İçinde Uz Bulunan 7 Harfli Kelimeler



İçerisinde UZ olan 7 harfli 82 kelime bulunuyor. İçinde UZ olan 7 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Uz ile başlayan 7 harfli kelimeler. uz ile biten 7 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

GAGAVUZ25, HAVUZCU25, UZGÖRÜR23, HAVUZLU22, YAVUZCA22, DEFOSUZ21, OĞULSUZ21, POŞUSUZ21, UZGÖREN21, UĞURSUZ21, VİDOSUZ21, KOPUZCU20, NÜFUZLU20, UFUKSUZ20, MUZİPÇE19, UZELİ19, UZLAR19, UZVİYET19, BORÇSUZ18, KILAVUZ18, OMUZDAŞ18, POSTSUZ18, ARGOSUZ17, BUZHANE17, HUZURLU17, KULPSUZ17, ORUÇSUZ17, RUZUŞEB17, ŞUURSUZ17, TOPUZLU17, TAPUSUZ17, UYUMSUZ17, ARZUSUZ16, BORUSUZ16, BURSSUZ16, BUUTSUZ16, DOKUSUZ16, DOSTSUZ16, KONÇSUZ16, KUZGUNİ16, ORDUSUZ16, UCUZLUK16, UZLAŞIM16, UYKUSUZ16, UCUZUNA16, BLOKSUZ15, BUZULLU15, DOKUZLU15, OLUMSUZ15, TUZAKÇI15, TUZUMSU15, TUZLUCA15, UZLAŞMA15, UYUZLUK15, UMUTSUZ15, ULUSSUZ15, YURTSUZ15, DOKUZAR14, KOKUSUZ14, KONUSUZ14, ONURSUZ14, OMUZLUK14, RUMUZLU14, SUZİDİL14, KURTSUZ13, KUZEYLİ13, KUZULUK13, KULUNUZ13, OTUZLUK13, UZUNLUK13, LİMUZİN12, MARUZAT12, RUZNAME12, SUZİNAK12, TUZLAMA12, TEMARUZ12, UZATMAK12, UZANMAK12, UZAKLIK12, TENAKUZ11, TAARRUZ11, UZAKTAN11


TENAKUZ (Kelime Kökeni: Arapça tenāḳuż)


[isim] [eskimiş]
  • Çelişme, çelişki

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tenakuza düşmek


TAARRUZ (Kelime Kökeni: Arapça taʿarruż)


[isim]
  • Saldırı

    Herhangi bir devletin İstanbul'a taarruzu artık hatırından geçmiyordu. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taarruz etmek

Birleşik Kelimeler: yarma taarruzu


UZAKTAN


[zarf]
  • Uzak yerden

    Merak bu ya, bir gün uzaktan seyredeceğim bizim takımı. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uzaktan bakmak (veya seyirci kalmak)

Birleşik Kelimeler: uzaktan akraba, uzaktan eğitim, uzaktan kumanda, uzaktan merhaba, uzaktan uzağa, uzaktan yakından


LİMUZİN (Kelime Kökeni: Fransızca limousine)


[isim]
  • İçinde her türlü donanım bulunan lüks, uzun ve geniş otomobil türü

MARUZAT (Kelime Kökeni: Arapça maʿrūżāt)


[isim]
  • Mevki, makam veya yaş bakımından büyük birine sunulan, bildirilen dilek veya bilgi, sunuş

    Size maruzatım var.


RUZNAME (Kelime Kökeni: Farsça rūz + nāme)


[isim] [eskimiş]
  • Günlük olayların yazıldığı defter
[tarih]
  • Olayların zaman sırasına göre yazılmış bulunduğu defter

    Bugün elimde bir ruznamem olsaydı belki hakikati anlayabilecektim. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ruzname tutmak


SUZİNAK (Kelime Kökeni: Farsça sūznāk)


[isim] [müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir basit makam

    Suzinak faslının eski yeni şarkıları birbirini takip ederken bu hâle gülen doktor gezinmeye başladı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu


TUZLAMA


[isim]
  • Tuzlamak işi
[sıfat]
  • Tuzlanarak hazırlanan

    Tuzlama balık.


TEMARUZ (Kelime Kökeni: Arapça temāruż)


[isim] [eskimiş]
  • Sayrımsama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • temaruz etmek


UZATMAK


[nesnesiz]
  • Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak

    Saç uzatmak. Tırnak uzatmak.

[-i]
  • Başı, kolları veya bacakları bir yere yöneltmek

    Koğuşun açık duran kapısından hastalar başlarını uzatıp koridordakilere, yerde duran sedyeye bakıyorlar. - Memduh Şevket Esendal

[-e]
  • Bir şeyi vermek için birine yöneltmek

    Şu köşe rafında toz şeker kutusu var, uzatıver bana. - Aka Gündüz

[-e]
  • Vermek, göndermek

    Can, topu Zeki'ye uzattı..

[-i]
  • Süreyi artırmak, temdit etmek

    Yıllardır beklediği bu zevkli anları mümkün olduğu kadar uzatmak istediği her hâlinden belliydi. - İhsan Oktay Anar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uzatmayalım


UZANMAK


[-e]
  • Boylu boyunca yatmak

    Büyük bir karyola ve içinde ben uzanmışım, sen baş ucumda oturup sessiz bekliyorsun beni. - Nazım Hikmet

[nesnesiz]
  • Bir alana yayılmak

    Sokağın dibinden gelen bir elektrik lambasının titreye titreye uzanan ışığında, bu iki gölgenin umumi şekilleri görülüyor. - Peyami Safa

[nesnesiz]
  • Bir şey boyunca sıralanmak

    İncecik ırmaklar vardı ki kenarları boyunca uzanan sazlıkları arasından pembe tüylü flamingolar gezinirdi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[argo]
  • Sarkıntılık etmek

UZAKLIK


[isim]
  • Uzak olma durumu, ıraklık

    Duvarın yüzünde birbirine otuz arşın kadar uzaklıkta sımsıkı kapalı iki büyük kapı vardı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[matematik]
  • İki nokta arasındaki uzay ölçümü, mesafe

Birleşik Kelimeler: açısal uzaklık, başucu uzaklığı


KURTSUZ


[sıfat]
  • Kurdu olmayan

KUZEYLİ


[sıfat]
  • Kuzey ülkeleri halkından olan (kimse), Şimalli

KUZULUK


[isim]
  • Kuzu barınağı, ağıl
[mecaz]
  • Yumuşak huyluluk
[halk ağzında]
  • Kuzu kapısı

Birleşik Kelimeler: kuzuluk kapısı