İçinde Ruz Bulunan Kelimeler



İçinde RUZ olan 16 kelime bulunuyor. İçerisinde RUZ geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ruz kelimesinin anlamı nedir? Ruz ile başlayan kelimeler. Ruz ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

FAKRUZARURET23

11 Harfli Kelimeler

MÜRURUZAMAN20, RUZİKLENMEK16

10 Harfli Kelimeler

RUZİKLENME15

8 Harfli Kelimeler

RUZNAMÇE16

7 Harfli Kelimeler

RUZUŞEB17, MARUZAT12, RUZNAME12, TEMARUZ12, TAARRUZ11

6 Harfli Kelimeler

RUZE16, NEVRUZ16, TEARUZ10

5 Harfli Kelimeler

MARUZ10

4 Harfli Kelimeler

ARUZ8

3 Harfli Kelimeler

RUZ7


RUZ (Kelime Kökeni: Farsça rūz)


[isim] [eskimiş]
  • Gün

Birleşik Kelimeler: ruznamçe, ruzname, ruzuşeb


ARUZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿarūż)


[isim] [edebiyat]
  • Aruz vezni

Birleşik Kelimeler: aruz ölçüsü, aruz vezni


TEARUZ (Kelime Kökeni: Arapça teʿāruż)


[isim] [eskimiş]
  • Çatışma, birbirine ters düşme

MARUZ (Kelime Kökeni: Arapça maʿrūż)


[sıfat]
  • Bir olayın, bir durumun etkisinde veya karşısında bulunan

    Herkes, her an müthiş bir tehlikeye maruzdur. - Peyami Safa

[eskimiş]
  • Arz edilen, sunulan, verilen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • maruz bırakmak
  • maruz bulunmak (veya olmak)
  • maruz kalmak


TAARRUZ (Kelime Kökeni: Arapça taʿarruż)


[isim]
  • Saldırı

    Herhangi bir devletin İstanbul'a taarruzu artık hatırından geçmiyordu. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taarruz etmek

Birleşik Kelimeler: yarma taarruzu


MARUZAT (Kelime Kökeni: Arapça maʿrūżāt)


[isim]
  • Mevki, makam veya yaş bakımından büyük birine sunulan, bildirilen dilek veya bilgi, sunuş

    Size maruzatım var.


RUZNAME (Kelime Kökeni: Farsça rūz + nāme)


[isim] [eskimiş]
  • Günlük olayların yazıldığı defter
[tarih]
  • Olayların zaman sırasına göre yazılmış bulunduğu defter

    Bugün elimde bir ruznamem olsaydı belki hakikati anlayabilecektim. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ruzname tutmak


TEMARUZ (Kelime Kökeni: Arapça temāruż)


[isim] [eskimiş]
  • Sayrımsama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • temaruz etmek


RUZİKLENME


[isim]
  • Ruziklenmek durumu

RUZİKLENMEK


[nesnesiz]
  • Sefil bir biçimde gün geçirmek veya geçinip gitmek

    Hiç bu yaşa kadar mahkeme kapısına varmadık; adam yok, çocuklar askerde, güveyi kayıp, işler, karı, çoluk çocuk elinde, köyde dört mavzerle ruzikleniriz - Memduh Şevket Esendal


RUZNAMÇE (Kelime Kökeni: Farsça rūz + nāmçe)


[isim] [tarih]
  • Osmanlı Devleti'nde defterdarlıkta günlük hadiselerin yazıldığı küçük defter

FİRUZE (Kelime Kökeni: Farsça pīrūze)


[isim] [mineraloji]
  • Küpe ve yüzük taşı gibi süslemede kullanılan, mavi renkli, saydam olmayan hidratlı doğal alüminyum ve fosfattan oluşan değerli bir mineral

NEVRUZ (Kelime Kökeni: Farsça nev + rūz)


[isim]
  • Eski takvimlere göre yılın ve baharın ilk günü sayılan martın yirmi birine rastlayan gün
[bitki bilimi]
  • Çiçekleri aslanağzına benzeyen, türlü renkte bir kır bitkisi
[bitki bilimi]
  • Nevruz otu

Birleşik Kelimeler: Nevruz Bayramı, nevruz otu


RUZUŞEB (Kelime Kökeni: Farsça rūz + şeb)


[zarf] [eskimiş]
  • Gece gündüz

MÜRURUZAMAN (Kelime Kökeni: Arapça murūr + zamān)


[isim] [eskimiş] [hukuk]
  • Süre aşımı