İçinde Ge Bulunan 5 Harfli Kelimeler



İçerisinde GE olan 5 harfli 65 kelime bulunuyor. İçinde GE olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ge ile başlayan 5 harfli kelimeler. ge ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

GÖLGE19, GEVAŞ18, GEVİŞ18, BÖLGE17, GER17, GEYVE17, GEVME16, ÇİZGE15, GEÇÇE15, GEÇİŞ15, GEZİŞ15, GEVEN15, ÖRGEN15, DİZGE14, GEBEŞ14, GEBZE14, GEDİZ14, GEYŞA14, ÜÇGEN14, GEÇİM13, GEÇME13, GEZME13, GERGİ13, ÇERGE12, GEÇEK12, GEÇEN12, GEÇER12, GEÇİT12, GEDME12, GELİŞ12, GENİŞ12, GENİZ12, GERÇİ12, GEREÇ12, GERİŞ12, GERİZ12, GERZE12, İLGEÇ12, BİLGE11, BAGET11, BELGE11, DENGE11, GEDİK11, GEBRE11, GENOM11, GEYİK11, SİMGE11, ÜLGER11, YENGE11, GELME10, GEMRE10, GEOİT10, GERİM10, GERME10, GETTO10, ONGEN10, ERGEN9, ENGEL9, GELEN9, GELİR9, GENEL9, GEREK9, GEREN9, GELİN9, TENGE9


ERGEN


[sıfat]
  • Döl verebilecek duruma gelmiş olan, erin, yeni yetme, akil baliğ, baliğ

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ergene karı boşamak kolay
  • ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma
  • ergen olmak


ENGEL


[isim]
  • Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap, ket

    Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi. - Adalet Ağaoğlu

[spor]
  • Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek, bariyer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • engel çıkarmak
  • engel olmak
  • engel tanımamak

Birleşik Kelimeler: engel balığı, engel sınavı, kutup engel, güvenlik engeli


GELEN


[sıfat]
  • Gelme işini yapan (kimse veya nesne)
[fizik]
  • Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gelen ağam giden paşam
  • gelene git denilmez
  • gelen gideni aratır (veya gelen gidene rahmet okutur)

Birleşik Kelimeler: gelen geçen, gelen giden, ileri gelen


GELİR


[isim]
  • Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat

    Saklanan bir gelir vardı ki aç, çıplak kalmıyorlardı. - Mahmut Yesari

Birleşik Kelimeler: gelir dağılımı, gelir düzeyi, gelir kaynağı, gelir ortaklığı, gelir vergisi, millî gelir, ulusal gelir, dar gelirli


GENEL


[sıfat]
  • Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi

    Genel seçim. Genel tarih.

Birleşik Kelimeler: genel af, genel ağ, genel başkan, genel bütçe, genel coğrafya, genel dil bilimi, genelev, genelgeçer, genel gider, genel görünüm, genel görüşme, genel grev, genel kadın, genelkurmay, genel kurul, genel kütüphane, genel müdür, genel ölçek, genel sekreter, genel uygunluk bildirimi, genel yazman, genel yetenek, genel zekâ


GEREK


[isim]
  • İcap

    Vaziyeti bir bütün hâlinde ve bir anda kestirdikten sonra anların gereklerine göre davranırım. - Necip Fazıl Kısakürek

[sıfat]
  • Gerçekleşmesi zorunlu olarak beklenen, lazım

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gereği düşünülmek
  • gereği gibi
  • gerek görmek

Birleşik Kelimeler: neme gerek


GEREN


[isim] [halk ağzında]
  • Kuruyunca çatlayan toprak, verimsiz, tuzlu, killi toprak

GELİN


[isim]
  • Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gelin almak
  • gelin altın taht getirmiş, çıkmış kendisi oturmuş
  • gelin eşikte, oğlan beşikte
  • gelin etmek
  • gelin gibi süzülmek
  • gelin girmedik ev olur, ölüm girmedik ev olmaz
  • gelin gitmek
  • gelini ata bindirmişler "ya nasip" demiş
  • gelin olmak
  • gelin yazmak

Birleşik Kelimeler: gelin abla, gelin alayı, gelin alıcı, gelinboğan, gelin böceği, gelin çiçeği, gelinfeneri, gelin hamamı, gelin havası, gelinkuşağı, gelin kuşu, gelin otu, gelinparmağı, gelin teli


TENGE


[isim]
  • Kazakistan'ın para birimi

GELME


[isim]
  • Gelmek işi

    Ne söylense duyulur bir ürperme sesinde / Neden hayır olmasın üç beyin gelmesinde - Faruk Nafiz Çamlıbel

[sıfat]
  • Gelmiş olan

    Avrupa'dan gelme bir televizyon.

[sıfat]
  • Yetişme

    İyi aileden gelme çocuk.

[fizik]
  • Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi

Birleşik Kelimeler: bilmezlikten gelme, gidip gelme


GEMRE


[isim] [bitki bilimi]
  • Son turfanda yetişen, sert kabuklu bir tür siyah üzüm

Birleşik Kelimeler: pembegemre


GEOİT (Kelime Kökeni: Fransızca géoïde)


[isim]
  • Yerkürenin geometrik olmayan gerçek biçimi

GERİM


[isim] [tıp]
  • Dinlenme durumundaki kasın normal gerginliği

GERME


[isim]
  • Germek işi
[halk ağzında]
  • Bir yeri bölmek, sınırı belli etmek için yapılan tahta perde

GETTO (Kelime Kökeni: Fransızca ghetto)


[isim] [eskimiş] [toplum bilimi]
  • Avrupa ülkelerinde Yahudilerin gönüllü olarak veya zorlanarak yerleştirildikleri ve her türlü gereksinimini başka yere gitmeden karşılayabildikleri mahalle, Yahudi mahallesi