İçinde Uşak Bulunan Kelimeler



İçinde UŞAK olan 21 kelime bulunuyor. İçerisinde UŞAK geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Uşak kelimesinin anlamı nedir? Uşak ile başlayan kelimeler. Uşak ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

YUMUŞAKLAŞMAK25

12 Harfli Kelimeler

YUMUŞAKLAŞMA24, YUMUŞAKÇALAR23

11 Harfli Kelimeler

KUŞAKLANMAK16

10 Harfli Kelimeler

YUMUŞAKLIK19, DUŞAKLAMAK17, KUŞAKLAMAK15, KUŞAKLANMA15

9 Harfli Kelimeler

YUMUŞAKÇA20, UŞAKKAPAN17, DUŞAKLAMA16, UŞAKLILIK15, KUŞAKLAMA14

8 Harfli Kelimeler

KUŞAKSIZ17

7 Harfli Kelimeler

YUMUŞAK15, KUŞAKLI12, UŞAKLIK12

6 Harfli Kelimeler

UŞAKLI11

5 Harfli Kelimeler

DUŞAK11, KUŞAK9

4 Harfli Kelimeler

UŞAK8


UŞAK


[isim]
  • Çocuk

Birleşik Kelimeler: uşakkapan, oğul uşak, çadıruşağı, yalı uşağı

[isim]
  • Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

KUŞAK


[isim]
  • Bele sarılan uzun ve enli kumaş

    Emin olmak için kuşağından bir ayna çıkarıp camı bile çizdi. - İhsan Oktay Anar

[teknoloji]
  • Bir ürünün, bir aygıtın teknolojideki ve bilimdeki gelişmeye göre üretilen yeni biçimleri
[gök bilimi]
  • Yeryüzünde veya herhangi bir gök cisminde belli şartları sağlayan bölge

    İklim kuşakları. Zaman kuşakları.

[coğrafya]
  • Yeryüzünün kutuplar, kutup daireleri ve dönencelerle belirlenen beş bölümünden her biri, küre kuşağı

    Isı kuşak.

[felsefe]
  • Yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişilerin topluluğu

    Daha çok yeni kuşak şairlerin ürünlerine yer veriyoruz. - Ahmet Ümit

[matematik]
  • Bir küre yüzeyi, paralel iki düzlemle kesildiğinde iki kesitin arasında kalan bölüm
[sinema] [televizyon]
  • Henüz birleştirilmemiş ses ve görüntü taşıyan filmler
[televizyon]
  • Televizyonda programlar için ayrılmış özel zaman dilimi

    Çizgi film kuşağı.

[toplum bilimi]
  • Yaklaşık yirmi beş otuz yıllık yaş kümelerini oluşturan bireyler öbeği, göbek, nesil, batın, jenerasyon

    Bugünkü kuşak benim kuşağımın bir hikâyesini dinlemelidir. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: kuşak bağlama, ılıman kuşak, ısı kuşak, orta kuşak, sıcak kuşak, şal kuşak, tropikal kuşak, yeşil kuşak, ağız kuşağı, Burçlar Kuşağı, dalga kuşağı, deprem kuşağı, ebekuşağı, ebemkuşağı, gayret kuşağı, gelinkuşağı, gökkuşağı, hacılarkuşağı, küre kuşağı, meryemanakuşağı, orman kuşağı, reklam kuşağı, ses kuşağı, yağmur kuşağı


UŞAKLI


[isim]
  • Uşak ilinden olan kimse

DUŞAK


[isim] [halk ağzında]
  • Hayvanın iki ayağını iple bağlayarak yapılan köstek

KUŞAKLI


[sıfat]
  • Kuşağı olan

    Kıpkızıl ve gırtlaktan aşağı kuşaklı gömlek, tuhaf bir kasket ve elde silah! - Aka Gündüz


UŞAKLIK


[isim]
  • Uşak olma durumu

    Uşaklık, ayvazlık istihkakın yokken bu rütbeye gelmişsin. - Namık Kemal

[mecaz]
  • Birinin, kendi öz saygısı pahasına başkasına yaptığı hizmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uşaklık etmek


KUŞAKLAMA


[isim]
  • Kuşaklamak işi
[zarf]
  • Kuşak biçiminde

KUŞAKLAMAK


[-i]
  • Kuşaklarla sağlamlaştırmak

KUŞAKLANMA


[isim]
  • Kuşaklanmak durumu

UŞAKLILIK


[isim]
  • Uşaklı olma durumu

YUMUŞAK


[sıfat]
  • Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı

    Pamuk yumuşaktır.

[mecaz]
  • Kaba, hırçın, sert olmayan, kolay yola gelen, uysal
[mecaz]
  • Okşayıcı, tatlı, hoş

    Gözleri yan aralık, kirpiklerinin arasından bana her zamanki yumuşak, tatlı, sonsuz şefkatiyle bakıyor. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]
  • Sessiz, hafif

    Onun içinde mutlaka sönüp yanan gizli yumuşak ışıklarla fosforlu bir parıldayış vardır. - Abdülhak Şinasi Hisar

[dil bilgisi]
  • Ciğerlerden gelen havanın ses yolundaki sivrilmiş ve gerilmiş kapalı bir engele çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimli, sürekli, ötümlü, tonlu, sedalı

Birleşik Kelimeler: yumuşak ağızlı, yumuşak başlı, yumuşak buğday, yumuşak damak, yumuşak iniş, yumuşak karın, yumuşak su, yumuşak ünsüz, yumuşak yüzlü, başı yumuşak, yüzü yumuşak


KUŞAKLANMAK


[nesnesiz]
  • Kuşaklama işine konu olmak
[mecaz]
  • Çepeçevre sarılmak

    İstanbul, gecenin karanlığını bir cadde genişliğinde delip geçen bir ışık çemberiyle kuşaklanmıştı. - Falih Rıfkı Atay


DUŞAKLAMA


[isim]
  • Duşaklamak işi

DUŞAKLAMAK


[-i] [halk ağzında]
  • Hayvanın iki ayağını duşakla bağlamak, kösteklemek

UŞAKKAPAN


[isim] [halk ağzında]
  • Bebekleri alıp götürdüğü söylenen bir cins akbaba