İçinde Kuma Bulunan Kelimeler



İçinde KUMA olan 40 kelime bulunuyor. İçerisinde KUMA geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kuma kelimesinin anlamı nedir? Kuma ile başlayan kelimeler. Kuma ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

BAŞKUMANDANLIK24, KUMARHANECİLİK23

12 Harfli Kelimeler

KUMANYACILIK21

11 Harfli Kelimeler

DOKUMACILIK21, BAŞKUMANDAN20, KUMARHANECİ20, KUMANDANSIZ20, KUMARBAZLIK19, KUMANDANLIK16

10 Harfli Kelimeler

KUMAŞÇILIK20, DOKUMAHANE19, KUMANDASIZ19, KUMARCILIK17, KUMANDANLI15

9 Harfli Kelimeler

KUMANYACI17, KUMARHANE15, KUMANDALI14

8 Harfli Kelimeler

KUMAŞSIZ18, DOKUMACI17, KUMARBAZ15, DOKUMALI14, KUMANDAN12

7 Harfli Kelimeler

KUMAŞÇI16, KUMASIZ14, KUMARCI13, KUMAŞLI13, DOKUMAK12, KUMANDI12, KUMANCA12, KUMANYA11, KUMKUMA11, KUMANDA11

6 Harfli Kelimeler

DOKUMA11, KUMALI9, OKUMAK9

5 Harfli Kelimeler

KUMAŞ10, OKUMA8, KUMAN7, KUMAR7

4 Harfli Kelimeler

KUMA6


KUMA


[isim]
  • Aynı erkekle evli olan kadınların birbirine göre adı, ortak

    Orada kimseyi kıskanmamışken bu sonuncu kumasını büyük mesele yaptı. - Refik Erduran

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kuma olmak


KUMAN


[isim] [tarih]
  • Kıpçak

KUMAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳimār)


[isim]
  • Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu

    Ağır bir kumar borcunu ödemek zorunda kalan soylular gibiydi. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumar oynamak

Birleşik Kelimeler: kumar ebesi, kumarhane


OKUMA


[isim]
  • Okumak işi, kıraat

    Okuması vardı, yazması azdı. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okumayı sökmek

Birleşik Kelimeler: okuma bayramı, okuma günü, okuma kitabı, okuma saati, okuma vakti, okuma yazma, okuma yitimi, sesli okuma, sessiz okuma, dikiş okuması


KUMALI


[sıfat]
  • Kuması olan

OKUMAK


[-i]
  • Bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlemek veya seslendirmek

    Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]
  • Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek

    Gazete bile okumak istemiyorum. - Burhan Felek

[nesnesiz]
  • Bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak, öğrenim görmek

    Çabuk dil öğrenmedi, okumak istemedi. - Halide Edip Adıvar

[nesnesiz]
  • Sesli olarak söylemek

    Salon boşalmaya başladı, biz şiirler okuyup dinliyoruz. - Refik Halit Karay

[nesnesiz]
  • Bir şeyin anlamını çözmek

    Şifre okumak.

[mecaz]
  • Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak

    Yüzünü benden saklıyor. Niçin? Çehresinde, melalinde aşkının matemini okumayayım diye mi? - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Değerlendirmek
[nesnesiz] [argo]
  • Sövmek, küfretmek
[halk ağzında]
  • Bir yere çağırmak, davet etmek, okuntu göndermek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okuyup üflemek


KUMAŞ (Kelime Kökeni: Arapça ḳumāş)


[isim]
  • Pamuk, yün, ipek vb.nden makinede dokunmuş her türlü dokuma

    Her şey, esvap ve eşya Bursa'da dokunan ipek kumaşlardan yapılmıştır. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Varlığı ve kişiliği oluşturan nitelik veya malzeme

Birleşik Kelimeler: kumaş mengenesi, Hint kumaşı


KUMANYA (Kelime Kökeni: İtalyanca compagna)


[isim]
  • Yolculuk için hazırlanan yiyecek, azık

    Her sabah dağarcığına kumanyasını kor, çıngıraklı kara keçilerini patikalardan dağ aralıklarına sürerdi. - Halikarnas Balıkçısı

[askerlik]
  • Sefer durumundaki askerler için hazırlanan yiyecek

KUMKUMA (Kelime Kökeni: Arapça ḳumḳume)


[isim] [eskimiş]
  • Küçük testi, çömlek
[mecaz]
  • Kötü, olumsuz bir özelliği kendinde fazlasıyla toplayan kimse, olay, olgu veya yer

    Şu Mine, çelişkiler kumkuması bir kız. - Necip Fazıl Kısakürek

Birleşik Kelimeler: akıl kumkuması, dedikodu kumkuması, esrar kumkuması, fesat kumkuması, fitne kumkuması


KUMANDA (Kelime Kökeni: Fransızca commandé)


[isim]
  • Komuta

    Gemideki bütün askerler, derhâl kumanda kulesinin altındaki kaporta denilen delikten içeri giriyorlar. - Esat Mahmut Karakurt

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumanda etmek

Birleşik Kelimeler: kumanda kolu, kumanda odası, uzaktan kumanda


DOKUMA


[isim]
  • Dokumak işi, tekstil

    Halı dokuma sanatı. Dokuma sanayisi.

[sıfat]
  • Kumaş olabilen, kumaş yapılabilen
[sıfat]
  • Tezgâhta dokunarak elde edilen (kumaş)
[mecaz]
  • Yapı, oluşum

    Bunun için bu ad yıllara dayanacak, boyası has, dokuması sağlam bir ad olmalı, dedim. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: dokumahane, dokuma tezgâhı, petek dokuma, tel dokuma


KUMANDAN (Kelime Kökeni: Fransızca commandant)


[isim] [askerlik]
  • Komutan

    Kolordu kumandanlarının fikir ve mütalaalarını bilmek bence pek faydalı idi. - Atatürk

Birleşik Kelimeler: kumandan gemisi


DOKUMAK


[-i]
  • Tezgâhta ipliği, çözgü ve atkı durumunda kullanarak kumaş yapmak

    Orada kilim dokuyan kadınların arasında yaşam savaşı veriyordu. - Ayşe Kulin

[mecaz]
  • En ince noktalarına kadar özen göstererek, emek vererek ortaya çıkarmak
[halk ağzında]
  • Ağacın yemişlerini sırıkla vurarak indirmek

KUMANDI


[isim]
  • Kuzey Altaylarda yaşayan bir Türk boyu

KUMANCA


[isim]
  • Kıpçakça