İçinde Ski Bulunan Kelimeler



İçinde SKİ olan 60 kelime bulunuyor. İçerisinde SKİ geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ski kelimesinin anlamı nedir? Ski ile başlayan kelimeler. Ski ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

KESKİNLEŞTİRMEK20

14 Harfli Kelimeler

ESKİŞEHİRLİLİK22, KESKİNLEŞTİRME19

12 Harfli Kelimeler

SKİNLEŞMEK18, KESKİNLEŞMEK17, KESKİNLETMEK14

11 Harfli Kelimeler

ESKİŞEHİRLİ19, MİSKİNLEŞME17, KESKİNLEŞME16, SKİNKGİLLER16, KESKİNCİLİK15, KESKİNLETME13

10 Harfli Kelimeler

SKİNHANE16, ESKİLEŞMEK15, ESKİTİLMEK12

9 Harfli Kelimeler

ESKİPAZAR17, ESKİŞEHİR17, ESKİLEŞME14, ESKİCİLİK13, ESKİTİLME11, MİSKİNLİK11, MİSKİNANE11, KESKİNLİK10

8 Harfli Kelimeler

FİLİSKİN15, ESKİMOCA14, BABAESKİ13, MİSKİNCE13, KESKİNCİ12, MÜSKİRAT12, ESKİTMEK10, İSKİTLER9

7 Harfli Kelimeler

FISKİYE17, BAŞESKİ13, İSKİLİP12, İSKİTÇE11, ESKİDEN10, ESKİMSİ10, ESKİTME9, ESKİMEK9, ESKİLİK8, LASKİNE8

6 Harfli Kelimeler

JETSKİ16, ÇİSKİN10, ESKİCE10, ESKİ10, BASKİL9, ESKİMO9, ESKİME8, MİSKİN8, KESKİN7, TESKİN7

5 Harfli Kelimeler

SKİ12, ESKİZ9, ESKİL6, KESKİ6, LASKİ6, SKİNK6

4 Harfli Kelimeler

SKİF11, ESKİ5

3 Harfli Kelimeler

SKİ4


SKİ (Kelime Kökeni: İngilizce ski)


[isim] [spor]
  • Kayak

    Sokaktan sırtlarında skileriyle birkaç sporcu gülüşerek geçmiş. - Sait Faik Abasıyanık


ESKİ


[sıfat]
  • Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı

    Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden? - Nurullah Ataç

[isim]
  • Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey

    Ben babamın eskilerinden uydurma şeylerle giyiniyordum. - Halit Ziya Uşaklıgil

[isim] [alay yollu]
  • Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz

    Mebus eskisi. Müdür eskisi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eski ağza yeni taam
  • eski çamlar bardak oldu
  • eski defterleri kapatmak
  • eski defterleri yoklamak (veya karıştırmak)
  • eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez
  • eski düşman dost olmaz
  • eski hamam eski tas
  • eski hayratı da berbat etmek
  • eski kimliğine bürünmek
  • eski köye yeni âdet getirmek
  • eski kulağı kesiklerden olmak
  • eskisi kadar (veya gibi)
  • eskisini aratmamak
  • eskisi olmayanın yenisi (veya acarı) olmaz
  • eskiye rağbet (veya itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı

Birleşik Kelimeler: Eski Çağ, Eski Dünya, eski eserler, eski göz ağrısı, eski kafalı, eski kurt, eski püskü, eski toprak, eski tüfek, eski yazı, başeski


ESKİL


[isim]
  • Aksaray iline bağlı ilçelerden biri

KESKİ


[isim]
  • Ağaç, taş, metal vb.ni yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç

LASKİ (Kelime Kökeni: Arapça lasḳī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Yakı ile ilgili

SKİNK (Kelime Kökeni: İngilizce skink)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Skinkgillerden, çöl bölgelerinde, kurak bölgelerde yaşayan bir tür sürüngen (Scincus)

KESKİN


[sıfat]
  • Çok kesici, iyi kesen

    Sonunda keskin bir taşı testere gibi kullanarak ipi incelte incelte kopardı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[mecaz]
  • Tiz (ses)

    Bir kadın sesiydi bu. İnce ve keskin, dikkati hemen kapan ve bırakmayan bir ses. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Kırıcı, incitici

    En yakın dostlarının bile kusurlarını keskin bir dille yüzlerine vururmuş. - Haldun Taner

[mecaz]
  • Etkili, sert

    Masanın başında, güneşten yanmış yüzü, sert ve derin çizgilerle dolu, keskin bakışlı, kıranta bir adam oturuyor. - Esat Mahmut Karakurt

[mecaz]
  • Kıvrak

    Bu çeneyle atbaşı giden keskin bir zekâsı var. - Cahit Sıtkı Tarancı

[mecaz]
  • Hassas
[mecaz]
  • Dikkatli
[argo]
  • Zampara

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keskin sirke küpüne (veya kabına) zarar
  • keskin zekâ keramete kıç attırır

Birleşik Kelimeler: keskin nişancı, gözü keskin

[isim]
  • Kırıkkale iline bağlı ilçelerden biri

TESKİN (Kelime Kökeni: Arapça teskīn)


[isim]
  • Acı, öfke, heyecan vb. duyguları yatıştırma, dindirmeye çalışma

    Ev sahibi erkek beni, kadın da onu teskine uğraşıyordu. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • teskin etmek


ESKİLİK


[isim]
  • Eski olma durumu, antikite

    Öyle bir yaştaydık ki eskiliğin oluşturduğu eksikler nedir, bilmiyorduk. - Ayla Kutlu


LASKİNE (Kelime Kökeni: Fransızca lansquenet)


[isim]
  • İskambil kâğıtlarıyla oynanan bir oyun

ESKİME


[isim]
  • Eskimek işi

MİSKİN (Kelime Kökeni: Arapça miskīn)


[sıfat]
  • Çok uyuşuk olan (kimse)

    Hayran olduğum adamı miskin bir mektep çocuğu gibi yaka paça alıp götürdü. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[eskimiş]
  • Âciz, zavallı

    Âşık olan miskin olur / Hak yoluna teslim olur - Yunus Emre

Birleşik Kelimeler: miskinhane, miskin hastalığı, miskinler tekkesi


İSKİTLER


[isim]
  • MÖ VIII-VII. yüzyıllarda Orta Asya'dan Güney Rusya'ya göç eden bir kavim

ESKİTME


[isim]
  • Eskitmek işi

ESKİMEK


[nesnesiz]
  • Eski duruma gelmek, köhnemek

    Eskimiş boş çuvallar gibi sızıp kalırlardı bir köşede. - Kerim Korcan

[mecaz]
  • Gözden düşmek, değeri kalmamak

    Artık eskidiğimiz için evde de pek telaş etmezler. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]
  • Yaşlanmak