İçinde Kus Bulunan Kelimeler



İçinde KUS olan 38 kelime bulunuyor. İçerisinde KUS geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kus ile başlayan kelimeler. Kus ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

11 Harfli Kelimeler

COŞKUSUZLUK25, KUŞKUSUZLUK22, KUSURSUZLUK20, KORKUSUZLUK19, SİYAKUSİBAK18, SİBAKUSİYAK18

10 Harfli Kelimeler

KORKUSUZCA20, UYKUSUZLUK20, KUSURLULUK15

9 Harfli Kelimeler

KUSKUNSUZ17, KUSTURUCU17, KUSTURMAK13

8 Harfli Kelimeler

COŞKUSUZ21, KUŞKUSUZ18, FUKUSLAR17, KUSURSUZ16, KUSTURUŞ15, KORKUSUZ15, TUTKUSUZ15, KUSKUNLU12, KUSTURMA12, TUTKUSAL11

7 Harfli Kelimeler

DOKUSUZ16, UYKUSUZ16, KOKUSUZ14, KUSUNTU11, KUSURLU11, AKUSTİK9, TENAKUS9

6 Harfli Kelimeler

KUSMUK10, KUSKUS10, KUSMAK9, KUSKUN9

5 Harfli Kelimeler

FOKUS14, MUKUS9, KUSMA8, KUSUR8, MAKUS8


KUSMA


[isim]
  • Kusmak işi, istifra

    Bütün bir gece onun başını kucağımda yatırarak ikide bir kusmasına yardım ediyordum. - Asaf Halet Çelebi

[kimya]
  • Üzerine bir boya uygulandığında alttaki rengin üste çıkması

KUSUR (Kelime Kökeni: Arapça ḳuṣūr)


[isim]
  • Eksiklik, noksan, nakisa

    Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok. - Mehmet Çınarlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kusura bakmamak (veya kalmamak)
  • kusur aramak
  • kusur bulmak
  • kusur etmek
  • kusur etmemek
  • kusur işlemek

Birleşik Kelimeler: ağır kusur


MAKÛS (Kelime Kökeni: Arapça maʿkūs)


[sıfat] [eskimiş]
  • Ters çevrilmiş, baş aşağı getirilmiş
[mecaz]
  • Uğursuz, kötü

    Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz. - Atatürk


AKUSTİK (Kelime Kökeni: Fransızca acoustique)


[isim]
  • Yankı bilimi

Birleşik Kelimeler: mekân akustiği


TENAKUS (Kelime Kökeni: Arapça tenāḳuṣ)


[isim] [eskimiş]
  • Azalma, eksilme

KUSMAK


[nesnesiz]
  • Midenin içindekini basınçla ağızdan dışarı atmak, çıkarmak, kayyetmek, istifra etmek
[-i]
  • Boyanan ve temizlenen şeyler yeniden ortaya çıkmak

    Kumaş lekeyi kustu. Helva yağını kusmuş.

[-i] [mecaz]
  • İçinde birikmiş kinini, öfkesini söyleyerek açığa vurmak

KUSKUN


[isim]
  • Hayvanın kuyruğu altından geçirilerek eyere bağlanan kayış

    O başta: Kuskunu kopmuş eyerli düldüller / Bu başta: Paldımı düşmüş semerli bülbüller - Mehmet Akif Ersoy

Birleşik Kelimeler: kuskunu düşük


MUKUS (Kelime Kökeni: Fransızca mucus)


[isim]
  • Solunum yolları ve sindirim organlarının hücreleri tarafından salgılanan madde

KUSMUK


[isim]
  • Kusulan şey, kusuntu

Birleşik Kelimeler: kara kusmuk


KUSKUS (Kelime Kökeni: Arapça ḳusḳus)


[isim]
  • Un, süt, yumurta, bulgur ile yapılan ufak ve yuvarlak taneler biçiminde kurutulmuş hamur

Birleşik Kelimeler: kuskus çorbası, kuskus pilavı


TUTKUSAL


[sıfat]
  • Tutkulu, aşırı bağlı veya düşkün

KUSUNTU


[isim]
  • Kusmuk

KUSURLU


[sıfat]
  • Kusuru olan

KUSKUNLU


[sıfat]
  • Kuskunu olan

KUSTURMA


[isim]
  • Kusturmak işi