İçinde Usta Bulunan Kelimeler



İçinde USTA olan 14 kelime bulunuyor. İçerisinde USTA geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Usta kelimesinin anlamı nedir? Usta ile başlayan kelimeler. Usta ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

USTALAŞMAK16

9 Harfli Kelimeler

MAHSUSTAN17, USTALAŞMA15, USTALIKLI13, USTALIKLA12

8 Harfli Kelimeler

USTABAŞI16, MUSTARİP15, MUSTATİL11

7 Harfli Kelimeler

SUSTALI11, USTALIK10

6 Harfli Kelimeler

USTACA11, RUSTAİ8

5 Harfli Kelimeler

SUSTA8

4 Harfli Kelimeler

USTA6


USTA (Kelime Kökeni: Farsça ustād)


[isim]
  • Bir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse

    Nöbetçi, ustanın anasına ters ters baktı. - Nazım Hikmet

[sıfat]
  • Eli uz, işinin eri, becerikli, mahir

    Bunların hepsi de çok güzel sesli ve oyunun en ustaları arasından seçildi. - Tarık Buğra

[tarih]
  • Osmanlı Devleti'nde saraydaki cariye ve hizmetlilerin kıdemlisi
[mecaz]
  • Akıl veren veya öğreten kimse

    Kız sana bir hâl olmuş, kim senin ustan? - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • usta elinden çıkmak
  • ustamın adı Hıdır, elimden gelen budur
  • usta olmak

Birleşik Kelimeler: ustabaşı, usta işi, lonca ustası, sohbet ustası, söz ustası


RUSTAİ (Kelime Kökeni: Farsça rūstā + Arapça -ī)


[isim] [eskimiş]
  • Köylü

    Fakat artık korunun rustai perisinden eser görmüyorum. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


SUSTA (Kelime Kökeni: İtalyanca sosta)


[isim]
  • Köpeğin arka ayakları üzerinde durması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • susta durdurmak
  • susta durmak
  • sustaya kalkmak

[isim]
  • Emniyet yayı

    Çakının sustası.


USTALIK


[isim]
  • Usta olma durumu

MUSTATİL (Kelime Kökeni: Arapça mustaṭīl)


[isim] [eskimiş]
  • Dikdörtgen

    O siyah ağaç gövdesi, o mustatilin içine ne kadar güzel oturmuş. - Orhan Veli Kanık


SUSTALI


[sıfat]
  • Sustası olan

    Elinde sustalı bir bıçakla köşeye oturdu. - Attila İlhan

[isim]
  • Emniyet yayı olan çakı

Birleşik Kelimeler: sustalı çakı


USTACA


[sıfat]
  • Ustaya yakışan

    Her zamanki gibi ustaca makyaj sayesinde yüzümü iyice benzetmişti. - Refik Erduran

[zarf]
  • (usta'ca) El uzluğu ile, ustalıkla, ustacasına

    Eve girişinden beri eksilmeyen gülüşü genişliyor, ellerini hızlı hızlı ovuşturuyor, ustaca çocuklaşıyor. - Tarık Buğra

[zarf]
  • (usta'ca) Kurnazlıkla

USTALIKLA


[zarf]
  • Ustaca

    Bunların üzerinden ustalıkla atlayarak gemiye doğru yürüdü. - Sait Faik Abasıyanık


USTALIKLI


[sıfat]
  • Ustalıkla yapılmış

    Frenkler yemek pişirme sanatına, güzel, leziz ve ustalıklı yemeklerle uğraşmaya gastronomi diyorlar. - İsmet Özel


USTALAŞMA


[isim]
  • Ustalaşmak durumu

MUSTARİP (Kelime Kökeni: Arapça mużṭarib)


[sıfat]
  • 343 muzdarip

USTALAŞMAK


[nesnesiz]
  • Bir işi yapmakta usta durumuna gelmek

USTABAŞI


[isim]
  • Bir iş yerinde çalışan ustaların başı olan ve onları denetleyen kimse

    Ustabaşı Salih Ağa, iri yumruğunu göğsüne vurarak... - Yusuf Ziya Ortaç


MAHSUSTAN


[zarf]
  • İsteyerek, özellikle

    Eve gelmeden her zamanki yolumdan saptım ve ıhlamurların altından geçtim, mahsustan. - Tarık Dursun K.