İçinde Fe Bulunan 5 Harfli Kelimeler



İçerisinde FE olan 5 harfli 55 kelime bulunuyor. İçinde FE olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Fe ile başlayan 5 harfli kelimeler. fe ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

FEHVA21, AHFEŞ18, FERAĞ18, AFİFE17, FETVA17, FEVRİ17, İFFET17, VAKFE17, FESİH16, FEYİZ16, FEHİM16, MAHFE16, FETHA15, FETİH15, FELAH15, FERAH15, FERİH15, EFECE14, FECİR14, FETİŞ14, FETÜS14, FENCİ14, İZAFE14, SÜRFE14, ZAFER14, FERDİ13, FEDAİ13, FEKÜL13, FERDA13, FERDE13, FER13, FEK13, ULUFE13, ÜLFET13, ENFES12, FERMA12, FESAT12, FENOL12, KAFES12, NEFES12, SAFER12, SEFER12, ARİFE11, AREFE11, ATFEN11, EFEKT11, FERLİ11, FERİK11, FELEK11, FENER11, FENİK11, FENNİ11, KEFEK11, KEFEN11, NEFER11


ARİFE (Kelime Kökeni: Arapça ʿarefe)


[isim]
  • Belirli bir günün, olayın bir önceki günü veya ona yakın günler, ön gün

    Bazı ramazan ve bayram arifelerinde teyzelerim beni Eyüp'teki aile mezarlığına götürürlerdi. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arifeyi gösterip bayramı göstermemek

Birleşik Kelimeler: arife günü


AREFE


[isim]
  • 343 arife

ATFEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭfen)


[zarf] [eskimiş]
  • Mal ederek, yükleyerek

    Anasını görünce eski bir mezara atfen döktüğü yaşlar, yeni sevdası içindi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


EFEKT (Kelime Kökeni: Fransızca effect)


[isim] [sinema] [televizyon]
  • Radyo ve televizyon yayınlarında, tiyatro oyunlarında veya film seslendirmelerinde, hareketleri izlemesi gereken seslerin doğal kaynakların dışında, optik, mekanik, kimyasal yöntemlerle gerçekleştirilmesi

FERLİ


[sıfat]
  • Parlak (göz, ışık)

Birleşik Kelimeler: kerli ferli


FERİK


[isim] [halk ağzında]
  • Kümes hayvanlarının civcivlikten çıkmış yavrusu, piliç

Birleşik Kelimeler: ferik elması

[isim] [eskimiş] [askerlik]
  • Tümgeneral

Birleşik Kelimeler: ikinci ferik


FELEK (Kelime Kökeni: Arapça felek)


[isim] [eskimiş]
  • Gök, gökyüzü, sema

Ata Sözleri ve Deyimler

  • feleğe küsmek
  • feleğin çemberinden geçmek
  • feleğini şaşırmak
  • feleğin sillesini yemek (veya sillesine uğramak)
  • feleği şaşmak
  • felek, kimine kavun yedirir kimine kelek
  • felekten bir gün (veya gece) çalmak
  • felekten kâm almak
  • felek yâr olursa

Birleşik Kelimeler: çarkıfelek, kahpe felek, kambur felek


FENER (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Saydam bir maddeden yapılmış veya böyle bir madde ile donatılmış, içinde ışık kaynağı bulunan aydınlatma aracı

    Sigara içilmeyecek, kibrit, fener yakılmayacaktı. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fener çekmek
  • feneri nerede söndürdün

Birleşik Kelimeler: fener alayı, fener balığı, hayalî fener, karpuz fener, kırmızıfener, şimşekli fener, cep feneri, deniz feneri, el feneri, elektrik feneri, gelinfeneri, gündüz feneri, güveyfeneri, hırsız feneri, borda fenerleri


FENİK (Kelime Kökeni: Almanca Pfennig)


[isim] [eskimiş]
  • Alman markının yüzde biri

    Ömrü boyunca fenik bahşiş almamış postacı, adamın aklını oynatmış olmasından korktu. - Haldun Taner

[mecaz]
  • Çok az para

Birleşik Kelimeler: asit fenik


FENNÎ (Kelime Kökeni: Arapça fennī)


[sıfat]
  • Fenle ilgili

    Bu fennî ihmal yüzünden Hacer'in çocuğu ziyan oldu. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: fennî muayene


KEFEN (Kelime Kökeni: Arapça kefen)


[isim]
  • Ölünün gömülmeden önce sarıldığı beyaz bez, kefen bezi, yakasız gömlek, yakasız mintan

    Gül değil, arkasında kanlı kefen / Sen misin, sen misin garip vatan? - Namık Kemal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kefen alacak kişi yüzünden belli olur
  • kefeni boynunda olmak
  • kefenin cebi yok
  • kefeni yırtmak

Birleşik Kelimeler: kefen bezi, kefen parası, kefen soyucu


NEFER (Kelime Kökeni: Arapça nefer)


[isim] [eskimiş] [askerlik]
  • Er

    En kuvvetli, en dikkate değer nefer daima kapının önünde oturuyor. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: dümen neferi, kura neferi


ENFES (Kelime Kökeni: Arapça enfes)


[sıfat]
  • Çok güzel, en güzel

    Eline sağlık, ağacığım, sütlaç enfesti. - Yusuf Ziya Ortaç


FERMA (Kelime Kökeni: İtalyanca ferma)


[isim]
  • Av köpeğinin gizlendiği yerden avı gözetlemesi

FESAT (Kelime Kökeni: Arapça fesād)


[isim]
  • Bozukluk

    Mide fesadı. Ahlak fesadı.

[sıfat]
  • Herhangi bir konuda iyimser olmayan, kötü yorumlayan (kimse)

    Sen de ne fesat adamsın!

[sıfat]
  • Karıştırıcı, ara bozucu (kimse)

    Fakat gitgide içlerine uygunsuz adamlar ve türlü fesatlar karışmış. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fesat çıkarmak (veya fesada vermek)
  • fesat karıştırmak

Birleşik Kelimeler: fesat kumkuması, içi fesat, mide fesadı