İçinde Taz Bulunan Kelimeler



İçinde TAZ olan 44 kelime bulunuyor. İçerisinde TAZ geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Taz ile başlayan kelimeler. Taz ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

GAYRİMUNTAZAM25

11 Harfli Kelimeler

TAZİYETNAME17

10 Harfli Kelimeler

TAZILAŞMAK18, TAZELEŞMEK17, MUNTAZAMAN16, MUTAZARRIR16, TAZELENMEK14, TAZELETMEK14

9 Harfli Kelimeler

TAZYİKSİZ18, TAZILAŞMA17, TAZELEŞME16, TAZELEMEK13, TAZELENME13, TAZELETME13

8 Harfli Kelimeler

HİPOSTAZ21, FANTAZYA19, DİYASTAZ16, MUNTAZAM14, MUNTAZIR14, TAZALLÜM14, TAZAMMUN14, METASTAZ13, METAZORİ13, TERÜTAZE13, TAZYİKLİ13, TAZELEME12, TAZMİNAT12

7 Harfli Kelimeler

TAPTAZE14, TAZİYET12, TAZİMAT11, TAZARRU11, TAZELİK10

6 Harfli Kelimeler

TAZICI14, MÜMTAZ13, TAZECE12, TAZYİK11, TAZİYE11, TAZMİN10, LAKTAZ9

5 Harfli Kelimeler

TAZİP12, TAZİZ11, TAZİM9

4 Harfli Kelimeler

TAZI8, TAZE7


TAZE (Kelime Kökeni: Farsça tāze)


[sıfat]
  • Bozulmamış, bayatlamamış olan

    Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]
  • Yeni, zamanı geçmemiş

    Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü. - Halikarnas Balıkçısı

[isim] [mecaz]
  • Genç kadın

    Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taze ot görmüş eşek gibi

Birleşik Kelimeler: taze fasulye, tazekan, taze para, taze soğan, her dem taze, terütaze


TAZI (Kelime Kökeni: Farsça tāzī)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Genellikle tavşan avında kullanılan, uzun bacaklı, çekik karınlı, çok çevik bir tür köpek (Canis familiaris grajus hibernicus)

    Bir anda toparlanıp öyle bir kaçıştılar ki arkalarından tazı koşturulsa yetişemezdi. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tazı gibi
  • tazı o tazı ama çulu değişmiş
  • tazıya dönmek


LAKTAZ (Kelime Kökeni: Fransızca lactase)


[isim] [kimya]
  • Süt şekerini üzüm şekerine çeviren bir bağırsak enzimi

TAZİM (Kelime Kökeni: Arapça taʿẓīm)


[isim] [eskimiş]
  • Saygı gösterme, ululama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tazim etmek


TAZELİK


[isim]
  • Taze olma durumu, körpelik, taravet

    Güller tazelikleri, renkleri, biçimleriyle salonu canlandırmışlardı birden. - Cahit Uçuk

[mecaz]
  • Dinç, diri, canlı olma durumu

    Dedi kim tazeliğim çağında / Bir gülün bülbül idim bağında - Atai


TAZMİN (Kelime Kökeni: Arapça tażmīn)


[isim]
  • Zararı ödeme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tazmin etmek


TAZİMAT (Kelime Kökeni: Arapça taʿẓīmāt)


[isim] [eskimiş]
  • Yüksek saygı

TAZARRU (Kelime Kökeni: Arapça tażarruʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Yakarma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tazarruda bulunmak


TAZYİK (Kelime Kökeni: Arapça tażyīḳ)


[isim]
  • Sıkıştırma, darlaştırma

    Bütün kanı göğsünü çatlatacak bir tazyikle kalbine hücum ediyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]
  • Manevi baskı, zorlama, zarara sokma

    Bütün hayatınca bunun tazyiki altında kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[fizik]
  • Basınç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tazyik etmek


TAZİYE (Kelime Kökeni: Arapça taʿziye)


[isim]
  • Ölen kimsenin yakınlarına başsağlığı dileme, taziyet

Birleşik Kelimeler: taziyeevi


TAZİZ (Kelime Kökeni: Arapça taʿzīz)


[isim] [eskimiş]
  • Sevgi ile anma

TAZELEME


[isim]
  • Tazelemek işi

TAZMİNAT (Kelime Kökeni: Arapça tażmīnāt)


[isim] [hukuk]
  • Zarar karşılığı ödenen para, ödence

    Benim bir raporum üzerine sonradan adamcağıza bileği için üç beş lira tazminat verdiler. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: tazminat davası, manevi tazminat, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, makam tazminatı, ölüm tazminatı


TAZİYET (Kelime Kökeni: Arapça taʿziyet)


[isim] [eskimiş]
  • Taziye

Birleşik Kelimeler: taziyetname


TAZECE


[sıfat]
  • Tazeye yakın, taze gibi