İçinde Lk Bulunan 10 Harfli Kelimeler



İçerisinde LK olan 10 harfli 50 kelime bulunuyor. İçinde LK olan 10 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "lk ile biten 10 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

İLKÖĞRENİM24, İLKÖĞRETİM24, DALKAVUKÇA22, ALKOLÖLÇER20, ALKIŞLAYIŞ20, HALKALAYIŞ20, ÜLKÜDAŞLIK20, ALKIŞÇILIK19, ALKALÖLÇER19, ÇALKALAYIŞ19, FOLKLORİST19, HALKAPINAR19, HALKACILIK19, ALKIŞLANIŞ18, BALKANOLOG18, HALKALANIŞ18, ZATÜLKÜRSİ18, CILKLAŞMAK18, BALKONUMSU17, BEYAZTİLKİ17, ÇALKALATIŞ17, ÇALKALANIŞ17, KALKIŞILMA16, LKELEYİŞ16, ALKIŞLATMA15, ALKIŞLANMA15, ALKIŞLAMAK15, ÇALKANTILI15, HALKALILAR15, HALKALAMAK15, HALKALANMA15, KIZILKANAT15, SARISALKIM15, ÇALKALATMA14, ÇALKALANMA14, ÇALKALAMAK14, DALKURUTAN14, İLKELEŞMEK14, İLKELLEŞME14, LKİLEŞME14, İLKELCİLER13, İLKELCİLİK13, ÜLKESELLİK13, YELKENLEME13, ALKOLMETRE12, KALKANDERE12, LKTİRMEK12, LKELENME12, LKELEMEK12, KALKOLİTİK11


KALKOLİTİK (Kelime Kökeni: Fransızca chalcolitique)


[sıfat]
  • Bakırın kullanılmaya başlamasıyla nitelenen (tarih öncesi dönem)

ALKOLMETRE (Kelime Kökeni: Fransızca alcoolmètre)


[isim] [kimya]
  • Alkolölçer

KALKANDERE


[isim]
  • Rize iline bağlı ilçelerden biri

SİLKTİRMEK


[-e] [-i]
  • Silkme işini yaptırmak

SİLKELENME


[isim]
  • Silkelenmek işi

    Tıp tahsilinde en büyük silkelenme ilk yılın sonunda olurdu. - Ayşe Kulin


SİLKELEMEK


[-i]
  • Üstündeki şeyleri düşürmek, kaydırmak için bir şeyi üst üste, birden silkmek

    Avcı, elinde ipi silkeleyerek hafif, sanki balıklarını ürkütmek istemiyormuş gibi yavaş yavaş ağını çekiyordu. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]
  • Dövmek
[mecaz]
  • Sarsmak, etkilemek
[mecaz]
  • Yük olan, yük sayılan birinin geçim ve sorumluluğunu üstünden atmak

    Seni ben değil amma bu çeneyle galiba damadın sokağa silkeleyecek. - Reşat Nuri Güntekin


İLKELCİLİK


[isim] [felsefe]
  • Avrupa sanatının çağımıza kadar geçirdiği gelişmelerden habersiz görünen, ilkel ulusların sağlam, kaba, saf, yalın biçimli sanatını benimseyen görüş, primitivizm

ÜLKESELLİK


[isim]
  • Ülkeye ilişkin olma durumu

YELKENLEME


[isim]
  • Yelkenlemek işi

ÇALKALATMA


[isim]
  • Çalkalatmak işi

ÇALKALANMA


[isim]
  • Çalkalanmak işi

ÇALKALAMAK


[-i]
  • Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak

    Fincanını çalkalayıp çalkalayıp diker, dibinde hiç telve bırakmamacasına! - Attila İlhan

[nesnesiz]
  • İçinde bir şey bulunan bir nesneyi sarsarak sallamak

    Kahvelerde zar çalkalayan avuçlar görüyorum. - Yusuf Ziya Ortaç

[nesnesiz]
  • Vücudun göbek, kalça vb. yerini sürekli oynatmak

    Aşağıdan yavrum, aşağıdan diye göbek çalkalıyordu. - Osman Cemal Kaygılı


DALKURUTAN


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kabuk altındaki odun katında oyuklar açarak dişbudak sürgünlerini ve zeytin dallarını kurutan kın kanatlı böcek (Hylesinus oleiperda)

İLKELEŞMEK


[nesnesiz]
  • İlke durumuna gelmek

İLKELLEŞME


[isim]
  • İlkelleşmek işi