadın. - Elif Şafak

Birleşik Kelimeler: yaşlı başlı, orta yaşlı

[sıfat]
  • Yaşla dolmuş (göz)

    Hıçkırarak yaşlı gözlerini kaldırdı. - Ömer Seyfettin


YAŞANAK


[isim]
  • Özellikle erken veya yeni doğmuş bebeklerin, zarar verebilecek dış etkenlerden korunması amacıyla içine yerleştirildiği, belirli sıcaklığın ve nemin özel olarak oluşturulduğu, şeffaf, kapalı araç, kuvöz

YAŞAMA


[isim]
  • Yaşamak işi

    Nasıl yaşamayı bırakmak nasıl / Bir memleket mi bu, bir elbise mi ki? - Fazıl Hüsnü Dağlarca

Birleşik Kelimeler: yaşama çabası, yaşama gücü, yaşama sevinci, yaşama uğraşısı, birlikte yaşama, ortak yaşama


YAŞLIK


[isim]
  • Yaş olma durumu, ıslaklık

    Nem elbisenize işlemiştir, yaşlığında deniz suyunun tuzlu tadı ve yapışkanlığı duyuluyor. - Refik Halit Karay


YAŞMAK


[isim] [eskimiş]
  • Kadınların ferace ile birlikte kullandıkları, gözleri açıkta bırakan, ince yüz örtüsü

    Çıka çıka, yaşmak feraceli, kazık gibi bir kadın çıktı. - Sermet Muhtar Alus

[halk ağzında]
  • Başla birlikte yüzü, ağzı kapatan örtü

AYYAŞ (Kelime Kökeni: Arapça ʿayyāş)


[sıfat]
  • İçkiye düşkün, içkici, içici, keş(II), küplü, bekri

    Ayyaşlar, bol bol buzlu, buzsuz rakı içtiler. - Sait Faik Abasıyanık


YAŞATKAN


[sıfat]
  • Hayatın sürmesini, büyümeyi, çoğalmayı sağlayan

Birleşik Kelimeler: yaşatkan sinir sistemi


YAŞATMA


[isim]
  • Yaşatmak işi

YAŞARMA


[isim]
  • Yaşarmak işi

YAŞANTI


[isim]
  • Hayat tarzı, içinde yaşanılan şartların tümü, hayat

    Eski alışkanlıkların yanı sıra genel yaşantıya tepki duymuşlardı. - Cahit Külebi