İçinde Olgun Bulunan Kelimeler



İçinde OLGUN olan 16 kelime bulunuyor. İçerisinde OLGUN geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Olgun kelimesinin anlamı nedir? Olgun ile başlayan kelimeler. Olgun ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

OLGUNLAŞTIRMAK25

13 Harfli Kelimeler

OLGUNLAŞTIRMA24

12 Harfli Kelimeler

DOLGUNLAŞMAK24, SOLGUNLAŞMAK23

11 Harfli Kelimeler

DOLGUNLAŞMA23, SOLGUNLAŞMA22, OLGUNLAŞMAK21

10 Harfli Kelimeler

OLGUNLAŞMA20

9 Harfli Kelimeler

DOLGUNLUK18, SOLGUNLUK17

8 Harfli Kelimeler

DOLGUNCA19, OLGUNLUK15

7 Harfli Kelimeler

OLGUNCA16

6 Harfli Kelimeler

DOLGUN14, SOLGUN13

5 Harfli Kelimeler

OLGUN11


OLGUN


[sıfat]
  • Yenecek duruma gelmiş (meyve)

    Oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar. - Refik Halit Karay

[mecaz]
  • Tamamlanmış, iyice işlenmiş (yazı, düşünce vb.)
[mecaz]
  • Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş, ağırbaşlı (kimse), kâmil

    Benim bütün cefama olgun adam gibi katlanmasını bilmişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: olgun odun


SOLGUN


[sıfat]
  • Rengini, tazeliğini, canlılığını veya parlaklığını yitirmiş olan, solmuş

    Öyle solgun, öyle zayıftı ki bir yolcudan ziyade bir hastaya benziyordu. - Orhan Seyfi Orhon


DOLGUN


[sıfat]
  • Dolarak biçimi yuvarlaklaşmış

    Dolgun yastık.

[mecaz]
  • Öfke, kızgınlık, kırgınlık vb. duygularla dolu

    Müftüye karşı adamakıllı dolgundu. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: dolgun maaş, dolgun ücret, etine dolgun


OLGUNLUK


[isim]
  • Meyvelerin olgun, yenilebilir olma durumu
[mecaz]
  • İnsanların bilgi, görgü ve hoşgörü bakımından gereği kadar gelişmiş olma durumu, yetkinlik, kemal

    Yüzündeki incelik, olgunluk onu bambaşka seviyede bir erkek gösteriyor. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: olgunluk çağı, olgunluk imtihanı, olgunluk yaşı


OLGUNCA


[sıfat]
  • Olgun gibi, olguna benzer
[zarf]
  • (olgu'nca) Olgun gibi, olguna benzer bir biçimde

SOLGUNLUK


[isim]
  • Solgun olma durumu

DOLGUNLUK


[isim]
  • Dolgun olma durumu

Birleşik Kelimeler: kulak dolgunluğu


DOLGUNCA


[sıfat]
  • Biraz şişman

    Öbürü dolgunca ve büzme çarşaflı. - Refik Halit Karay


OLGUNLAŞMA


[isim]
  • Olgunlaşmak işi

    Çocuğun gelişmesi bir ölçüde olgunlaşma, bir ölçüde öğrenme yoluyla olur.


OLGUNLAŞMAK


[nesnesiz]
  • Meyve olgun duruma gelmek
[mecaz]
  • İnsanın bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş olmak

    O zamanlar hepsi de daha gençti, bugün yaşlandılar, elbette daha olgunlaştılar. - Nurullah Ataç


SOLGUNLAŞMA


[isim]
  • Solgunlaşmak işi

    Tepedeki parmaklıklı delikten giren ışık, solgunlaşmaya başlamıştı. - Çetin Altan


SOLGUNLAŞMAK


[nesnesiz]
  • Solgun duruma gelmek

    O anda yalnız kahveye değil neredeyse bütün Niksar'a hüzün çöker, lambaların ışığı solgunlaşırdı. - Cahit Külebi


DOLGUNLAŞMA


[isim]
  • Dolgunlaşmak işi

OLGUNLAŞTIRMA


[isim]
  • Olgunlaştırmak işi

DOLGUNLAŞMAK


[nesnesiz]
  • Dolgun duruma gelmek