İçinde Kayı Bulunan Kelimeler



İçinde KAYI olan 54 kelime bulunuyor. İçerisinde KAYI geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kayı kelimesinin anlamı nedir? Kayı ile başlayan kelimeler. Kayı ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

KAYINBİRADERLİK22

14 Harfli Kelimeler

KAYINVALİDELİK25

13 Harfli Kelimeler

DENİZŞAKAYIĞI32, KAYINPEDERLİK22

12 Harfli Kelimeler

KAYINBABALIK20, KAYINBİRADER19

11 Harfli Kelimeler

KAYINVALİDE22, KAYITSIZLIK20, KAYIRICILIK20, KAYINGİLLER18

10 Harfli Kelimeler

İMAMKAYIĞI23, KAYITSIZCA21, KAYINPEDER19, KAYIKÇILIK18, KAYIŞKIRAN17, KAYIRILMAK15, KAYITLAMAK14, LAKAYITLIK14

9 Harfli Kelimeler

KAYISIMSI17, KAYIKHANE16, KAYINBABA16, KAYIRILMA14, KAYITLAMA13, KAYIRTMAK13

8 Harfli Kelimeler

BÜYÜKAYI19, KÜÇÜKAYI18, YIKAYICI18, ÇALKAYIŞ17, KAYITSIZ16, KAYIRICI16, KAYINLIK12, KAYIRMAK12, KAYIRTMA12, KAYITMAK12

7 Harfli Kelimeler

KAYIŞÇI17, YIKAYIŞ16, KAYIKÇI14, KAYINÇO14, KAYIRIŞ14, ŞAKAYIK13, KAYITIM12, KAYINTI11, KAYIRMA11, KAYITLI11, KAYITMA11, LAKAYIT10

6 Harfli Kelimeler

KAYISI11

5 Harfli Kelimeler

KAYIP12, KAYIŞ11, KAYIR8, KAYIT8, KAYIN8, KAYIK8

4 Harfli Kelimeler

KAYI7


KAYI


[isim] [tarih]
  • Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri

KAYIR


[isim] [halk ağzında]
  • Kalın kum

KAYIT (Kelime Kökeni: Arapça ḳayd)


[isim]
  • Bir yere mal ederek deftere geçirme

    Çocuğun kaydı bulunamadı.

[mecaz]
  • Şart

    Kitabımı geri gönderme kaydıyla verebilirim.

[mecaz]
  • Sınırlama, davranışlarını çerçeveleme

    Hiçbir kayıt ileri sürmeksizin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kayda geçirmek
  • kaydını düşmek
  • kaydını silmek
  • kayıt altına girmek
  • kayıt koymak
  • kayıttan düşmek

Birleşik Kelimeler: kayıt defteri, kayıt dışı, kayıt kabul, kayıt kuyut, kayda değer, kaydedilmek, kaydetmek, kaydettirmek, kaydıhayat, kaydıihtiyat, kaydolmak, kesin kayıt, ön kayıt, nüfus kaydı, sabıka kaydı

[isim]
  • Pencere çerçevesi

Birleşik Kelimeler: kış kayıtı


KAYIN


[isim] [bitki bilimi]
  • Kayıngillerin örnek bitkisi olan, 30-40 metre boyunda, 2 metre çapında, kışın yapraklarını döken, kerestesi beyaz ve değerli olan bir orman ağacı (Fagus orientalis)
[sıfat]
  • Bu ağaçtan yapılmış

Birleşik Kelimeler: Avrupa kayını, doğu kayını

[isim]
  • Kadın veya kocaya göre birbirlerinin erkek kardeşi, kayınbirader, ini

    Sabahleyin kaynım beni bir katıra bindirdi. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: kayınbaba, kayınbirader, kayınpeder, kayınvalide, kaynana


KAYIK


[isim] [denizcilik]
  • Kürek veya yelkenle yürütülen ufak tekne

    Halk arabalarla, kayıklarla, yaya olarak oralara kadar geliyor ve bu ağaçların altına dağılıyordu. - Asaf Halet Çelebi

[sıfat]
  • Bir yana kaymış

    Çiçekli kumaştan, büzgülü, yakası kayık bir elbise dikti. - Lâtife Tekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kayık yanaştırmak

Birleşik Kelimeler: kayıkhane, kayık salıncak, kayık tabak, kayık yaka, çember kayık, ağ kayığı, ateş kayığı, buz kayığı, foroz kayığı, ığrıp kayığı, imamkayığı, pazar kayığı, varagele kayığı, yarış kayığı


LAKAYIT (Kelime Kökeni: Arapça lāḳayd)


[sıfat]
  • İlgisiz

    Yüzündeki gülümseyiş geçti, yeniden lakayıt, uzak ve donmuş hâlini takındı. - Sait Faik Abasıyanık

[zarf]
  • İlgisiz bir biçimde

    Kız, kendini mümkün olduğu kadar sakin, lakayıt gösterebilmek için elinden geleni yapmaya çalışmaktadır. - Esat Mahmut Karakurt

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lakayıt kalmak


KAYINTI


[isim] [halk ağzında]
  • Açlık bastırmaya, atıştırılmaya yarar yiyecek

KAYIRMA


[isim]
  • Kayırmak işi, iltimas

KAYITLI


[sıfat]
  • Kaydı yapılmış, kayda geçirilmiş olan

    İkili, on bir Arap atının kayıtlı olduğu bir koşuya konmuştu. - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Şarta bağlı

Birleşik Kelimeler: kayıtlı sermaye


KAYITMA


[isim]
  • Kayıtmak işi

KAYISI (Kelime Kökeni: Farsça ḳayṣī)


[isim] [bitki bilimi]
  • Gülgillerden, sıcak veya ılık iklimlerde yetişen, çiçekleri pembemsi beyaz bir ağaç (Prunus armeniaca)
[bitki bilimi]
  • Bu ağacın açık turuncu renkte, eti sulu, güzel kokulu, tek ve sert çekirdekli tatlı meyvesi

    Benim kayısılara müşteri çıkmam ihtimalini düşünmüştü. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: kayısı hoşafı, kayısı kompostosu, kayısı kurusu, kayısı reçeli, kuru kayısı


KAYIŞ


[isim]
  • Bağlamak, tutmak veya sıkmak amacıyla kullanılan, dar ve uzun kösele dilimi

    Şapkası yere düşmüş, yakası yırtılmış, kılıcının kayışı kopmuştu. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kayışa çekmek
  • kayış gibi

Birleşik Kelimeler: kayış balığı, kayış dili, aşırma kayış, eksantrik kayışı, üzengi kayışı, vantilatör kayışı

[isim]
  • Kayma işi

KAYINLIK


[isim]
  • Kayın ağaçları çok olan yer
[isim]
  • Kayın (II) olma durumu

KAYIRMAK


[-i]
  • Koruyarak başarısını sağlamak, elinden tutmak, himmet etmek

    Bizi kayıran, arayan yok. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


KAYIRTMA


[isim]
  • Kayırtmak işi