İçinde Ol Bulunan Kelimeler



İçinde OL olan 1277 kelime bulunuyor. İçerisinde OL geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ol kelimesinin anlamı nedir? Ol ile başlayan kelimeler. Ol ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

BİYOMETEOROLOJİ33, ANESTEZİYOLOJİK32, ELEKTROBİYOLOJİ31, MOLOTOFKOKTEYLİ28, OLAĞANLAŞTIRMAK28, SOSYOLENGÜİSTİK28, GASTROENTEROLOG27, BOLLAŞTIRABİLME25, KOLEKSİYONCULUK25, OLANAKSIZLAŞMAK25, POLİMERLEŞTİRME25, KOLAYLAŞTIRILMA24, KARMANYOLACILIK24, SEMBOLLEŞTİRMEK24, TİYATROLAŞTIRMA23

14 Harfli Kelimeler

RADYOFİZYOLOJİ41, HİDROBİYOLOJİK36, PSİKOPATOLOJİK35, PARAPSİKOLOJİK34, RADYOBİYOLOJİK34, AFFOLUNABİLMEK31, ANESTEZİYOLOJİ31, MİKROBİYOLOJİK31, RADYOTEKNOLOJİ30, BAKTERİYOLOJİK29, DİYALEKTOLOJİK29, DEPOLİTİZASYON28, ENDOKRİNOLOJİK28, OLAĞANLAŞTIRMA27, DEPOLAYABİLMEK26, DOLANDIRICILIK26, BASKETBOLCULUK25, BAŞKONSOLOSLUK25, KOLEKTİFLEŞMEK25, KOPOLİMERLEŞME25
Tümünü Gör

13 Harfli Kelimeler

JEOMORFOLOJİK42, HİDROJEOLOJİK40, FİTOPATOLOJİK35, HİDROBİYOLOJİ35, PSİKOPATOLOJİ34, PARAPSİKOLOJİ33, RADYOBİYOLOJİ33, FOTOLİTOGRAFİ32, FENOMENOLOJİK32, EPİDEMİOLOJİK31, PARAZİTOLOJİK31, TRAVMATOLOJİK31, AFFOLUNABİLME30, EPİSTEMOLOJİK30, İNEBOLUKÜTÜĞÜ30, MİKROBİYOLOJİ30, VOLEYBOLCULUK30, HELMİNTOLOJİK29, PALEONTOLOJİK29, BAKTERİYOLOJİ28
Tümünü Gör

12 Harfli Kelimeler

JEOMORFOLOJİ41, HİDROJEOLOJİ39, FİTOPATOLOJİ34, FENOMENOLOJİ31, GLASYOLOJİST31, OFTALMOLOJİK31, EPİDEMİOLOJİ30, FARMAKOLOJİK30, PARAZİTOLOJİ30, TRAVMATOLOJİ30, DİYABETOLOJİ29, EPİSTEMOLOJİ29, ANTROPOLOJİK28, EMBRİYOLOJİK28, HELMİNTOLOJİ28, PALEONTOLOJİ28, VAROLUŞÇULUK28, HOLDİNGLEŞME27, KARDİYOLOJİK27, BOLLAŞIVERME26
Tümünü Gör

11 Harfli Kelimeler

JEOMORFOLOG35, FİZYOLOJİST34, FÜTÜROLOJİK32, JİNEKOLOJİK31, PSİKOLOJİZM31, SOSYOLOJİZM31, HEPATOLOJİK30, OFTALMOLOJİ30, FARMAKOLOJİ29, MÜZİKOLOJİK28, ANTROPOLOJİ27, EMBRİYOLOJİ27, HEMATOLOJİK27, LAĞVOLUNMAK27, FUTBOLCULUK26, İMMÜNOLOJİK26, KRİPTOLOJİK26, KARDİYOLOJİ26, METODOLOJİK26, SÜMEROLOJİK26
Tümünü Gör

10 Harfli Kelimeler

ANJİYOLOJİ32, FİZYOLOJİK32, FÜTÜROLOJİ31, GRAFOLOJİK31, JİNEKOLOJİ30, HEPATOLOJİ29, MORFOLOJİK29, BİYOLOJİCİ28, GLASYOLOJİ28, FRENOLOJİK27, HİDROLOJİK27, HİNDOLOJİK27, MÜZİKOLOJİ27, HEMATOLOJİ26, HİSTOLOJİK26, KOZMOLOJİK26, LAĞVOLUNMA26, ONTOLOJİZM26, PROKTOLOJİ26, PSİKOLOJİK26
Tümünü Gör

