İçinde Ma Bulunan 5 Harfli Kelimeler

---

Detaylı Arama

---

Harfler

Başında

Sonunda

İçinde

Harf Sayısı

Türkçe İngilizce Dil

Ara

İçerisinde MA olan 5 harfli 364 kelime bulunuyor. İçinde MA olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ma ile başlayan 5 harfli kelimeler. ma ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MAJÖR₂₁, MAHIV₁₇, BOĞMA₁₆, ÇIVMA₁₆, ÇAĞMA₁₆, DOĞMA₁₆, MAHFİ₁₆, MAHFE₁₆, MASÖZ₁₆, MASAJ₁₆, OVMAÇ₁₆, YIĞMA₁₆, CIVMA₁₆, ÇAVMA₁₅, DİMAĞ₁₅, MANEJ₁₅, MAFİŞ₁₅, MAVİŞ₁₅, SIĞMA₁₅, YAĞMA₁₅, HIZMA₁₄, MAFYA₁₄, SAĞMA₁₄, AĞMAK₁₃, ÇAPMA₁₃, DOGMA₁₃, FORMA₁₃, KOVMA₁₃, MARUF₁₃, MASÖR₁₃, MASİF₁₃, MATUF₁₃, OVMAK₁₃, SİMAV₁₃, SAVMA₁₃, VURMA₁₃, COŞMA₁₃, AÇMAZ₁₂, BOZMA₁₂, ÇAMAŞ₁₂, FİRMA₁₂, FLAMA₁₂, FERMA₁₂, HUMMA₁₂, MANAV₁₂, MAPUS₁₂, MAHYA₁₂, MAVRA₁₂, MAVNA₁₂, MAVAL₁₂, PUSMA₁₂, PISMA₁₂, ŞAŞMA₁₂, UYMAZ₁₂, VARMA₁₂, YAPMA₁₂, AYMAZ₁₁, BUYMA₁₁, DOYMA₁₁, DUYMA₁₁, HUMAR₁₁, HURMA₁₁, HAMAM₁₁, IŞIMA₁₁, IHMAK₁₁, KOPMA₁₁, KIPMA₁₁, MAOCU₁₁, MANGO₁₁, MAGMA₁₁, MAHUT₁₁, MAHUR₁₁, MATUH₁₁, OCUMA₁₁, POMAK₁₁, POMAT₁₁, SIZMA₁₁, SIÇMA₁₁, SAPMA₁₁, SEMAH₁₁, UMACI₁₁, YAMAÇ₁₁, YAZMA₁₁, CAYMA₁₁, AHMAK₁₀, ACIMA₁₀, BAYMA₁₀, ÇIKMA₁₀, ÇOMAK₁₀, ÇOMAR₁₀, HAMAK₁₀, HAMAL₁₀, İHMAL₁₀, KOŞMA₁₀, KOÇMA₁₀, KIZMA₁₀, KUMAŞ₁₀, KAPMA₁₀, KEMAH₁₀, MÜMAS₁₀, MANÇU₁₀, MAMBO₁₀, MALCI₁₀, MANGA₁₀, MADDİ₁₀, MADDE₁₀, MACUN₁₀, MAGRİ₁₀, MAHAL₁₀, MAHRA₁₀, MAHİR₁₀, MARUZ₁₀, MATAH₁₀, MAŞUK₁₀, MAZUR₁₀, MAZOT₁₀, MAYIS₁₀, OLMAZ₁₀, PERMA₁₀, SOYMA₁₀, SAÇMA₁₀, TAPMA₁₀, TAMAH₁₀, UYUMA₁₀, UZAMA₁₀, UÇMAK₁₀, UÇMAN₁₀, UZMAN₁₀, YUMMA₁₀, YOSMA₁₀, YAYMA₁₀, AZMAN₉, AZMAK₉, AŞAMA₉, AŞMAK₉, AÇMAK₉, ALMAÇ₉, ALMAŞ₉, AKMAZ₉, BIKMA₉, BURMA₉, BUNMA₉, BULMA₉, BASMA₉, ÇAMAT₉, ÇAKMA₉, ÇALMA₉, ÇATMA₉, DONMA₉, DOLMA₉, DUMAN₉, DURMA₉, İŞMAR₉, İCMAL₉, KIYMA₉, KOYMA₉, KAÇMA₉, KAZMA₉, MANCA₉, MALCA₉, MARİZ₉, MARAZ₉, MALAZ₉, MADUN₉, MADEM₉, MADAM₉, MAÇKA₉, MACAR₉, MABUT₉, MATBU₉, MAŞER₉, MASUM₉, MATİZ₉, MAZAK₉, MAYIN₉, NAMAZ₉, OYMAK₉, SUSMA₉, SAYMA₉, ŞİMAL₉, ŞAMAR₉, ŞAMAN₉, TAŞMA₉, UYMAK₉, YIKMA₉, YILMA₉, YUNMA₉, YUTMA₉, YOLMA₉, YONMA₉, YUMAK₉, YORMA₉, YASMA₉, ZAMAN₉, CEMAN₉, CEMAL₉, AYMAK₈, ADAMA₈, AMADE₈, BANMA₈, BAKMA₈, BATMA₈, DRAMA₈, DAİMA₈, DAMAT₈, DAMAR₈, DAMAL₈, DAMAK₈, DALMA₈, EMAYE₈, ILIMA₈, İDMAN₈, KISMA₈, KUSMA₈, KAYMA₈, MAADA₈, MAMUT₈, MAMUR₈, MAMUL₈, MALYA₈, MALUM₈, MANDA₈, MARDA₈, MAKUS₈, MADİK₈, MADER₈, MADEN₈, MABET₈, MABAT₈, MARYA₈, MASUN₈, MASTI₈, MASON₈, MASNU₈, MAYNA₈, OKUMA₈, SORMA₈, SOMAK₈, SOLMA₈, SOKMA₈, SITMA₈, SIRMA₈, SINMA₈, SIMAK₈, SIKMA₈, SUNMA₈, SUMAK₈, ULUMA₈, UMMAK₈, UMMAN₈, YAMAK₈, YAMAN₈, YANMA₈, YAKMA₈, YARMA₈, YATMA₈, AROMA₇, ASMAK₇, AMMAN₇, ELMAS₇, IRMAK₇, IRAMA₇, İTMAM₇, İMALI₇, İMAME₇, KOMAR₇, KONMA₇, KOKMA₇, KURMA₇, KUMAN₇, KUMAR₇, KASMA₇, KIRMA₇, KILMA₇, LOKMA₇, MİMAR₇, MANAS₇, MALUL₇, MAMAK₇, MARTI₇, MARON₇, MANTO₇, MANTI₇, MAKUL₇, MAKTU₇, MAKSİ₇, MAKRO₇, MAKAS₇, MAKAM₇, MARUL₇, MEMAT₇, MATEM₇, MASKE₇, MASAT₇, MASAL₇, ORMAN₇, OTAMA₇, ONMAK₇, ONAMA₇, OLMAK₇, ROMAN₇, SAMAN₇, SALMA₇, SARMA₇, SANMA₇, SEMAN₇, SEMAİ₇, SATMA₇, TOMAR₇, TOMAK₇, TINMA₇, TIMAR₇, TIKMA₇, TUTMA₇, TUMAN₇, TAMAM₇, TASMA₇, TEMAS₇, UTMAK₇, ULAMA₇, ULEMA₇, ARTMA₆, ARAMA₆, ANMAK₆, ATMAK₆, ATAMA₆, ALMAN₆, ALMAK₆, AKMAK₆, AKMAN₆, EMARE₆, İMALE₆, İKMAL₆, KLİMA₆, KREMA₆, KANMA₆, KATMA₆, KARMA₆, KAMAN₆, KALMA₆, KAKMA₆, KEMAL₆, KEMAN₆, LİMAN₆, MANAT₆, MALİK₆, MALEN₆, MANEN₆, MARKİ₆, MARKE₆, MARKA₆, MARAL₆, MANTİ₆, MANİA₆, MALAK₆, MAKTA₆, MAKET₆, MAKAT₆, MAKAK₆, MAİLE₆, MATLA₆, RAMAK₆, TAKMA₆, TATMA₆

