İçinde Kul Bulunan Kelimeler



İçinde KUL olan 149 kelime bulunuyor. İçerisinde KUL geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kul kelimesinin anlamı nedir? Kul ile başlayan kelimeler. Kul ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

COŞKULANABİLMEK26

14 Harfli Kelimeler

COŞKULANDIRMAK26, KULLANIŞSIZLIK25, COŞKULANABİLME25, KUŞKULANDIRMAK23, KULLANILMIŞLIK22

13 Harfli Kelimeler

BURKULUVERMEK25, COŞKULANDIRMA25, KUŞKULANDIRMA22, BURKULABİLMEK20, HARİKULADELİK20, KULLANIŞLILIK20, KOKULANDIRMAK19

12 Harfli Kelimeler

TAVŞANKULAĞI30, BURKULUVERME24, BURKULABİLME19, KULAMPARALIK19, KOKULANDIRMA18, KULLANDIRMAK17

11 Harfli Kelimeler

DENİZKULAĞI25, SIÇANKULAĞI25, KULAĞAKAÇAN22, ASLANKULAĞI21, KULLANIŞSIZ21, KULUÇKAHANE20, COŞKULANMAK20, GAYRİMENKUL19, KULLANIMSIZ19, SOKULGANLIK19, KULLANILMIŞ18, KUKULETASIZ18, KUŞKULANMAK17, TUTKULAŞMAK17, KULLANDIRMA16, KULLANILMAK14

10 Harfli Kelimeler

FAREKULAĞI25, KULÜPÇÜLÜK24, KUZUKULAĞI24, EŞEKKULAĞI22, SEPETKULPU21, KULAÇLAYIŞ20, COŞKULULUK20, COŞKULANMA19, GAYRİMAKUL18, HARİKULADE17, YÜKSEKOKUL17, KULLANIŞLI16, KULUÇKALIK16, KUŞKULANMA16, KAMIŞKULAK16, OKULLAŞMAK16, TUTKULAŞMA16, KULAÇLAMAK15, ŞAKULLEMEK15, KULLANIMLI14
Tümünü Gör

9 Harfli Kelimeler

FİLKULAĞI24, AYIKULAĞI21, CANKULAĞI21, KULAKTOZU15, KULAMPARA15, OKULLAŞMA15, BURKULMAK14, KULAÇLAMA14, KULLAŞMAK14, ŞAKULLEME14, EKŞİKULAK13, KOKULANMA12, KORKULMAK12, KULUNLAMA12, KABAKULAK12, KULLANMAK11, KARAKULAK10, KATAKUL10

8 Harfli Kelimeler

SOKULGAN15, KULLUKÇU14, KULAKSIZ14, KAPIKULE14, BURKULMA13, KULUNCAK13, KULLAŞMA13, KULLANIŞ13, KULAKÇIK13, SOKULMAK12, ANAOKULU11, KORKULMA11, KORKULUK11, KULUNLUK11, KULLANIM11, MASKULEN11, ORTAOKUL11, KULLANMA10, KUKULETA10, KULAKLIK10
Tümünü Gör

7 Harfli Kelimeler

KULÜPÇÜ19, KULOĞLU17, KULPSUZ17, COŞKULU16, OKULDAŞ14, SOKUL14, KUŞKULU13, KULUNUZ13, KULAKÇI12, KULUÇKA12, UYKULUK12, SOKULMA11, KORKULU10, TUTKULU10, İLKOKUL9, KULAKLI9, KARAKUL8

6 Harfli Kelimeler

KULVAR13, KULYUÇ13, KULPLU12, DOKULU11, KULLAP11, KULUNÇ11, KULÜBE11, UYKULU11, SOKULU10, ŞAKULİ10, KOKULU9, OKULLU9, UTKULU9, KULLUK8, MAKULE8, MENKUL8, KAKULE7

5 Harfli Kelimeler

KULÜP12, KUL9, ŞAKUL9, NÜKUL8, KULUN7, KULİS7, MAKUL7, KULLE6, KULAK6

4 Harfli Kelimeler

KULP9, KULU6, OKUL6, KULA5, KULE5

3 Harfli Kelimeler

KUL4


KUL


[isim]
  • Tanrı'ya göre insan

    Kul ile Tanrı'nın arasına girilmez.

