İçinde Rüs Bulunan Kelimeler



İçinde RÜS olan 20 kelime bulunuyor. İçerisinde RÜS geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Rüs ile başlayan kelimeler. Rüs ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

HOŞGÖRÜSÜZLÜK41, SAĞGÖRÜSÜZLÜK41, MÜHRÜSÜLEYMAN28, PAPİRÜSGİLLER28

10 Harfli Kelimeler

HOŞGÖRÜSÜZ36, SAĞGÖRÜSÜZ36, SEYRÜSEFER22, KALBURÜS18, DARÜSSELAM17

9 Harfli Kelimeler

RÜSTLÜK18, TENDÜRÜST16

8 Harfli Kelimeler

RÜSVALIK18

7 Harfli Kelimeler

PAPİRÜS18, TEVARÜS16, RÜSUMAT12

6 Harfli Kelimeler

RÜST13

5 Harfli Kelimeler

RÜSVA14, VİRÜS14, RÜSUP13, RÜSUM10


RÜSUM (Kelime Kökeni: Arapça rusūm)


[isim] [eskimiş]
  • Vergiler

RÜSUMAT (Kelime Kökeni: Arapça rusūmāt)


[isim] [eskimiş]
  • Bazı mallardan devletçe alınan vergiler

    Size ya rüsumat müdürlüğünde yahut da şehir eminliğinde gözü olduğunu söyler. - Refik Halit Karay


DÜRÜST (Kelime Kökeni: Farsça durust)


[sıfat]
  • Sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan, doğru (kimse)

    Dürüst bir insan, inansa da inanmasa da mefhumları yerli yerinde kullanmak borcundadır. - Necip Fazıl Kısakürek

[mecaz]
  • Kurallara uygun, yanlışsız

    İyi giyinmek her zaman dürüst bir zevk ifade etmez. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: dürüst oyun, doğru dürüst, tendürüst


RÜSUP (Kelime Kökeni: Arapça rusūb)


[isim] [eskimiş] [kimya]
  • Çökelti

RÜSVA (Kelime Kökeni: Farsça rusvā)


[sıfat]
  • Ayıplanacak durumda olan, rezil

VİRÜS (Kelime Kökeni: Fransızca virus)


[isim] [tıp]
  • Hastalık yapıcı, bakterilerden daha küçük, yaşamak için bir başka hücrenin içine girmek zorunda olan ve ancak elektron mikroskobunda görülebilen parazit
[bilişim]
  • Veri girişi yoluyla bilgisayarlara yüklenen, sistemin veya programların bozulmasına, veri kaybına veya olağan dışı çalışmasına neden olan yazılım

TENDÜRÜST (Kelime Kökeni: Farsça ten + durust)


[sıfat] [eskimiş]
  • Dinç, sağlam

    Er ve subay o kadar güzel giyinmiş, o kadar tendürüst idi ki parmağımız ağzımızda kaldı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


TEVARÜS (Kelime Kökeni: Arapça tevārus̱)


[isim] [eskimiş]
  • Bir kimseden miras kalma, mirasa konma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tevarüs etmek


DAR


[sıfat]
  • İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı

    Bütün gece eski kentin dar sokaklarında dolaştım. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]
  • Yetersiz

    Bazıları mefkûrenin enginliğini ve azametini tamamıyla kavrayamayacak derecede dardırlar. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[zarf]
  • Güçlükle, ucu ucuna, ancak

    En sonra, pek çok sıkılan çocukların zoru ile akşam altı postasına dar yetiştiler. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dara boğmak
  • dara düşmek
  • dara gelmek
  • dara getirmek
  • darda bulunmak
  • darda kalmak
  • dar gelmek
  • dar kaçmak

Birleşik Kelimeler: dar açı, dar aralık, darboğaz, dar boğaz, dar darına, dar gelirli, dar görüşlü, dar hat, dar kafalı, dar paça, dar ünlü, dar vakit, dar zaman, dara dar, darı darına, gönlü dar, havsalası dar, içi dar, ufku dar, yüreği dar

[isim] [eskimiş]
  • İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk

Birleşik Kelimeler: darağacı

[isim] [eskimiş]
  • Yurt
[isim] [eskimiş]
  • Ev

Birleşik Kelimeler: darıdünya, darülaceze, darülbedayi, darüleytam, darülfünun, darüşşifa


KALBURÜSTÜ


[sıfat] [mecaz]
  • Seçkin, sivrilmiş, önde gelen

    Beylerbeyi, eski Boğaziçi'nin en kalburüstü bürokratlarını barındıran güngörmüşlüğünün simgesi, bir köşesidir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalburüstü kalmak
  • kalburüstüne gelmek


DÜRÜSTLÜK


[isim]
  • Doğruluk

    O zaman parmağımın şerefine içerken, dürüstlüğün şerefine içmiş oluruz, değil mi? - Elif Şafak


RÜSVALIK


[isim]
  • Rüsva olma durumu

PAPİRÜS (Kelime Kökeni: Fransızca papyrus)


[isim] [bitki bilimi]
  • Papirüsgillerden, Nil kıyılarında yetişen, sürüngen, çıplak saplı, otsu bir bitki (Cyperus papirus)

SEYRÜSEFER (Kelime Kökeni: Arapça seyr + sefer)


[isim] [eskimiş]
  • Trafik

    Seyrüsefer iki saat durdu.


MÜHRÜSÜLEYMAN (Kelime Kökeni: Farsça muhr + suleymān)


[isim] [bitki bilimi]
  • Kuzey Anadolu'da orman ve çalılıklar altında bulunan, 30-80 santimetre yüksekliğinde, tüysüz, çok yıllık ve otsu bir bitki (Polygonatum multiflorum)