• Artmak işi

  Tiyatrolar sayıca arttı, bunun sonucu seyirci sayısında da artma oldu. - Metin And

• Aramak işi, taharri

  Ankara'ya döner dönmez iş aramayı düşünüyordum. - Adalet Ağaoğlu

• Sanığın yakalanması veya suç belgelerinin elde edilmesi için bir kimsenin evinde, iş yerinde, üzerinde veya eşyasında yapılan araştırma işlemi

Ata Sözleri ve Deyimler

• arama yapmak

Birleşik Kelimeler: arama bülteni, arama emri, arama izni, arama kararı, arama motoru, arama ruhsatı, arama tarama, mayın arama tarama gemisi

• Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etmek veya onu düşünmek, zikretmek, hatırlamak

  Onun bu fedakârlığını her yerde, her zaman minnetle anacağım. - Peyami Safa

• Bir armağanla birinin gönlünü almak

• Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak

  Taşı suya atmak.

• Koymak

  Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. - Burhan Felek

• Uzatmak

  Vapurdan iskeleye attılar.

• Sille, tokat vurmak

• Top, tüfek vb. silahları patlatmak

• Kurşun, gülle, ok vb. şeyleri hedefe fırlatmak

  Ona üç kurşun attı, vuramadı.

• Geri bırakmak, ertelemek

  Bu konunun tartışılmasını gelecek haftaya attılar.

• Kovmak, dışarıya çıkarmak, ilgisini kesip uzaklaştırmak

• İstenilmeyen bir şeyi kendi malı olmaktan çıkarmak

  Bu lüzumsuz eşyayı atmalı.

• Kullanılması gelenek hâline gelmiş bir şeyi kullanmaktan vazgeçmek

  Şapka inkılabıyla fesi attık.

• Çıkarmak, dışarıya vermek

  Yabancı cisimleri vücut atar.

• Patlayıcı maddelerle havaya uçurup yıkmak

  Köprüyü dinamitle attılar.

• Yay ve tokmakla ditmek, kabartmak

  Pamuğu atmak.

• Çatlamak

• Yırtılmak

• Yapışık olduğu yerden ayrılmak

• Kalp, nabız vurmak, çarpmak

  Kalbi hızlı hızlı atıyor.

• Sıkıntı dolayısıyla giyilen bir şeyi çıkarmak

  Sıcak basınca sırtındaki ceketi attı.

• Yazılı veya banda alınmış bir metinden bazı bölümleri çıkarmak

• Değerini eksiltmek

• Göndermek, yollamak

  Mektup atmak.

• Terk etmek

• Götürmek

  Gözüne kestirdiği erkeği tavlayıp resmen oraya atarmış. - Attila İlhan

• Söylemek

  Gazel attı.

• Yalan veya abartmalı söz söylemek

  Gene atmaya başladı.

• Bilmeden, kestirerek söylemek

  Bilgi yarışmasında attı ama tutturamadı.

• İçki içmek

  Şimdi arzu buyrulursa dostluğumuzu takviye için şöyle bir iki kadeh atalım. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

• atıp (veya atmak) tutmak
• atıyorum
• atma Recep, din kardeşiyiz
• atsan atılmaz, satsan satılmaz
• attığı tırnağa değmemek
• attığı tırnak kadar olamamak

Birleşik Kelimeler: füzeatar, kazaratar, kükürtatar, roketatar, atardamar

• Atamak işi, tayin, nasıp

  Personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir. - Anayasa

Birleşik Kelimeler: açıktan atama, asaleten atama, vekâleten atama

• Cermen soyundan olan halk

Birleşik Kelimeler: Alman gümüşü, Alman papatyası, Almansever, Alman usulü

• Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak

  Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. - Necati Cumalı

• Satın almak

• Ele geçirmek, fethetmek

  Fakat aldıkları yerlerin ahalisini Türkleştiremediklerinden bu büyüklük onların zayıf düşmelerine sebep olmuş. - Ömer Seyfettin

• Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak

  Çocuğu okuldan aldı.

• İçine sığmak

  Bu kavanoz iki kilo bal alır. Bu salon bin kişi alır.

• Kabul etmek

• Kendine ulaştırılmak, iletilmek

  Mektup almak. Haber almak.

• İçeri sızmak, içine çekmek

  Gemi su alıyor. Fotoğraf makinesi ışık almış, film yanmış.

• Erkek, kadınla evlenmek

  O sırada aldığı kadının babasının birçok yardımını görmüştü. - Memduh Şevket Esendal

• Sürükleyip götürmek

  Öküzü sel aldı, harmanı yel aldı.

• Kazanmak, elde etmek

• Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak

  Soğuk almak. Ceza almak.

