İçinde Le Bulunan 5 Harfli Kelimeler



İçerisinde LE olan 5 harfli 166 kelime bulunuyor. İçinde LE olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Le ile başlayan 5 harfli kelimeler. le ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÖĞLEN18, RÖFLE17, VELEV17, ŞÖYLE16, ÜFLEÇ16, BÖYLE15, LEK15, LET15, HALEF15, KOLEJ15, LEVHA15, ÖZLEM15, ELE14, FALEZ14, LEÇ14, İŞLEV14, JİKLE14, LET14, MÖBLE14, ŞÖLEN14, LEN13, LEK13, LEVYE13, ÖDLEK13, SUFLE13, LEK12, FLEOL12, LEHÇE12, LEĞEN12, ÖNLEM12, SELEF12, ŞİLEP12, CELEP12, ALEYH11, ALE11, EVLEK11, EBLEH11, LET11, FELEK11, GÜLLE11, HÜLLE11, HÜRLE11, LEZİZ11, LENFA11, TELEF11, VELET11, CÜMLE11, BELEŞ10, DUBLE10, DİCLE10, GULET10, HAMLE10, KUPLE10, LEHİM10, MEHLE10, POLEN10, SALEP10, ÜÇLER10, YELEÇ10, LEM9, EGALE9, GAİLE9, GELEN9, HELEN9, HALEN9, HALET9, HALEL9, HAİLE9, İZLEM9, İŞLEM9, İZOLE9, İMLEÇ9, İHALE9, İÇLEM9, KELEP9, KEHLE9, LEPRA9, LEGAL9, LEDÜN9, MELEŞ9, MELEZ9, PALET9, RAHLE9, ŞİLEM9, TALEP9, UZLET9, ACELE8, BUKLE8, ÇİLEK8, ÇELEK8, ÇELEN8, LEK8, EYLEM8, İZALE8, İZLEK8, İŞLEK8, İLE8, KIBLE8, KELEŞ8, LEZAR8, LETÇE8, LERZE8, LEÇEK8, NEZLE8, RUBLE8, ŞELEK8, ÜNLEM8, ADALE7, LET7, LEK7, BALET7, BELEN7, BELEK7, LEK7, KÜTLE7, LEK7, LEYLİ7, LEMİS7, MELES7, OMLET7, ULEMA7, YELEK7, ASLEN6, ALLEM6, AMELE6, ESLEK6, EKLEM6, ELEME6, ENLEM6, İSALE6, İMALE6, İMLEK6, KULLE6, KALEM6, KELES6, KELEM6, LENTO6, LEL6, MALEN6, MAİLE6, MELEK6, OLEİN6, OLEİK6, RULET6, SİNLE6, SİLLE6, SELEN6, SELEK6, TELES6, TELEM6, ANELE5, ATLET5, ALE5, AKLEN5, EKLER5, İLE5, İLE5, İLLET5, LER5, KİTLE5, KELLE5, KELER5, KELEK5, NELER5, TİRLE5, TELEK5


ANELE (Kelime Kökeni: İtalyanca anello)


[isim] [denizcilik]
  • Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka

ATLET (Kelime Kökeni: Fransızca athlète)


[isim]
  • Kolsuz, askılı fanila
[spor]
  • Atletizmle uğraşan kimse, atletizmci

Birleşik Kelimeler: atlet fanilası


ALENİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿalenī)


[sıfat]
  • Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan

    Siz bugüne kadar zevcenizin vicdansızca ve aleni hıyanetine, edepsizliğine tahammül ettiniz. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: aleni tadat


AKLEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳlen)


[zarf] [eskimiş]
  • Akıl gereğince, akıl yönünden

EKLER (Kelime Kökeni: Fransızca éclair)


[isim]
  • İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü

İLERİ


[isim]
  • Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
[sıfat]
  • Önde bulunan

    İleri karakol. İleri hat.

[sıfat]
  • Doğrusundan daha çok gösteren (saat)

    Saat beş dakika ileridir.

[sıfat] [mecaz]
  • Benzerlerini geride bırakmış

    İleri fikirler.

[zarf]
  • Öne doğru, ileri doğru

    Masayı biraz ileri çekelim.

