İçinde Ve Bulunan 4 Harfli Kelimeler



İçerisinde VE olan 4 harfli 24 kelime bulunuyor. İçinde VE olan 4 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ve ile başlayan 4 harfli kelimeler. ve ile biten 4 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÖVEÇ19, VE17, VE16, VEFA16, ÜVEZ15, VE14, VE14, ÜVEY14, İŞVE13, ŞİVE13, VECT13, VECA13, DEVE12, VE12, VEYA12, VEDA12, VEBA12, YAVE12, VETO11, EVET10, VE10, VENA10, VERE10, VE10


EVET


[edat]
  • `Öyledir` anlamında kullanılan bir doğrulama veya onaylama sözü, olur, oldu, peki, tamam, ya, beli, ha, he

    Evet, bu bahsin en canlı noktası buradadır. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: evet efendimci


VELİ (Kelime Kökeni: Arapça velī)


[isim]
  • Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her türlü davranışından sorumlu kimse, ege, iye
[din bilgisi]
  • Ermiş

    Anadolu'da hele Rumeli'de her yolüstünde, her tepede görülen türbelerde yatan veliler... - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: veliaht, velinimet, veliyullah


VENA (Kelime Kökeni: Latince)


[isim] [anatomi]
  • Toplardamar

VERE (Kelime Kökeni: Sırpça)


[isim] [tarih]
  • Bir kalenin veya tahkim edilmiş bir yerin teslimi

VERİ


[isim]
  • Bir araştırmanın, bir tartışmanın, bir muhakemenin temeli olan ana öge, muta, done
[matematik]
  • Bir problemde bilinen, belirtilmiş anlatımlardan bilinmeyeni bulmaya yarayan şey
[bilişim]
  • Olgu, kavram veya komutların, iletişim, yorum ve işlem için elverişli biçimli gösterimi

Birleşik Kelimeler: veri bankası, veri dosyası, veri işlem, veri ortamı, veri tabanı, veri toplama, özveri


VETO (Kelime Kökeni: Fransızca veto)


[isim]
  • Karşı çıkma, engelleme, reddetme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • veto etmek
  • veto yemek

Birleşik Kelimeler: veto hakkı


DEVE


[isim] [hayvan bilimi]
  • Geviş getiren memelilerden, boynu uzun, sırtında bir veya iki hörgücü olan, yük taşımakta kullanılan hayvan (Camelus)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • deve bir akçeye, deve bin akçeye
  • deve boynuz ararken kulaktan olmuş
  • deve büyüktür amma beşini bir eşek yeder
  • deveden büyük fil var
  • deve, deve yerine çöker
  • deve gibi
  • deve Kâbe'ye gitmekle hacı olmaz
  • deve nalbanda bakar gibi
  • devenin derisi eşeğe yük olur
  • deve olmak
  • deve yapmak (veya etmek)
  • deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenilmez
  • deveye burç gerek olursa boynunu uzatır
  • deveye hendek atlatmak
  • deve yerine deve çöker
  • deveyi düze çıkarmak
  • deveyi havuduyla yutmak
  • deveyi yardan uçuran bir tutam ottur

Birleşik Kelimeler: deveboynu, deve dikeni, deve dişi, deve döşlü, deveelması, devegözü, deve hamuru, deve kini, deve kolu, deve kuşu, devetabanı, deve tımarı, devetüyü, deve tüyü, deve yükü, deve yürekli, hacı devesi, peygamberdevesi


NÜVE (Kelime Kökeni: Arapça nuve)


[isim]
  • Bir şeyin özü

VEYA (Kelime Kökeni: Arapça ve + Farsça yā)


[bağlaç]
  • Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut

    Ben Atatürk'le üç veya iki defa karşılaştım. - Burhan Felek


VEDA (Kelime Kökeni: Arapça vidāʿ)


[isim]
  • Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme

    Zaten ayrılması sırasında elimi sıkışı, yüzüme bakışı, acelesi ve tuhaflığı bir vedaya benziyordu. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • veda etmek


VEBA (Kelime Kökeni: Arapça vebāʾ)


[isim] [tıp]
  • Hasta farelerden insana geçen bir mikrobun oluşturduğu bulaşıcı, öldürücü bir hastalık, taun
[hayvan bilimi]
  • Bazı hayvan hastalıkları

    Sığır vebası. Domuz vebası.

Birleşik Kelimeler: sığır vebası


YAVE (Kelime Kökeni: Farsça yāve)


[isim] [eskimiş]
  • Saçma, saçma sapan söz

    Sonra da oturur, talihsizlik yaveleri ile hikâyeci numaralarına başvururum. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yave okumak


İŞVE (Kelime Kökeni: Arapça ʿişve)


[isim]
  • Kadınların ilgi çekmek, gönül çelmek için takındıkları hoş, aldatıcı tavır, kırıtma, naz, cilve, eda

    Yelpaze çevrilir gibi birden dönüşleri, işveyle devriliş, saçılış, örtünüşleri... - Yahya Kemal Beyatlı


ŞİVE (Kelime Kökeni: Farsça şīve)


[isim] [dil bilimi]
  • Söyleyiş özelliği

    Bunu Arapça değil, peltek bir Kafkas şivesiyle, Türkçe söyledi. - Refik Halit Karay

[eskimiş]
  • Naz, eda

VECT (Kelime Kökeni: Arapça vecd)


[isim] [eskimiş]
  • Sevgi veya heyecandan doğan coşkunluk, kendinden geçme, esrime

    Kolektif bir vect, birlikte söylenilen şarkı taslağı, boğazdan gelen bu çığlıklar şiirin ilk nescini teşkil etmektedir. - Asaf Halet Çelebi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vecde gelmek
  • vecde kapılmak