• Bürümek, sarmak, kaplamak

  Burayı kötü bir koku aldı, durulamaz hâle geldi.

• Kısaltmak, eksiltmek

  Ceketin boyundan almak.

• Yolmak, koparmak

  Kaş almak.

• İçeri girmesini sağlamak

  Sevdiği delikanlıyı gece evine almış. - Necati Cumalı

• Tat veya koku duymak

  Sigaradan hiç tat alamaz oldum. Burnu iyi koku alır.

• Örtmek, koymak

  Paltosunu sırtına aldı.

• Yol gitmek, mesafe katetmek

  O yolu bir saatte alırsınız.

• Çalmak

  Cebimden saatimi almışlar.

• Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek

  Savcı yardımcısı gaza bastı, motor almadı. Bir daha bastı, yine almadı. - Haldun Taner

• Göreve, işe başlatmak

  Yeni bir kapıcı aldı.

• Görevden, işten çekmek

• Başlamak

  Üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur - Halk türküsü

• İçecek veya sigara içmek

  Tadına bakmak için bir yudum aldım.

• Yutmak, kullanmak

  İlaç almak.

• Kazanç sağlamak

  Bir pantolondan beş yüz lira alıyorlar.

Ata Sözleri ve Deyimler

• al (veya alın) ...
• alaşağı etmek
• al aşağı vur yukarı
• al benden de o kadar
• al birini, vur ötekine (veya birine)
• aldı
• aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemek
• aldı sazı eline
• al gülüm ver gülüm
• alıp başını gitmek
• alıp götürmek
• alıp satmaz görünmek
• alıp sattığı olmamak
• alıp vereceği olmamak
• alıp verememek
• alıp vermek
• alıp yürümek
• al kaşağıyı gir ahıra, yarası olan gocunur (veya gocunsun)
• almadan vermek Allah'a mahsus
• almadığın hayvanın kuyruğunu tutma
• al malın iyisini, çekme kaygısını
• alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste
• al sana bir ... daha
• al takke ver külah

Birleşik Kelimeler: pürüzalır, esir almaca, soluk almadan, açığa almak, satın almak, akılalmaz, çakaralmaz

• Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek

  Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış. - Sait Faik Abasıyanık

• Bir kap veya bir yer, içindeki veya üstündeki sıvıyı sızdırmak

  Dam akıyor.

• Art arda ve toplu olarak gitmek

  Öfkeli insanlar, el ele, omuz omuza Taksim'e doğru akıyorlardı. - Yusuf Ziya Ortaç

• Kumaş yıpranıp iplikleri erimeye başlamak

  Çarşafın kumaşı da yer yer akmış, buruşmuştu. - Refik Halit Karay

• Boya birbirine karışmak

• Sürüp gitmek

  Nedim divanında bir kaside vardır, müjgân üstüne, hicran üstüne, umman üstüne kafiyeleri ve redifleriyle akar. - Yahya Kemal Beyatlı

• Zaman çabuk geçmek

• Karışmak, katılmak

• Çabucak savuşmak, ortadan kaybolmak

Ata Sözleri ve Deyimler

• akacak kan damarda durmaz
• akan sular durmak
• akara kokara bakma, çuvala girene bak
• akarı kokarı olmamak
• akarına bırakmak
• akıp gitmek
• akmasa da damlar

Birleşik Kelimeler: akan yıldız, akarsu, akaryakıt

• Bozulmamış, saf, temiz

• Belirti, iz, ipucu

  Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

• Bir tarafa yatırma, eğme

• Aruz vezninde kısa okunması gereken heceyi ölçüye uydurmak için uzun okuma, zihaf karşıtı

Ata Sözleri ve Deyimler

• imale etmek
• imale yapmak

• Eksik bir şeyi tamamlama, daha iyi duruma getirme, bütünleme

  Kolordu ikmaliyle ilgili bir iş için görevli olarak gelmiş. - Attila İlhan

• Geri hizmet

• Cümlenin, dizenin anlamını sonra gelen cümle veya dize ile tamamlama

Ata Sözleri ve Deyimler

• ikmale bırakmak
• ikmale kalmak
• ikmal etmek

Birleşik Kelimeler: ikmal imtihanı

• Soğuk veya sıcak hava vererek kapalı bir yerin havasını değiştiren elektrikli araç, iklimleme cihazı

• Bir tür yumurtalı süt tatlısı

• Kanmak işi