İçinde Lm Bulunan 6 Harfli Kelimeler



İçerisinde LM olan 6 harfli 68 kelime bulunuyor. İçinde LM olan 6 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "lm ile biten 6 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÖVÜLME21, ÖPÜLME19, LM18, LM16, LMEK15, OVULMA15, ÖRÜLME15, DOLM14, EĞİLME14, GELMİÇ14, UFALMA14, ÜZÜLME14, ÇALM13, LMEK13, YILMAZ13, LMİŞ12, LM12, PULMAN12, SOLMAZ12, AŞILMA11, AÇILMA11, ELMACI11, GELMEK11, NAPALM11, OYULMA11, TELMİH11, UYULMA11, ÜTÜLME11, ZULMET11, AYILMA10, AZALMA10, BULMAK10, ÇALMAK10, ÇELMEK10, ÇELMİK10, DOLMEN10, DOLMAK10, EZİLME10, EŞİLME10, İÇİLME10, LMİZ10, UMULMA10, YILMAK10, YOLMAK10, ASILMA9, LMEK9, LMEK9, DELMEK9, DALMAK9, EDİLME9, İLMİYE9, ONULMA9, SOLMAK9, UTULMA9, YELMEK9, YALMAN9, ANILMA8, ATILMA8, ELMALI8, EMİLME8, KILMAK8, RULMAN8, LMEK8, SALMAK8, EKİLME7, İNİLME7, İTİLME7, KALMAK7


EKİLME


[isim]
  • Ekilmek işi

İNİLME


[isim]
  • İnilmek işi

İTİLME


[isim]
  • İtilmek işi
[ruh bilimi]
  • İğrenç, ayıp veya elde edilemez görünen düşüncelerin kişide bilinçaltına sürülmesi

KALMAK


[nesnesiz]
  • Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek

    Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. - Tarık Buğra

[-de]
  • Konaklamak, konmak

    Hemen karargâha yerleşmezsem ne geri dönebilir ne de otelde kalabilirdim. - Falih Rıfkı Atay

[-le]
  • Oturmak, yaşamak

    Tam beş sene benimle beraber kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]
  • Oyalanmak, vakit geçirmek

    Kısa bir süre tezgâhın önünde kaldı. - Necati Cumalı

[-de]
  • İşlemez, yürümez duruma gelmek

    Araba yarı yolda kaldı.

[-e]
  • İleriye atılmak, ertelenmek

    Mahkeme ayın on sekizine kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]
  • Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak

    Oda duman içinde kaldı.

[-de]
  • Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek

    Bugün iş maddesinde kaldık.

[-den]
  • Miras olarak geçmek

    Çiftlik ana babasından kalmış.

[-den]
  • Yapamamak

    Misafir geldi, gezmeden kaldık.

[-le]
  • Yetinmek

    Yalnız dayak atmakla kalmadı, onu işinden de çıkardı.

[-le]
  • Sınırlanmak

    Amasya'da iken karşılaştığımız vaziyet yalnız Şeyh Recep Vakası ile kalmadı. - Atatürk

[yardımcı fiil]
  • Olmak, herhangi bir durumda bulunmak

    Fatma'nın yemek çantası olmasaydı dün aç kalmıştık. - Falih Rıfkı Atay

[yardımcı fiil]
  • Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur

    Bakakalmak.

    Şaşakalmak.

    Donakalmak. Şaşırıp kalmak. Donup kalmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... den kalır yeri yok
  • ... ye kalsa (veya kalırsa)
  • kaldı ki

Birleşik Kelimeler: kala kala, geri kalmış


ANILMA


[isim]
  • Anılmak işi

ATILMA


[isim]
  • Atılmak işi

    Vezin ve kafiyenin atılması, lirizmden yüz çevirme, imge kullanılmaması, şiirde yenilik sayılıyordu. - Selâhattin Hilav


ELMALI


[isim]
  • Antalya iline bağlı ilçelerden biri

EMİLME


[isim]
  • Emilmek işi

KILMAK


[yardımcı fiil]
  • Etmek, yapmak

RULMAN (Kelime Kökeni: Fransızca roulement)


[isim]
  • Mekanik ve elektrikli sistemlerde kayma sürtünmesi yerine bir yuvarlanma sürtünmesi sağlayarak enerji kayıplarını azaltmak için yataklar ile muylular arasına yerleştirilen parça

SİLMEK


[-i]
  • Bir şeyin ıslaklığını gidererek kuru duruma getirmek

    Terlemiş gibi alnını elinin tersiyle sildi. - Ömer Seyfettin

[nesnesiz]
  • Üzerine genellikle bir bez sürterek tozlarını, kirlerini almak veya parlatmak

    Türküler çağırarak tahta siliyorlar. - Yusuf Ziya Ortaç

[-i] [-den]
  • Üzerini çizerek atmak, yok etmek

    Defterden adını silmişler.

[mecaz]
  • İlişkisini koparmak, yok saymak
[-i] [-den] [mecaz]
  • Üstünlük göstererek o alanda üstün olanları ikinci plana atmak

    Takımı sahadan silmek.

[mecaz]
  • Ortadan kaldırmak, yok etmek veya gidermek

    Senin gözlerin gönlümü dolduran kara düşünceleri silecek, beni korkulardan kurtaracaktır. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • silip atmak
  • silip süpürmek

Birleşik Kelimeler: sil baştan


SALMAK


[-e] [-i]
  • Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermek

    Derhâl kapının zincirini salıvererek kanadı arkasına kadar açtı. - Ercüment Ekrem Talu

[-e]
  • Saldırmak

    Aç kurt, yılana da salar, taşa da, dedi. - Memduh Şevket Esendal

[denizcilik]
  • Gemi demir üzerinde dört yana dönmek
[-i] [mecaz]
  • Bakmamak, ilgilenmemek, özen göstermemek

Birleşik Kelimeler: salıvermek, salıverilmek


ASILMA


[isim]
  • Asılmak işi

BİLMEK


[nesnesiz]
  • Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak

    Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu. - Adalet Ağaoğlu

[-i]
  • Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak

    Yani kısacası bu mükemmel dilimizi kimse bilmez, okumaz. - Burhan Felek

[-i]
  • Sorumlu tutmak

    Ben arkadaşını bilmem, seni bilirim.

[-i]
  • İşine gelmek, uygun bulmak

    Mal almasını bildi de parasını vermeyi mi bilmiyor?

[-i]
  • Saymak

    Teşekkürü borç bilirim.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bildiğinden şaşmamak (veya kalmamak)
  • bildiğini okumak
  • bildiğini yapmak
  • bildiğini yedi mahalle bilmez
  • bildim bileli
  • bilemedin (veya bilemediniz)
  • bilir bilmez
  • bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp
  • bilmem hangi (veya kaç veya kim veya nasıl veya ne)

Birleşik Kelimeler: yolbil, değerbilmez, iyilikbilmez, kadirbilmez


DİLMEK


[-i]
  • Bir bütünü ince ve yassı parçalara ayırarak kesmek

    Şimdi bu elemanları ince ince dileceğim. - Aka Gündüz

[halk ağzında]
  • Yarmak