[tarih]
  • Köle

    Kendisi kabilenin beyinin kullarından birinin kızıydı. - Halide Edip Adıvar

[tarih]
  • Karavaş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kula kul olmak
  • kul etmek
  • kul köle olmak
  • kul kusursuz olmaz
  • kul olmak
  • kul sıkışmayınca (veya daralmayınca veya bunalmayınca) Hızır yetişmez
  • kulunuz

Birleşik Kelimeler: kul cinsi, kul hakkı, kul kâhyası, kul kethüdası, kul oğlanı, kuloğlu, kul taksimi, kul yapısı, buyruk kulu, emir kulu, kapı kulu


KULA


[isim]
  • Gövdenin sarı veya kirli sarı renkte, yele, kuyruk ve bacağın alt kısmındaki kılların koyu renkte olduğu at donu
[sıfat]
  • Bu renkte olan (at)

    Yanında dizgini boynuna bırakılmış bir kula at vardı. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]
  • Manisa iline bağlı ilçelerden biri

KULE (Kelime Kökeni: Arapça ḳulle)


[isim]
  • Çoğunlukla kare veya silindir biçimindeki yüksek yapı

    Şu muazzam kule bir mühendisin hayaliydi. - Orhan Seyfi Orhon

[eskimiş]
  • Cihannüma

Birleşik Kelimeler: döner kule, fil dişi kule, kapıkule, çan kulesi, kontrol kulesi, paraşüt kulesi, saat kulesi, yangın kulesi


KULLE


[isim] [halk ağzında]
  • Büyük bağ evi

    Bağdaki ailelerin bütün çocuklarını kulle dışında bir başka evde toplamışlardı. - Tarık Dursun K.


KULAK


[isim] [anatomi]
  • Başın her iki yanında bulunan işitme organı

    Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. - Hüseyin Cahit Yalçın

[anatomi]
  • Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü

    Elleriyle kulaklarını tıkayıp yatağının yanında tortop oldu. - Halide Edip Adıvar

[müzik]
  • Telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu
[coğrafya]
  • Akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri
[mecaz]
  • Seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kulağı (bir şeyde) olmak
  • kulağı (veya kulakları) çınlasın
  • kulağı ağır işitmek
  • kulağı dikilmek
  • kulağı duvar olmak
  • kulağına çalınmak
  • kulağına çarpmak
  • kulağına fısıldamak
  • kulağına gelmek
  • kulağına girmemek
  • kulağına gitmek
  • kulağına inanmamak
  • kulağına kar suyu kaçırmak
  • kulağına kar suyu kaçmak
  • kulağına koymak (veya sokmak)
  • kulağına küpe olmak (veya etmek)
  • kulağına söylemek
  • kulağını açmak
  • kulağını bükmek
  • kulağını çekmek
  • kulağını çınlatmak
  • kulağını doldurmak
  • kulağının üzerine yatmak
  • kulağının zarı patlamak
  • kulağını sağır etmek
  • kulağı okşamak
  • kulağı olmamak
  • kulağı ters taraftan göstermek
  • kulak (veya kulağını) tırmalamak
  • kulak (veya kulaklarını) tıkamak
  • kulak arkası (veya ardı) etmek
  • kulak asmak
  • kulak kabartmak
  • kulak kesilmek
  • kulak kıvırmak
  • kulakları dolmak
  • kulaklarına kadar kızarmak
  • kulaklarını dikmek
  • kulaklarının pasını gidermek
  • kulakları paslanmak
  • kulakları patlatmak
  • kulakları uğuldamak
  • kulak tutmak
  • kulak vermek
  • kulak vermek

