İçinde Kin Bulunan 6 Harfli Kelimeler



İçerisinde KİN olan 6 harfli 29 kelime bulunuyor. İçinde KİN olan 6 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kin ile başlayan 6 harfli kelimeler. kin ile biten 6 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

GEÇKİN13, PİŞKİN13, ŞİŞKİN12, ÇİSKİN10, KİNİZM10, KİNSİZ10, SEÇKİN10, TEPKİN10, ÇİRKİN9, EKİN9, İŞKİNE9, İKİN9, SMOKİN9, KİNİ8, BİTKİN8, KİNE8, İKİN8, KİNAYE8, KİNDAR8, MİSKİN8, YETKİN8, KESKİN7, MAKİNE7, MAKİNA7, TESKİN7, TEMKİN7, EKİN6, TERKİN6, TELKİN6


EKİNTİ


[isim] [halk ağzında]
  • Ekilen şey

TERKİN (Kelime Kökeni: Arapça terḳīn)


[isim] [eskimiş]
  • Yazılmış bir şeyi çizerek silme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • terkin etmek


TELKİN (Kelime Kökeni: Arapça telḳīn)


[isim]
  • Bir duyguyu, bir düşünceyi aşılama

    Bu telkin günlerce, haftalarca devam etti. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[din bilgisi]
  • Talkın
[ruh bilimi]
  • Bilinç dışı bir sürecin aracılığıyla, kişinin ruhsal veya fizyolojik alanıyla ilgili bir düşüncenin gerçekleştirilmesi

    İçinden gelen gizli bir telkin altında hareket ediyordu. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • telkin etmek


KESKİN


[sıfat]
  • Çok kesici, iyi kesen

    Sonunda keskin bir taşı testere gibi kullanarak ipi incelte incelte kopardı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[mecaz]
  • Tiz (ses)

    Bir kadın sesiydi bu. İnce ve keskin, dikkati hemen kapan ve bırakmayan bir ses. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Kırıcı, incitici

    En yakın dostlarının bile kusurlarını keskin bir dille yüzlerine vururmuş. - Haldun Taner

[mecaz]
  • Etkili, sert

    Masanın başında, güneşten yanmış yüzü, sert ve derin çizgilerle dolu, keskin bakışlı, kıranta bir adam oturuyor. - Esat Mahmut Karakurt

[mecaz]
  • Kıvrak

    Bu çeneyle atbaşı giden keskin bir zekâsı var. - Cahit Sıtkı Tarancı

[mecaz]
  • Hassas
[mecaz]
  • Dikkatli
[argo]
  • Zampara

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keskin sirke küpüne (veya kabına) zarar
  • keskin zekâ keramete kıç attırır

Birleşik Kelimeler: keskin nişancı, gözü keskin

[isim]
  • Kırıkkale iline bağlı ilçelerden biri

MAKİNE (Kelime Kökeni: İtalyanca macchina)


[isim] [teknik]
  • Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü

    Tıraş makineleri ile usturalar çekmecelerde dururdu. - Necati Cumalı

[halk ağzında]
  • Araba, otomobil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makine çekmek
  • makine gibi
  • makine gibi adam
  • makineyi bozmak

Birleşik Kelimeler: makine dolabı, makine gücü, makine odası, makine parkı, makine yağı, buharlı makine, adres makinesi, alev makinesi, balya makinesi, buhar makinesi, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, çay makinesi, çekiç makinesi, çıpır makinesi, çoğaltma makinesi, daktilo makinesi, dikiş makinesi, diyaliz makinesi, fotoğraf makinesi, hava boşaltma makinesi, hesap makinesi, indükleme makinesi, kahve makinesi, kalandır makinesi, kambura makinesi, kaynak makinesi, kuluçka makinesi, kurutma makinesi, külhan makinesi, nakış makinesi, pastav makinesi, püskürtme makinesi, reşme makinesi, sağım makinesi, sıra makinesi, silme makinesi, silindir makinesi, sürfile makinesi, teksir makinesi, tınaz makinesi, tıraş makinesi, tost makinesi, ücretlendirme makinesi, ütü makinesi, yalan makinesi, yaprak makinesi, yayık makinesi, yazı makinesi, zikzak makinesi


MAKİNA (Kelime Kökeni: İtalyanca macchina)


[isim]
  • 343 makine

TESKİN (Kelime Kökeni: Arapça teskīn)


[isim]
  • Acı, öfke, heyecan vb. duyguları yatıştırma, dindirmeye çalışma

    Ev sahibi erkek beni, kadın da onu teskine uğraşıyordu. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • teskin etmek


TEMKİN (Kelime Kökeni: Arapça temkīn)


[isim]
  • Bir işin sonunu düşünerek ölçülü, tedbirli davranma

    Bütün temkin ve vakarını kaybedip konuşanlara sokuldu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


BİKİNİ (Kelime Kökeni: Fransızca bikini)


[isim]
  • Deniz, göl, havuz vb. yerlere girerken veya güneşlenirken giyilen, iki parçadan oluşan kadın giysisi

BİTKİN


[sıfat]
  • Gücü tükenmiş olan, çok yorgun, argın, aygın, dermansız

    Bitkin ve tükenik hâliyle cevaplar veriyordu. - Gürbüz Sazak


DİKİNE


[zarf]
  • Dikey olarak, diklemesine

    Alnı da bir enlemesine, bir dikine kırış kırış oluyordu. - Tarık Buğra

[mecaz]
  • İnadına

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dikine gitmek

Birleşik Kelimeler: dikine tıraş


İKİNDİ


[isim]
  • Öğle ile akşam arasındaki zaman dilimi

    Akdeniz'in, ikindi güneşiyle kamaşmış büyük mavi meydanına başımı çevirerek gözlerimi çocuklara göstermeden ağladım. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[din bilgisi]
  • İkindi ezanı
[din bilgisi]
  • İkindi namazı

    İkindiyi kıldım.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikindiden sonra dükkân açmak

Birleşik Kelimeler: ikindi ezanı, ikindi namazı, ikindiüstü, ikindiüzeri, ikindi vakti, ikindi zamanı, kırkikindi


KİNAYE (Kelime Kökeni: Arapça kināye)


[isim]
  • Düşünüleni dolaylı olarak anlatan söz

    Babam bu kinayeyi anlardı sanırım fakat anlamamazlıktan gelirdi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[edebiyat]
  • Bir sözü gerçek anlamının dışında kullanma sanatı

KİNDAR (Kelime Kökeni: Farsça kīndār)


[sıfat]
  • Öç almak isteyen, kin tutan, kinci, kinli

    Kuru, kemikli yüzü solgun, duruşu ciddi, kara gözleri kindardı. - Kerim Korcan


MİSKİN (Kelime Kökeni: Arapça miskīn)


[sıfat]
  • Çok uyuşuk olan (kimse)

    Hayran olduğum adamı miskin bir mektep çocuğu gibi yaka paça alıp götürdü. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[eskimiş]
  • Âciz, zavallı

    Âşık olan miskin olur / Hak yoluna teslim olur - Yunus Emre

Birleşik Kelimeler: miskinhane, miskin hastalığı, miskinler tekkesi