İçinde Rs Bulunan 7 Harfli Kelimeler



İçerisinde RS olan 7 harfli 50 kelime bulunuyor. İçinde RS olan 7 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "rs ile biten 7 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÖZÜRSÜZ24, ÖMÜRSÜZ22, VARSAĞI22, RSÜME21, UĞURSUZ21, FORSEPS20, KÖMÜRSÜ19, ÖMÜRSÜN19, HIRSSIZ18, FERSUDE17, ŞUURSUZ17, BURSSUZ16, MEĞERSE16, RSİNG16, ARSIZCA15, BORSACI15, HAMURSU15, PORSUMA15, UYARSIZ15, AYARSIZ14, ONURSUZ14, SARSICI14, TRAVERS14, UMARSIZ14, EYERSİZ13, BURSALI12, BAKIRSI12, BİBERSİ12, KORSECİ12, PERSENK12, BARSAMA11, DEMİRSİ11, DERSİAM11, MERSİYE11, ŞİİRSEL11, DERSLİK10, İRSİYET10, ONURSAL10, SARSMAK10, TIRSMAK10, ERSEMEK9, KORSELİ9, NARSİST9, SERSERİ9, ARSENİK8, ERSELİK8, KARSTİK8, TERSLİK8, TERSİNE8, TERSANE8


ARSENİK (Kelime Kökeni: Fransızca arsenic)


[isim] [kimya]
  • Atom numarası 33, atom ağırlığı 74,91, yoğunluğu 5,7 olan, atmosfer basıncı altında 450 °C'de süblimleşen, maden filizlerinde çok yaygın bulunan, metal görünümünde basit element, sıçanotu, zırnık (simgesi As)

ERSELİK


[sıfat] [biyoloji]
  • Erdişi

KARSTİK (Kelime Kökeni: Fransızca karstique)


[sıfat]
  • Karst özelliği taşıyan, karst ile ilgili

TERSLİK


[isim]
  • Ters olma durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • terslik etmek


TERSİNE


[zarf]
  • Beklenilenin, umulanın aksine, karşıt olarak, bilakis, aksine

    Sesimi duyan Ayça da geliyor yanıma, kardeşinin tersine ilgiyle sokuluyor bana. - Ahmet Ümit


TERSANE (Kelime Kökeni: İtalyanca tersana)


[isim]
  • Gemi yapılan yer, gemilik, tezgâh

    İstanbul'un camileri, tersaneleri, uzaktan seyrettiği sarayları onu çok meşgul etti. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: tersane kethüdası, tersane sergisi


ERSEMEK


[nesnesiz] [halk ağzında]
  • Erkek istemek

KORSELİ


[sıfat]
  • Korsesi olan

    Abanarak ve korseli göğsünü âdeta kavalyesinin göğsünde ezerek dans ediyordu. - Sait Faik Abasıyanık


NARSİST (Kelime Kökeni: Fransızca narcissiste)


[sıfat] [ruh bilimi]
  • Özsever

Birleşik Kelimeler: narsist kompleksi


SERSERİ (Kelime Kökeni: Farsça serserī)


[sıfat]
  • Belli bir işi ve yeri olmayan, başıboş (kimse), hayta

    Hayran Baba'yı bir serseriyle birlikte demirlemişlerdi. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Belli bir hedefi olmayan, belli bir hedefe atılmamış olan, rastlantıyla gelen (kurşun, mayın vb.)

    Köpüklü denizin üstünde serseri martılar uçuşuyor, yanımızdan yelkenli bir mavna geçiyordu. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Amaçsız

    Birkaç gün serseri bakışlarla ona baktı. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

Birleşik Kelimeler: serseri kurşun, serseri mayın, serseri serseri


DERSLİK


[isim]
  • Öğrencilerin, bir öğretmenin gözetimi altında, anlatma, araştırma, küme çalışması vb. yollarla ve türlü eğitim araç ve gereçlerinden de yararlanarak ders yaptıkları yer, sınıf, dershane
[sıfat]
  • Ders saati süresine uygun

    Anlatılacak bir derslik konu kaldı.


İRSİYET (Kelime Kökeni: Arapça irs̱iyyet)


[isim] [eskimiş] [biyoloji]
  • Kalıtım

ONURSAL


[sıfat]
  • Saygı için verilen veya övünç için kabul edilen, fahri (başkanlık, üyelik, profesörlük vb. unvan)

Birleşik Kelimeler: onursal başkan


SARSMAK


[-i]
  • Birdenbire ve güçle kımıldatmak, sallamak, oynatmak, titretmek

    Kalkın bakalım diye çocukların karyolalarını sarsıyorlardı. - Çetin Altan

[mecaz]
  • Zarar verecek yolda etkilemek

    Her hadisenin rüzgârı onun gergin sinirlerini derin derin sarsmıştır. - İbrahim Alâeddin Gövsa


TIRSMAK


[-den]
  • Ürkmek, korkmak, çekinmek