[ünlem]
  • `Amaca doğru durmadan yürü` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

    Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri! - Atatürk

[spor]
  • Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ileri (veya ileriye) gitmek
  • ileri almak
  • ileri atılmak (veya çıkmak)
  • ileri geçmek
  • ileri gelmek
  • ileri götürmek
  • ilerisine gitmek
  • ileri sürmek
  • ileri varmak
  • ileriyi görmek

Birleşik Kelimeler: ileri gelen, ileri geri, ileri görüş, ileri gözetleyici, ileri karakol, ileri teknoloji, ileri uç, ileri vites


İLETİ


[isim]
  • Yazı veya sözle verilen, gönderilen bilgi, mesaj

İLLET (Kelime Kökeni: Arapça ʿillet)


[isim]
  • Hastalık

    Ben şarlatan değilim, oğlum. Bu illetin devası bendedir. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Hastalık derecesine varan alışkanlık

    Ya sayfa sayfa mektup yazmak illetine tutulmuş olanlara ne diyeyim? - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]
  • Bozukluk

    Bu radyonun bir illeti var.

[sıfat] [teklifsiz konuşmada]
  • Kızdıran, sinirlendiren (şey veya kimse)
[eskimiş] [felsefe]
  • Sebep

Ata Sözleri ve Deyimler

  • illet etmek
  • illet olmak

Birleşik Kelimeler: köstebek illeti


KİLER (Kelime Kökeni: Farsça kilār)


[isim]
  • Evlerde yiyecek, içecek ve erzakın saklandığı oda, ambar veya dolap

    Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu. - Ömer Seyfettin


KİTLE (Kelime Kökeni: Arapça kutle)


[isim]
  • Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kütle

    Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum. - Halide Edip Adıvar

[tıp]
  • Kist

Birleşik Kelimeler: kitle haberleşmesi, kitle iletişimi, kitle turizmi, hedef kitle


KELLE (Kelime Kökeni: Farsça kelle)


[isim]
  • Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
[teklifsiz konuşmada]
  • Baş, kafa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelle götürmek
  • kelle koltukta gezmek
  • kelle koparmak
  • kelle koşturmak
  • kelle kulak yerinde
  • kelle sağ olsun da külah bulunur
  • kellesinden olmak
  • kellesini koltuğuna almak
  • kellesini uçurmak
  • kellesini vurdurmak
  • kelleyi koltuğun altına almak
  • kelleyi vermek


KELER


[isim] [hayvan bilimi]
  • Köpek balıkları takımının kelergiller familyasından, ılık ve tropik denizlerde yaşayan, uzunluğu 1,5 metre kadar olan, bir defada 20 yavru doğuran bir tür balık, keler balığı (Rhina squatina)

Birleşik Kelimeler: keler balığı, kaya keleri, su keleri


KELEK


[isim] [bitki bilimi]
  • Olgunlaşmamış, ham kavun
[sıfat]
  • Yer yer çıplaklığı veya boşluğu olan

    Kelek mısır.

[sıfat]
  • Kılsız

    Kelek tulum.

[sıfat] [argo]
  • Aptal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelek atmak
  • kelek yapmak


NELER


Ata Sözleri ve Deyimler

  • ne âlem
  • ne âlemde?
  • ne alıp veremiyor?
  • ne arar (veya onda ... ne gezer)
  • ne arıyor
  • ne biçim?
  • ne buyrulur?
  • ne çare
  • ne çıkar
  • ne çiçektir, biliriz
  • ne dedim de
  • ne demek?
  • ne demek olsun
  • ne demeye
  • ne denir (veya dersin)
  • ne denli
  • ne de olsa
  • ne dese beğenirsin?
  • nedir ki
  • ne diye?
  • ne ekersen onu biçersin
  • ne fayda
  • ne gam
  • ne gezer
  • ne gibi?
  • ne gözle bakmak
  • ne güne duruyor?
  • ne günlere kaldık!
  • ne haber?
  • ne hacet
  • ne haddine!
  • ne hâlde?
  • ne hâli varsa görsün
  • ne hikmetse (veya hikmettir)
  • ne idiği belirsiz
  • ne imiş?
  • ne ise
  • ne istediğini bilmek
  • ne iyi!
  • ne kadar
  • ne kadar olsa
  • ne kadar varsa
  • ne lazım
  • neler de neler, maydanozlu köfteler
  • neler neler
  • ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
  • ne mene
  • ne menem
  • ne mümkün
  • ne münasebet!
  • ne o?
  • ne olacak!
  • ne olduğunu bilememek
  • ne oldum delisi olmak
  • ne olur (veya olursun veya olursunuz)
  • ne olursa olsun
  • ne oluyor?
  • ne pahasına olursa olsun
  • ne söylüyorsun?
  • ne var ki
  • ne yaparsın (veya yapmalı) ki
  • ne yapıp yapıp
  • ne yaptığını bilmemek
  • ne yazar
  • ne yazık ki
  • neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
  • neyin nesi (kimin fesi)
  • neyleyim
  • neymiş
  • ne yüzle


TİRLE (Kelime Kökeni: Fransızca tire-lait)


[isim]
  • Meme başı üzerine yerleştirilip sütün alınmasına yarayan araç