İçinde Koltuk Bulunan Kelimeler



İçinde KOLTUK olan 10 kelime bulunuyor. İçerisinde KOLTUK geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Koltuk kelimesinin anlamı nedir? Koltuk ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

KOLTUKLANMAK15

11 Harfli Kelimeler

KOLTUKÇULUK18, KOLTUKLANMA14, KOLTUKLAMAK14

10 Harfli Kelimeler

KOLTUKBAŞI18, KOLTUKLAMA13

9 Harfli Kelimeler

KOLTUKLUK12

8 Harfli Kelimeler

KOLTUKÇU14, KOLTUKLU11

6 Harfli Kelimeler

KOLTUK8


KOLTUK


[isim]
  • Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer

    Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı. - Halide Edip Adıvar

[denizcilik]
  • Demirledikten sonra gemiyi iskeleye, rıhtıma veya başka bir gemiye bağlayan ip
[mecaz]
  • Koltuklama veya koltuklanma

    O koltuktan hoşlanmaz.

[mecaz]
  • Kayırma, destek

    Dayısının koltuğunda sırtı yere gelmez.

[mecaz]
  • Yüksek mevki, makam

    Koltuk kavgası.

[argo]
  • Genelev

    Burası Mesut Bey adında bir herifin koltuğudur. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[halk ağzında]
  • Mısır ve buğday fidesinin yanlarından çıkan filizler
[eskimiş]
  • Kenar, tenha yer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • koltuğa girmek
  • koltuğu doldurmak
  • koltuğuna girmek
  • koltuğunun altına sığınmak
  • koltuk çıkmak
  • koltukları kabarmak
  • koltukta olmak
  • koltuk vermek

Birleşik Kelimeler: koltuk altı, koltukbaşı, koltuk değneği, koltuk düşkünü, koltuk gözü, koltuk kapısı, koltuk kavgası, koltuk meyhanesi, koltuk takımı, lüks koltuk, tekerlekli koltuk, yatar koltuk, berber koltuğu, dişçi koltuğu, köşe koltuğu, şoför koltuğu


KOLTUKLU


[sıfat]
  • Kol dayayacak yeri olan

    Koltuklu sandalye.


KOLTUKLUK


[sıfat]
  • Koltuk yapmaya ve kaplamaya elverişli olan (kumaş)
[isim]
  • Giysinin terden lekelenmemesi için koltuk altına içten dikilen parça, subra

KOLTUKLAMA


[isim]
  • Koltuklamak işi

KOLTUKLANMA


[isim]
  • Koltuklanmak işi

KOLTUKLAMAK


[-i]
  • Koltuğu altına almak

    Tablolarını koltuklayarak İstanbul'a dönerken Etimesgut köyünün elektriklerini görmüş. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Kıvanç verecek biçimde övmek, koltuklarını kabartacak sözler söylemek, pohpohlamak

    Maşallah da maşallah! Kırk bir kere! Tuh tuh! diyerek karşıladılar; koltuklayıp içeriye, camekâna aldılar. - Ercüment Ekrem Talu


KOLTUKÇU


[isim]
  • Koltuk yapan veya satan kimse
[mecaz]
  • Yüze karşı övmeyi huy edinmiş kimse

KOLTUKLANMAK


[nesnesiz]
  • Övücü sözlerle koltukları kabartılmak, pohpohlanmak

KOLTUKÇULUK


[isim]
  • Koltukçunun yaptığı iş
[mecaz]
  • Yüze karşı övmeyi huy edinme

KOLTUKBAŞI


[isim]
  • Otomobillerde koltuğun sırt bölümünün üstüne takılan ve ani darbelerde boynun veya başın zarar görmesini önleyen başlık