İçinde Hali Bulunan Kelimeler



İçinde HALİ olan 18 kelime bulunuyor. İçerisinde HALİ geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Hali kelimesinin anlamı nedir? Hali ile başlayan kelimeler. Hali ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

11 Harfli Kelimeler

HALİHAZIRDA25

10 Harfli Kelimeler

HALİSÜDDEM22, SARIHALİLE16, KARAHALİLE14

9 Harfli Kelimeler

HALİHAZIR21, HALİFELİK19

8 Harfli Kelimeler

HALİSANE13

7 Harfli Kelimeler

MUHALİF19, HALİYLE13

6 Harfli Kelimeler

HALİFE16, HALİLE10, HALİTA10

5 Harfli Kelimeler

HALİÇ12, HALİM10, HALİS10, AHALİ9, HALİK9

4 Harfli Kelimeler

HALİ8


HALİ (Kelime Kökeni: Arapça ḫālī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Boş, ıssız, tenha

AHALİ (Kelime Kökeni: Arapça ahālī)


[isim]
  • Aralarında aynı yerde bulunmaktan başka hiçbir ortak özellik bulunmayan kişilerden oluşan topluluk, halk

    Mevsim daha Boğaz'ın bütün ahalisini toplayamamıştır. - Abdülhak Şinasi Hisar


HALİK (Kelime Kökeni: Arapça ḫāliḳ)


[isim] [din bilgisi]
  • Tanrı

HALİLE (Kelime Kökeni: Farsça helīle)


[isim] [bitki bilimi]
  • Doğu Hindistan'da yetişen bir bitki (Terminalia citrina)

Birleşik Kelimeler: karahalile, sarıhalile


HALİTA (Kelime Kökeni: Arapça ḫalīṭa)


[isim] [eskimiş] [kimya]
  • Alaşım
[mecaz]
  • Birden çok ögeden oluşmuş karmaşık bir bütün

    Dede tecrübe neticesiyle her insanın zıt şeylerden yoğrulmuş bir halita olduğunu biliyordu. - Halide Edip Adıvar


HALİM (Kelime Kökeni: Arapça ḥalīm)


[sıfat] [eskimiş]
  • Yumuşak huylu (kimse)

Birleşik Kelimeler: halim selim


HALİS (Kelime Kökeni: Arapça ḫāliṣ)


[sıfat]
  • Katışık olmayan, katışıksız, saf

    Devşirme değil, cetbecet Türk, özüm gibi halis Sivaslı, aslan gibi kumandan. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: halis muhlis, halisüddem


HALİÇ (Kelime Kökeni: Arapça ḫalīc)


[isim]
  • Koy, körfez
[coğrafya]
  • Gelgit olayının belirgin olduğu yerlerde, bu olaydan doğan akıntıların etki yaptığı kıyılarda akarsu ağızlarının huni biçiminde genişlemiş durumu

HALİSANE (Kelime Kökeni: Arapça ḫāliṣ + Farsça -āne)


[zarf]
  • İçtenlikle

    Derhâl anladım ki bu işte bana halisane tarafgirlik edecektir. - Reşat Nuri Güntekin


HÂLİYLE


[zarf]
  • Olduğu gibi

    Hâliyle bırakmak.


KARAHALİLE


[isim] [bitki bilimi]
  • Doğu Hindistan'da yetişen bir bitkinin olgunlaşmadan önce toplanan ve kurutulan 1-3 santimetre uzunluğunda, iğ biçiminde siyah renkli, sert, kokusuz taneleri (Fructus Myrobalani)

SARIHALİLE


[isim] [bitki bilimi]
  • Doğu Hindistan'da yetişen bir tür bitkinin olgunlaşmadan önce toplanan, kurutulan 3-5 santimetre uzunluğunda, erik biçiminde, sarımtırak esmer renkli sert kokusuz taneleri (Terminalia citrina)

HALİFE (Kelime Kökeni: Arapça ḫalīfe)


[isim] [din bilgisi]
  • Hz. Muhammed'in vekili olarak Müslümanların imamlığını ve din koruyuculuğunu yapmakla görevli kimse
[tarih]
  • Hükümdar
[tarih]
  • Osmanlı padişahlarının kullandıkları unvanlardan biri
[mecaz]
  • Çok iyi yetişmiş, eğitilmiş kimse

    O, ustalarının postunda oturan bir sanat halifesiydi. - Memduh Şevket Esendal


HALİFELİK


[isim] [tarih]
  • Halife olma durumu

MUHALİF (Kelime Kökeni: Arapça muḫālif)


[isim]
  • Bir tutuma, bir görüşe, bir davranışa karşı olan, aykırı olan kimse

    Muhaliflerin, Mecliste ordu aleyhine açtıkları cereyan devam ediyordu. - Atatürk

[sıfat]
  • Aykırı

    Fikrine, ümidine, arzusuna muhalif bir şeye rast gelince hemen bozulur. - Ömer Seyfettin