9 Harfli Kelimeler

FİZYOLOJİ31, GRAFOLOJİ30, HAPLOLOJİ28, MORFOLOJİ28, FONOLOJİK27, GOLFÇÜLÜK27, FİLOLOJİK26, FRENOLOJİ26, FENOLOJİK26, HİDROLOJİ26, HİNDOLOJİ26, NÖROLOJİK26, PEDOLOJİK26, VİROLOJİK26, BOLŞEVİZM25, FÜTÜROLOG25, HİSTOLOJİ25, JİGOLOLUK25, KOZMOLOJİ25, PSİKOLOJİ25
Tümünü Gör

8 Harfli Kelimeler

JEOLOJİK28, FONOLOJİ26, FİZYOLOG25, FİLOLOJİ25, FENOLOJİ25, NÖROLOJİ25, PEDOLOJİ25, VOLTAJLI25, VİROLOJİ25, DÖMİVOLE24, GRAFOLOG24, TOPOLOJİ24, BİYOLOJİ23, LAĞVOLMA23, PATOLOJİ23, TİPOLOJİ23, ZOOLOJİK23, FUTBOLCU22, POLİJİNİ22, DOĞANYOL21
Tümünü Gör

7 Harfli Kelimeler

JEOLOJİ27, ÖNOLOJİ24, POLİSAJ22, ZOOLOJİ22, GÖKYOLU21, VOLFRAM21, DEFOL20, FONOLOG20, MOĞOLCA20, ÜROLOJİ20, FİLOLOG19, HOMOLOG19, NÖROLOG19, PEDOLOG19, VİROLOG19, DOLAPÇI18, DOPDOLU18, DÖRTYOL18, ETOLOJİ18, EKOLOJİ18
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

SOLFEJ23, GOLFÇÜ22, VOLTAJ22, JİGOLO21, JEOLOG21, GOLSÜZ17, DEFOLU16, FUTBOL16, OLGUCU16, PROLOG16, VİDOLU16, ZOOLOG16, FORMOL15, FANYOL15, KOLHOZ15, SAĞKOL15, VİYOLA15, ÇOLPAN14, DOLMUŞ14, DOLGUN14
Tümünü Gör

5 Harfli Kelimeler

FOLYO15, GOL15, KOLAJ15, KOLEJ15, MOĞOL15, DEFOL14, POLİP14, VİYOL14, ÇOLPA13, DOLGU13, DOL12, DOLAP12, FLEOL12, FENOL12, GOL12, LÜGOL12, VOLTA12, VOLAN12, YOLCU12, BOLCA11
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

GOLF15, FOLK11, VOLE11, VOLİ11, VOLT11, OLGU10, POLO10, BOLD9, OL9, AZOL8, BOLU8, DOLU8, OLDU8, AYOL7, İDOL7, OLAY7, SOLO7, LOLO6, MOLA6, OLMA6
Tümünü Gör

3 Harfli Kelimeler

FOL10, GOL8, HOL8, BOL6, YOL6, SOL5, KOL4, OLE4, ROL4, TOL4

2 Harfli Kelimeler

OL3


OL


[sıfat] [eskimiş]
  • O gösterme sıfatı

    Dedi gördüm ol habibin anasın - Süleyman Çelebi

[zamir]
  • O gösterme zamiri

KOL


[isim] [anatomi]
  • İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm
[anatomi]
  • Koyun, dana, kuzu vb.nde ön ayağın üst bölümü
[bitki bilimi]
  • Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal
[müzik]
  • Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü
[tarih]
  • Karakol

    Lakin böyle kardan yolların örtüldüğü bu gecede, koldan korku yoktu. Rahatça eğlenebilirlerdi. - Refik Halit Karay

[askerlik]
  • Kanat

    Sağ kol. Sol kol.

