İçinde Naat Bulunan Kelimeler



İçinde NAAT olan 15 kelime bulunuyor. İçerisinde NAAT geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Naat kelimesinin anlamı nedir? Naat ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

KANAATSİZLİK16, ZANAATKARLIK16, KANAATKARLIK13

11 Harfli Kelimeler

ZANAATÇILIK19

9 Harfli Kelimeler

KANAATSİZ13, ZANAATKAR12, KANAATKAR9

8 Harfli Kelimeler

ZANAATÇI15, MÜMANAAT12, KANAAT8

6 Harfli Kelimeler

ŞENAAT9, ZANAAT9, SINAAT8, KANAAT6

4 Harfli Kelimeler

NAAT4


NAAT (Kelime Kökeni: Arapça naʿt)


[isim] [eskimiş]
  • Bir şeyin niteliklerini övme
[edebiyat]
  • Hz. Muhammed'in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside

KANAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳanāʿat)


[isim]
  • Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanaat etmek
  • kanaat getirmek
  • kanaat gibi devlet olmaz

Birleşik Kelimeler: kıt kanaat


KANAATLİ


[sıfat]
  • Kanaatkâr

SINAAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣināʿat)


[isim] [eskimiş]
  • Zanaat

KANAATKÂR (Kelime Kökeni: Arapça ḳanāʿat + Farsça -kār)


[sıfat]
  • Azla yetinen, elindeki ile yetinen, kanık, kanaatli, yetingen

    Ama üçüncü bekçi, onlara nazaran daha genç ve daha az kanaatkâr olan, yapılan haksızlığı sineye çekemedi. - Elif Şafak


ŞENAAT (Kelime Kökeni: Arapça şenāʿat)


[isim] [eskimiş]
  • İğrençlik, kötülük, alçaklık

    Bir müsteşarı elinde bulundurmak için her türlü şenaate katlanabileceğine inanmıyordu. - Peyami Safa


ZANAAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣināʿat)


[isim]
  • İnsanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte deneyim, beceri ve ustalık gerektiren iş, sınaat

    Hiçbir vatandaşa benim zanaatı tavsiye etmem. - Nazım Hikmet


ZANAATKÂR (Kelime Kökeni: Arapça ṣināʿat + Farsça -kār)


[isim]
  • Zanaatçı

MÜMANAAT (Kelime Kökeni: Arapça mumānaʿat)


[isim] [eskimiş]
  • Engel olma, karşı koyma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mümanaat etmek


KANAATKÂRLIK


[isim]
  • Kanaatkâr olma durumu, kanaatlilik, kanıklık, yetingenlik

KANAATSİZ


[sıfat]
  • Elindeki ile yetinmeyen

ZANAATÇI


[isim]
  • Belli bir zanaatla uğraşan, bir zanaatı meslek edinen emekçi, zanaatkâr

KANAATSİZLİK


[isim]
  • Kanaatsiz olma durumu

ZANAATKÂRLIK


[isim]
  • Zanaatçılık

ZANAATÇILIK


[isim]
  • Zanaatçı olma durumu, zanaatkârlık