İçinde Uv Bulunan 10 Harfli Kelimeler



İçerisinde UV olan 10 harfli 32 kelime bulunuyor. İçinde UV olan 10 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BURJUVALIK30, BOĞUVERMEK28, GRAMKUVVET28, YUVARÖLÇER28, ÇUVALLAYIŞ26, KUVVETLİCE26, AVUTUVERME25, AVUNUVERME25, ÇUVALCILIK25, YUVGULAMAK25, COŞUVERMEK25, BOZUVERMEK24, DUVARCILIK24, DUVAKÇILIK24, YUVARLACIK23, YUVARLANIŞ23, KRUVAZİYER22, BURKUVERME21, BULUVERMEK21, ÇUVALLATMA21, ÇUVALLANMA21, ÇUVALLAMAK21, KOYUVERMEK21, MUVAZENELİ21, REPERTUVAR21, DUVAKLANMA20, DUVAKLAMAK20, YUVALANMAK20, YUVARLAMAK20, YUVARLANMA20, YUVARLATMA20, MUVAKKATEN18


MUVAKKATEN (Kelime Kökeni: Arapça muvaḳḳaten)


[zarf] [eskimiş]
  • Az bir zaman süresince, geçici olarak, eğreti olarak

    Muvakkaten onu nöbetçi asistanın odasına yatırmışlar. - Peyami Safa


DUVAKLANMA


[isim]
  • Duvak örtünme

DUVAKLAMAK


[-i]
  • Başını ve yüzünü duvakla örtmek

YUVALANMAK


[nesnesiz]
  • Ev bark, yuva sahibi olmak, yuva kurmak
[askerlik]
  • Silah, görünmeyecek bir biçimde gizlenmek
[mecaz]
  • Bir yerde birikmek, toplanmak

    Bu isim bana bir zamanlar İstanbul'un en kirli âlemlerinde yuvalanmış bir simayı hatırlattı. - Halit Ziya Uşaklıgil


YUVARLAMAK


[-e]
  • Bir şeyi bir yerden kaldırmadan ekseni çevresinde döndürerek yürütmek, tekerlemek

    Balta ve küskü ile onu kaldırır, aşağıya yuvarlarız. - Refik Halit Karay

[-i]
  • Döndürerek tomar yapmak veya yuvarlak duruma getirmek
[-e] [-i]
  • Hızla düşürmek, devirmek

    Bir çelmede adamı yere yuvarladı.

[nesnesiz] [mecaz]
  • Sözü belirsizce, anlaşılmayacak biçimde söylemek

    Bu meslekte neler gördük biz diye yuvarlayarak lafı değiştiriyorum. - Ahmet Ümit

[nesnesiz] [teklifsiz konuşmada]
  • İnanılmayacak yalanlar söylemek
[nesnesiz] [teklifsiz konuşmada]
  • İstekle ve çabucak yemek veya içmek

    Birbiri ardınca bilmem kaç şişe bira yuvarlamış. - Attila İlhan

[-i]
  • Kelimelerin bazı seslerini söylememek

    Kendine has, kelimelerin son hecelerini yuvarlaya yuvarlaya, yumuşak bir konuşma tarzı vardı. - Emine Işınsu

[-i]
  • Sayıyı, küçük tutarlarını atarak veya ekleyerek tüm sayı durumuna getirmek

YUVARLANMA


[isim]
  • Yuvarlanmak işi

YUVARLATMA


[isim]
  • Yuvarlatmak işi

BURKUVERME


[isim]
  • Burkuvermek işi

BULUVERMEK


[-i]
  • Çabucak bulmak

ÇUVALLATMA


[isim]
  • Çuvallatmak işi

ÇUVALLANMA


[isim]
  • Çuvallanmak işi

ÇUVALLAMAK


[nesnesiz]
  • Çuvala doldurmak
[argo]
  • Başaramamak

KOYUVERMEK


[-i]
  • Bir yere bırakmak, koymak

    Gözlerimi kapadım ve ilk defa erkeklerden intikam almayı düşünerek kendimi koyuverdim. - Aka Gündüz


MUVAZENELİ


[sıfat]
  • Dengeli, ölçülü

    Beyaz kalın boynu üzerinde kafası çok muvazeneli, çok yerinde, çok erkek görünüyor. - Abdülhak Şinasi Hisar

[mecaz]
  • Davranışları ölçülü olan

    Birinci ciltte garip, kaçık, bön, saf gördüğümüz Don Kişot, ikinci ciltte nasihatçi, oldukça muvazeneli bir adam oluyor. - Ömer Seyfettin


REPERTUVAR (Kelime Kökeni: Fransızca répertoire)


[isim]
  • Bir tiyatro kurulunun oynamak için seçip hazırlamış olduğu oyunların listesi

    Atılacak bu ilk adımdan sonra repertuvar meselesi kalır. - Yahya Kemal Beyatlı

[müzik]
  • Dağarcık