[denizcilik]
  • Bir halat oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kola çıkmak
  • kol atmak
  • kol gezmek
  • kol kanat olmak (veya germek)
  • kolları kopmak
  • kollarını açmak
  • kollarının arasına almak
  • kollarını sallaya sallaya gelmek
  • kolları sıvamak
  • kolu kanadı kırılmak
  • koluna girmek
  • koluna kuvvet
  • kolunda altın bileziği olmak
  • kol uzatmak
  • kol vermek
  • kol vurmak

Birleşik Kelimeler: kolağası, kol ağzı, kol akımı, kol bağı, kolbastı, kolbaşı, kol böreği, kol değirmeni, kol demiri, kol emekçisi, kol kapağı, kol kemiği, kol kola, kol nizamı, kol saati, beşinci kol, çift kol, eğitsel kol, kafakol, karakol, karpuz kol, ön kol, sağkol, sağ kol, takma kol, kolu uzun, cırcır kolu, çengi kolu, dağ kolu, deve kolu, imdat kolu, iş kolu, kantar kolu, kapı kolu, keşif kolu, kumanda kolu, sürgü kolu, tulumba kolu, vites kolu, yay kolu, yürüyüş kolu, zuhuri kolu


OLE (Kelime Kökeni: İspanyolca ole)


[ünlem]
  • Yaşa

    Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle / Her kalbi dolduran zile, her sineden ole! - Yahya Kemal Beyatlı


ROL (Kelime Kökeni: Fransızca rôle)


[isim] [sinema] [tiyatro]
  • Bir kişiliği canlandıran oyuncunun söylemesi ve yapması gereken hareketlerin genel adı

    Genç bir çocuk yanıma sokuldu, artistliğe hevesliymiş, eğer filmde rol verirsek bedava artistlik yaparmış. - Fikret Otyam

[mecaz]
  • Bir işte bir kimse veya şeyin üstüne düşen görev

    Ev kadını rolünü çok ciddiyetle ele almıştım. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Gerçek olmayan davranış, gösteriş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rol almak
  • rol çalmak
  • rol kesmek
  • rol oynamak
  • rolüne çıkmak
  • rolü olmak
  • rol yapmak

Birleşik Kelimeler: rol çatışması, rol iflası, başrol


TOL


[isim] [halk ağzında]
  • Taş kemer veya taş kemerlerle yapılmış ev, oda, kapı vb. şey

SOL


[sıfat]
  • Vücutta kalbin bulunduğu tarafta olan, sağ karşıtı

    Sol el. Sol kulak.

[isim]
  • Bu taraftaki yön

    Sola dönmek.

[isim]
  • Sosyalizme yakın görüşte olan grup
[isim] [spor]
  • Boksta sol yumrukla vuruş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sola kaymak
  • sol eli beklemek
  • sol tarafından kalkmak
  • sol yapmak

Birleşik Kelimeler: sol açık, sol bek, sol eğilimli, sol haf, sol iç, sol şerit, solda sıfır, ortanın solu

[isim] [müzik]
  • Gam dizisinde fa ile la arasındaki ses

Birleşik Kelimeler: sol anahtarı

[isim]
  • Peru para birimi

LOLO


[isim] [argo]
  • `Bir sözün, bir tutumun veya davranışın gerçek ve geçerli olmadığını, başkalarının söz konusu olayda aldanabileceğini ancak söz sahibinin aldanmayacağını, aldatılamayacağını` belirten bana da mı lolo deyiminde geçen bir söz, lololo

MOLA (Kelime Kökeni: İtalyanca mola)


[isim]
  • Yorgunluğu gidermek için duraklama

    Köye gidinceye kadar iki yerde mola verdik.

[denizcilik]
  • Koyuverme

    Halatı, mola ettiler.

[spor]
  • Voleybol ve basketbolda takımların oyun içinde taktik alışverişleri yapmak için aldıkları dinlenme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mola almak
  • mola vermek

Birleşik Kelimeler: mola taşı, ihtiyaç molası


OLMA


[isim]
  • Olmak işi

BOL


[sıfat]
  • İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı

    Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bol doğramak

Birleşik Kelimeler: bol bol, bol bolamat, bol bulamaç, bol kepçe, bol keseden, bol paça, eli bol, gönlü bol

[isim]
  • Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki

YOL


[isim]
  • Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik
[argo]
  • Hile, tuzak
[halk ağzında]
  • Düğünde, oğlanevinin kızevine verdiği para, mal veya armağan
[mecaz]
  • Gaye, uğur, maksat

    Bu yolda çok emek harcandı.

