İçinde Fa Bulunan 5 Harfli Kelimeler



İçerisinde FA olan 5 harfli 66 kelime bulunuyor. İçinde FA olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Fa ile başlayan 5 harfli kelimeler. fa ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

FAF20, FARİĞ18, FAHİŞ18, İĞFAL18, HAYFA17, FAF17, VEFAT17, FASİH16, FAGOT16, FAHUR16, AHFAT15, FATİH15, FAYDA15, FAHRİ15, FAHTE15, FAKİH15, FALCI15, FAZIL15, HALFA15, PRAFA15, REFAH15, AFA14, FACİA14, FARAŞ14, FALEZ14, FAZLA14, İNFAZ14, SAYFA14, ŞAFAK14, FARBA13, FASIK13, FASIL13, FASLI13, FASON13, FARAD13, FANYA13, FAKÜL13, FALSO13, FALYA13, FANUS13, İFADE13, SIFAT13, TAYFA13, FASET12, FASİT12, FASKA12, FATSA12, FAUNA12, MENFA12, RUFAİ12, TUFAN12, TURFA12, AFA11, ETFAL11, FARİL11, FANTİ11, FAKAT11, FAKİR11, FALAN11, FANTA11, İRFAN11, İNFAK11, KALFA11, KEFAL11, LENFA11, FAK11


AFAKİ (Kelime Kökeni: Arapça āfāḳī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Gereksiz, önemsiz (söz)

    Biraz afaki sohbetten sonra oradan kalktık. - Ahmet Rasim


ETFAL (Kelime Kökeni: Arapça eṭfāl)


[isim] [eskimiş]
  • Çocuklar

FARİL (Kelime Kökeni: İngilizce farl)


[isim]
  • Balık ağlarının alt ve üst yanlarına geçirilen keçi kılından yapılmış ip

FANTİ (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • İskambil oyunlarında oğlan, bacak veya vale adlarıyla bilinen kâğıt

FAKAT (Kelime Kökeni: Arapça faḳaṭ)


[bağlaç]
  • Ancak, ama, lakin

    El fenerim de çantanın üstündeymiş sözde fakat göremiyorum. - Adalet Ağaoğlu


FAKİR (Kelime Kökeni: Arapça faḳīr)


[sıfat]
  • Geçimini güçlükle sağlayan, yoksul, fukara, zengin karşıtı

    En fakir köyler taştandır ve üstü kiremittir. - Falih Rıfkı Atay

[isim]
  • Hindistan'da yokluğa, eziyete kendini alıştırmış derviş
[mecaz]
  • Zavallı, kimsesiz

    Hey gidi kahpe felek, gençliklerine doymadan gitti fakirler. - Haldun Taner

[isim] [eskimiş] [mecaz]
  • Kişinin alçak gönüllülük göstermek için kendisine verdiği san

    Fakir dün ziyaretinize geldimse de bulamadım. - Şemseddin Sami

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fakir düşmek
  • fakir tavuğu tek tek yumurtlar

Birleşik Kelimeler: fakir cevher, fakir fukara, fakirhane


FALAN (Kelime Kökeni: Arapça fulān)


[zamir]
  • Söylenmesi istenmeyen veya gerekli görülmeyen bir özel adın yerini tutan kelime, filan

    Bana `falan geldi, falan gitti` diye anlatmaya başladı.

[isim]
  • Cümlede belirtilen nesne veya nesnelerden sonra gelerek `ve benzerleri` anlamında kullanılan bir söz

    Hiç heyecan falan göstermiyor. - Ömer Seyfettin

[sıfat]
  • Tarih, yer, kişi vb.nin önüne gelerek tekrarlanmak istenmeyen sözlerin yerine kullanılan kelime

    Falan tarihte, falan yerde, falan kişi ile gezerken sizi gördüm.

Birleşik Kelimeler: falan festekiz, falan feşmekân, falan fıstık, falan filan, filan falan


FANTA


[isim] [hayvan bilimi]
  • Mavimsi yeşil renkli bir tür baştankara, dağ isketesi

İRFAN (Kelime Kökeni: Arapça ʿirfān)


[isim]
  • Bilme, anlama, sezme

    Zira onun irfan seviyesi hakkında malumatım pek azdır. - Refik Halit Karay

[mecaz]
  • Kültür

    En büyük emelim, maarif vekili olarak yurdumun irfanını yükseltmektir. - Atatürk


İNFAK (Kelime Kökeni: Arapça infāḳ)


[isim] [hukuk]
  • Nafaka verip bir kimsenin geçimini sağlama

KALFA (Kelime Kökeni: Arapça ḫalīfe)


[isim]
  • Aşaması çırakla usta arasında bulunan zanaatçı

    Kalfalar, dükkân sahipleri, çıraklar, su dolu helkeleriyle dükkânlarından fırlıyor. - Orhan Kemal

[eskimiş]
  • Saraylarda ve büyük konaklarda halayıkların başında bulunan kadın
[eskimiş]
  • İptidailerde hoca yardımcısı
[eskimiş]
  • Çocukları evlerinden alarak okula, okuldan evlerine götüren kimse

    Evin içinde yaşlı bir kalfa ve bir besleme ile kalmıştık. - Sermet Muhtar Alus

Birleşik Kelimeler: eczacı kalfası


KEFAL (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kefalgillerden, orta büyüklükte, çok pullu, küt başlı, gümüş renginde, beyaz etli bir balık, topbaş balık (Mugil cephalus)

Birleşik Kelimeler: akkefal, uçar kefal, tatlısu kefali


LENFA (Kelime Kökeni: Fransızca lymphe)


[isim] [anatomi]
  • Lenf

NİFAK (Kelime Kökeni: Arapça nifāḳ)


[isim]
  • Geçimsizlik, anlaşmazlık, ara bozuculuk

    Nifak unsurları her ikisinin iyi niyetlerinden yavaş yavaş, sinsi sinsi kendi çıkarlarına yararlanmasını bilecekti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nifak sokmak

Birleşik Kelimeler: nifak tohumu


FASET (Kelime Kökeni: Fransızca facette)


[isim]
  • Baskı işlerinde harf ve satırları formada tutmak ve sıkmak için kullanılan kama