İçinde Fr Bulunan 5 Harfli Kelimeler



İçerisinde FR olan 5 harfli 21 kelime bulunuyor. İçinde FR olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Fr ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

İFR18, FRE17, FRİGO16, FRAPE15, EFRİZ14, FREZE14, İFRAZ14, ŞİFRE14, BAFRA13, OFRİS13, SOFRA13, FRESK12, FRİSA12, KOFRA12, SAFRA12, EFRAT11, FRENK11, FRANK11, İFRAT11, İFRİT11, TAFRA11


EFRAT (Kelime Kökeni: Arapça efrād)


[isim] [eskimiş]
  • Bireyler, fertler
[askerlik]
  • Erler, erat

    Efrattan bedel alınıp alınmayacağına dair merkezden emir gelmişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • efradını cami, ağyarını mâni

Birleşik Kelimeler: kura efradı


FRENK (Kelime Kökeni: Farsça freng)


[isim]
  • Anglosakson, Cermen veya Latin ırklarının birinden olan kimse

    Frenklere mahsus, şen, latifeci bir ihtiyarla genç kadına doğru ilerledi. - Peyami Safa

[tarih]
  • Osmanlıların Avrupalılara, özellikle Fransızlara verdikleri ad

Birleşik Kelimeler: Frenk asması, Frenk çileği, Frenk gömleği, Frenk inciri, Frenk lahanası, Frenk maydanozu, Frenk menekşesi, Frenk üzümü, tatlısu Frengi


FRANK (Kelime Kökeni: Fransızca franc)


[isim] [eskimiş]
  • Fransa, İsviçre, Belçika vb. ülkelerin para birimi

İFRAT (Kelime Kökeni: Arapça ifrāṭ)


[isim] [eskimiş]
  • Herhangi bir konuda çok ileri gitme, ölçüyü aşma, aşırı davranma, taşkınlık, tefrit karşıtı

    İfratlar bırakılırsa bürokrasiye karşı her türlü şiddet benim hoşuma gider. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ifrata kaçmak
  • ifrata vardırmak

Birleşik Kelimeler: ifrat derecede, ifrat tefrit


İFRİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿifrīt)


[isim] [eskimiş]
  • Doğu masal ve efsanelerinde kötü, korkunç cin

    Masalların ifriti gibi birdenbire içimde korkunç bir çehre canlandı. - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]
  • Öfkeli, ortalığı birbirine katan kimse
[mecaz]
  • İçini kemiren, meşgul eden şey

    İçimdeki bu ifriti öldürmek, sükûnumu bulmak için kendimle cenk ettim. - Hüseyin Cahit Yalçın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ifrit etmek
  • ifrit kesilmek (veya olmak)


TAFRA (Kelime Kökeni: Arapça ṭafre)


[isim]
  • Kendisini olduğundan büyük gösterip böbürlenme, yüksekten atma

    Bir süre yakayı ele vermemenin tafrasıyla dolaşmak, bir beceri örneği değil mi? - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tafra satmak

Birleşik Kelimeler: afra tafra


FRESK (Kelime Kökeni: Fransızca fresque)


[isim]
  • Yaş duvar sıvası üzerine kireç suyunda eritilmiş madenî boyalarla resim yapma yöntemi

FRİSA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Tütsüleme suretiyle kurutulmuş ringa balığı

KOFRA (Kelime Kökeni: Fransızca coffret)


[isim]
  • Bina girişlerinde elektrik şebeke hattını sigorta sistemi ile düzenleyen kutu

SAFRA (Kelime Kökeni: İtalyanca saburra)


[isim]
  • Balonlarda bulunan pilotların, yükselmek veya inişi yavaşlatmak istediklerinde attıkları ağırlık
[denizcilik]
  • Gemileri ve her boyda deniz aracını dengede tutmak, istenilen su düzeyine kadar batırabilmek için dip bölümlerine konulan ağırlık, balast

    Fakat kotranın altındaki safra onu kurtarır da safrasız salapurya birdenbire alabora oluverir. - Necip Fazıl Kısakürek

[denizcilik]
  • Bazı balık ağlarının alt tarafına takılan, ağın su içinde kalmasını sağlayan ağırlık, balast
[mecaz]
  • Sıkıntı, tedirginlik, rahatsızlık veren kimse veya şey

Ata Sözleri ve Deyimler

  • safra almak
  • safra atmak
  • safra boşaltmak

Birleşik Kelimeler: safra suyu, safra tankı

[isim]
  • Karaciğerin hazmı kolaylaştırmak için onikiparmak bağırsağına salgıladığı yeşilimsi sarı renkli acı sıvı, öd(II)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • safra atmak
  • safra bastırmak
  • safrası kabarmak

Birleşik Kelimeler: safra kesesi, safra yeşili


BAFRA


[isim]
  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri

OFRİS (Kelime Kökeni: Fransızca ophrys)


[isim] [bitki bilimi]
  • Salepgillerden, çiçekleri sinek, örümcek gibi birtakım böcekleri andıran, yumrulu, otsu bir bitki (Ophrys)

SOFRA (Kelime Kökeni: Arapça sufre)


[isim]
  • Masa, sini vb. şeylerin, yemek yemek üzere hazırlanmış durumu

    Yemek vakti gelmiş, misafirler sofraya oturmuşlardı. - Reşat Nuri Güntekin

[halk ağzında]
  • Anüs

    Çocuğun sofrası dışarı fırlamış.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sofra (veya sofrayı) kurmak
  • sofra donatmak
  • sofrayı kaldırmak (veya toplamak)

Birleşik Kelimeler: sofra başı, sofra bezi, sofra duası, sofra örtüsü, sofra tahtası, sofra takımı, sofra tuzu, sofrası açık, çilingir sofrası, içki sofrası, iftar sofrası, yer sofrası, Zekeriya sofrası


EFRİZ (Kelime Kökeni: Fransızca frise)


[isim] [mimarlık]
  • Friz

FREZE (Kelime Kökeni: İtalyanca fresa)


[isim] [teknik]
  • Tornacılıkta, bir deliğin ağzını genişletmeye yarayan çelik alet