İçinde Sal Bulunan 8 Harfli Kelimeler



İçerisinde SAL olan 8 harfli 77 kelime bulunuyor. İçinde SAL olan 8 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sal ile başlayan 8 harfli kelimeler. sal ile biten 8 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

DOĞUMSAL21, DOĞRUSAL20, DUYGUSAL19, SIĞAMSAL19, YAZGISAL19, MUFASSAL18, SINIFSAL18, SALGINCI18, BULGUSAL17, ÇALGISAL17, MUVASALA17, SALİPSİZ17, SALAŞPUR17, DUYUMSAL16, SALDIRIŞ16, YARGISAL16, BUDUNSAL15, FİNANSAL15, HUKUKSAL15, KURGUSAL15, KUTUPSAL15, KILGISAL15, MAGMASAL15, TASALLÜP15, YAZINSAL15, YAŞAMSAL15, EMSALSİZ14, İSTİHSAL14, KISALTIŞ14, SALOZLUK14, SALLABAŞ14, SALCILIK14, SAYIMSAL14, DOKUNSAL13, SALLANIŞ13, SALANGAN13, SALÇALIK13, SALDIRMA13, SALEPLİK13, SALINCAK13, UYSALLIK13, KİMYASAL12, KISALTIM12, KURUMSAL12, KADINSAL12, SORUNSAL12, TASIMSAL12, USSALLIK12, ANAYASAL11, İRSALİYE11, KISALMAK11, KISALTMA11, KURAMSAL11, MUSALLAT11, MANİSALI11, ORSALAMA11, SUSALLAR11, SANRISAL11, SALMALIK11, SALKIMAK11, SALAMURA11, SALINMAK11, TUTKUSAL11, TARIMSAL11, ANLAMSAL10, KALITSAL10, KASALAMA10, SALLANMA10, SALLANTI10, SANATSAL10, SALLAMAK10, SALAKLIK10, TANRISAL10, TASALLUT10, ASALETLİ9, ASALETEN9, SALTANAT9


ASALETLİ


[sıfat]
  • Soylu

ASALETEN (Kelime Kökeni: Arapça aṣāleten)


[zarf]
  • Bir görevde temelli olarak, asıl olarak, vekâleten karşıtı

Birleşik Kelimeler: asaleten atamak, asaleten atanmak


SALTANAT (Kelime Kökeni: Arapça salṭanat)


[isim]
  • Bir ülkede hükümdarın, padişahın, sultanın egemen olması

    Bir medeniyetten öbürüne geçerken kaybolan şeylerin yanı başında gerçek saltanatlar da vardır. - Hasan Âli Yücel

[mecaz]
  • Bolluk ve zenginlik, gösterişli yaşayış
[mecaz]
  • Birinin bir işte, bir yerde bulunan kimseler üzerindeki egemenliği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saltanat sürmek


ANLAMSAL


[sıfat]
  • Anlamla ilgili, semantik

KALITSAL


[sıfat]
  • Kalıtımsal

KASALAMA


[isim]
  • Kasalamak işi

SALLANMA


[isim]
  • Sallanmak işi

SALLANTI


[isim]
  • Sallanma işi

    Üç buçuk senedir ben bu sallantıya şahit oldum. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Sürüncemede bırakma, savsaklama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sallantıda bırakmak
  • sallantıda kalmak


SANATSAL


[sıfat]
  • Sanata ilişkin, sanatla ilgili

SALLAMAK


[-i]
  • Düzenli bir biçimde ve hep aynı doğrultuda hareket ettirmek

    Sen yine anahtarını çıkar, salla, eğlendir. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Beklenmedik bir başarı kazanmak

    Seçimlerde Ankara'yı salladı.

[mecaz]
  • Zor durumda bırakmak
[argo]
  • Bir işi sürekli olarak başka bir zamana ertelemek, savsaklamak

    Ev sahibinin gözünü boyarım, kalan borcu bir müddet daha sallarım diyordu. - Sermet Muhtar Alus

[nesnesiz] [argo]
  • Vurmak, atmak

    Sokaktan geçen bir adam, bunları ayırdı, ikisine birer tokat salladı... - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sallamamak

Birleşik Kelimeler: kuyruksallayan


SALAKLIK


[isim]
  • Salak olma durumu

TANRISAL


[sıfat] [din bilgisi]
  • İlahi

TASALLUT (Kelime Kökeni: Arapça tasalluṭ)


[isim] [eskimiş]
  • Musallat olma, saldırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tasallut etmek


ANAYASAL


[sıfat]
  • Anayasa ile ilgili

İRSALİYE (Kelime Kökeni: Arapça irsāliyye)


[isim]
  • Bir yere gönderilen eşyanın listesi, gönderme belgesi

Birleşik Kelimeler: irsaliye faturası