Birleşik Kelimeler: kulak altı bezi, kulak çivisi, kulakdavulu, kulak demiri, kulak dolgunluğu, kulak erimi, kulak kepçesi, kulak kulağa, kulak memesi, kulak misafiri, kulak sadakası, kulak tıkacı, kulak tırmalayıcı, kulaktozu, kulak zarı, kulağı delik, kulağı kesik, kulağı kirişte, kulağı tetikte, kulağı tıkalı, dış kulak, ekşikulak, iç kulak, kabakulak, kamışkulak, karakulak, kepçe kulak, orta kulak, yelken kulak, aslankulağı, ayıkulağı, baca kulağı, cankulağı, denizkulağı, deniz kulağı, eşekkulağı, farekulağı, filkulağı, kuzukulağı, müzik kulağı, saban kulağı, sıçankulağı, tavşankulağı, eli kulağında, ağzı kulaklarında

[isim] [eskimiş]
  • Varlıklı Rus köylüsü

KULU


[isim]
  • Konya iline bağlı ilçelerden biri

OKUL


[isim]
  • Her türlü eğitim ve öğretimin toplu olarak yapıldığı yer, mektep

    Ayça okulla ilgili bir şeyler anlatıyor, yarım yamalak duyuyorum. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okuldan ayrılmak
  • okulu asmak (veya kırmak)

Birleşik Kelimeler: okul çocuğu, okul kaçağı, okul kooperatifi, okul öncesi, okul sonrası, okullar arası, etkin okul, ilkokul, kardeş okul, karma okul, ortaokul, özel okul, teknik okul, yüksekokul, anaokulu, halk okulu, harp okulu, hayat okulu, sanat okulu, şoför okulu, yatılı bölge okulu, yaz okulu


KAKULE (Kelime Kökeni: Arapça ḳāḳulle)


[isim] [bitki bilimi]
  • Zencefilgillerden, sıcak iklimlerde yetişen güzel kokulu bir bitki (Elettaria cardamomum)

KULUN


[isim] [hayvan bilimi]
  • Altı aylığa kadar olan at veya eşek yavrusu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kulun atmak


KULİS (Kelime Kökeni: Fransızca coulisse)


[isim] [tiyatro]
  • Sahnenin gerisinde ve yanlarında bulunan bölüm

    Sahneye girişlerinde kuliste sırasını bekliyorlardı. - Necati Cumalı

[ekonomi]
  • Borsa dışında alışveriş yeri
[mecaz]
  • Bir işin, bir hareketin gizli hazırlık konuşması

    Lozan'daki Türk heyetinin kulisleri hakkında pek az şey biliyoruz. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kulis yapmak

Birleşik Kelimeler: kulis çalışması, kulis faaliyeti


MAKUL (Kelime Kökeni: Arapça maʿḳūl)


[sıfat]
  • Akla uygun, akıllıca

    Makul bir düşünce.

[mecaz]
  • Aşırı olmayan, uygun, elverişli

    Ev için makul bir fiyat istedi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makul olmak


KARAKUL


[isim] [hayvan bilimi]
  • Asıl yurdu Buhara'da Karakul bölgesi olan ve yurdumuzda da yetiştirilen, tüyleri uzun ve kıvırcık bir cins koyun, karagül

KULLUK


[isim]
  • Kul olma durumu, kölelik, ubudiyet

    Kulluk bakımından da o kimseden daha âciz ve itaatlisi olamaz. - Necip Fazıl Kısakürek

[tarih]
  • Karakol

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kulluk etmek

Birleşik Kelimeler: kulluk kölelik


MAKULE (Kelime Kökeni: Arapça maḳūle)


[isim] [eskimiş]
  • Çeşit
[felsefe] [mantık]
  • Ulam

MENKUL (Kelime Kökeni: Arapça menḳūl)


[sıfat] [eskimiş]
  • Bir yerden bir yere taşınabilen (mal)
[isim] [hukuk]
  • Taşınır

Birleşik Kelimeler: menkul kıymetler