[mecaz]
  • Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem

    Bu işi yapmanın bir yolu vardır.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... yoluna
  • yola (veya yollara) düşmek
  • yola (veya yoluna) koyulmak
  • yola çıkmak
  • yol açmak
  • yola dizilmek
  • yola düzülmek
  • yola gelmek (veya yatmak)
  • yola getirmek
  • yola gitmek
  • yol almak
  • yol aramak
  • yola revan olmak
  • yola vurmak
  • yol bulmak
  • yol çizmek
  • yolda kalmak
  • yoldan (veya yolundan) kalmak
  • yoldan çevirmek
  • yoldan çıkmak
  • yol etmek
  • yol gitmek
  • yol görünmek
  • yol göstermek
  • yol gözlemek
  • yol iz bilmek
  • yol kesmek
  • yollara dökülmek
  • yolları ayrılmak
  • yolları tutmak
  • yol şaşmak
  • yol tepmek
  • yol tutmak
  • yolu (veya yolunu) şaşırmak
  • yolu açık olmak
  • yolu açmak
  • yolu almak
  • yolu düşmek
  • yoluna bakmak
  • yoluna baş koymak
  • yoluna can (veya canını) vermek
  • yoluna çıkmak
  • yolun açık olsun
  • yoluna girmek
  • yoluna koymak
  • yoluna sapmak
  • yolunda gitmek (veya yürümek)
  • yolunda görünmek
  • yolunu beklemek (veya gözlemek)
  • yolunu bilmek
  • yolunu bulmak
  • yolunu değiştirmek
  • yolunu kaybetmek
  • yolunu kesmek
  • yolunu sapıtmak
  • yolunu tutmak
  • yolunu tutmak
  • yolunu yapmak
  • yol vermek
  • yol vurmak
  • yol yakınken
  • yol yapmak
  • yol yürümek

Birleşik Kelimeler: yol ağzı, yol ayrımı, yol azığı, yol bel, yolbil, yolbul, yol boyu, yoldüzler, yol erkân, yol evladı, yolgeçen hanı, yol halısı, yol haritası, yol harçlığı, yol işareti, yol kardeşi, yolkesen, yol kilimi, yol parası, yol uğrağı, yolüstü, yol yol, yol yordam, yol yorgunu, açık yol, açısal yol, altı yol, ana yol, bir yol, bölünmüş yol, çakıl yol, çıkar yol, dikenli yol, diplomatik yol, doğru yol, dört yol, duble yol, ekspres yol, kaçamak yol, kısayol, köprü yol, kötü yol, orta yol, otoyol, stabilize yol, tahsisli yol, tali yol, tam yol, tek yönlü yol, tercihli yol, uzak yol kaptanı, uzun yol sürücüsü, uzun yol şoförü, yan yol, gözü yolda, o yolda, kısa yoldan, ayakyolu, bisiklet yolu, boru yolu, cinyolu, çevre yolu, çıkış yolu, çözüm yolu, demir yolu, deniz yolu, döl yolu, geçim yolu, Gökyolu, Hacılaryolu, Hacıyolu, hak yolu, Harezmi yolu, hava yolu, idrar yolu, kara yolu, keçi yolu, koşu yolu, Samanyolu, seğirdim yolu, ses yolu, sıçan yolu, sidik yolu, suyolu, su yolu, yargı yolu, yaya yolu, keyfi yolunda, tıngırı yolunda


AYOL


[ünlem] [teklifsiz konuşmada]
  • Genellikle kadınların kullandığı bir seslenme sözü

    Ayol, bu kaçıncı duruş? - Reşat Nuri Güntekin


İDOL (Kelime Kökeni: Fransızca idole)


[isim]
  • Çok tanrılı dinlerde tapınılacak nesne
[mecaz]
  • Örnek alınan, en çok hayranlık duyulan kimse

    Semahat'in nazarında evvelden ben bir idol idim. Her şeyi benim için feda ediyordu. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


OLAY


[isim]
  • Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş, hadise, vaka

    O olaydan sonra bir daha yalnız kalmamıştık onunla. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • olay çıkarmak
  • olayın üstüne gitmek
  • olay yapmak
  • olay yaratmak

Birleşik Kelimeler: olay bilimi, gölge olay, sosyal olay, devinme olayı, şiddet olayı


SOLO (Kelime Kökeni: İtalyanca solo)


[isim] [müzik]
  • Bir müzik parçasının bir kişi tarafından söylenmesi veya çalınması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • solo yapmak (veya atmak)