İçinde Eva Bulunan Kelimeler



İçinde EVA olan 101 kelime bulunuyor. İçerisinde EVA geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Eva ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

CEVAPLAYABİLMEK33, CEVAPLANDIRILMA33

14 Harfli Kelimeler

CEVAPLAYABİLME32, CEVAPLANDIRMAK31

13 Harfli Kelimeler

HAZIRCEVAPLIK35, ZERZEVATÇILIK30, CEVAPLANDIRMA30

12 Harfli Kelimeler

LEVAZIMCILIK28, PREVANTORYUM27, TAHTEREVALLİ22

11 Harfli Kelimeler

CEVAPSIZLIK30, DEVAMSIZLIK26, LEVAZIMATÇI26, DEVALÜASYON25, CEVAPLANMAK25, REVALÜASYON23, MAHALLEVA22, NEVABUSELİK21, REVANLAŞMAK21, REVANİCİLİK20

10 Harfli Kelimeler

HAZIRCEVAP31, MÜTEVAKKIF26, ZERZEVATÇI26, DEVRİREVAN24, DEVASIZLIK24, CEVAPLANMA24, CEVAPLAMAK24, DEVAMLILIK21, TAHTIREVAN21, REVANLAŞMA20

9 Harfli Kelimeler

CEVAHİRCİ25, LEVAZIMCI24, TEVAZUSUZ24, ADİLCEVAZ23, CEVAPLAMA23, MUHTEVALI22, MÜTEVAZİN21, LEVAZIMAT20, TÜMEVARIM20, DEVAİMİSK19

8 Harfli Kelimeler

TEVAHHUŞ26, CEVAPSIZ26, DEVAMSIZ22, MÜTEVAZI21, TEVAKKUF21, ZEVALSİZ21, MÜTEVA20, SEBZEVAT20, ZERZEVAT20, BERDEVAM19, TEVAZULU19, SEVABINA18, MÜTEVA17, REVANİCİ17, REDEVANS17, REVAKİYE16, LEVANTEN14

7 Harfli Kelimeler

CEVAPLI21, DEVASIZ20, ŞEVAHİT20, TEVAFUK20, ZEVAHİR20, CEVAHİR20, MUHTEVA19, NEVAZİŞ19, LEVAZIM18, TEVAZÜN18, ZERDEVA18, CEVABEN18, DEVAMLI17, DEVALÜE17, NEVAZİL16, TEVARÜS16, TEVATÜR15, LEVANTİ13, TEVAKKİ13

6 Harfli Kelimeler

CEVA17, TEVAZU16, DEVASA15, ZEVA15, EDEVAT14, TEVA14, MEVA13, NEVALE12, REVA12, TEVA12

5 Harfli Kelimeler

GEVAŞ18, CEVAP18, CEVAZ17, SEVAP16, DEVAM14, EVAZE14, REVAÇ14, ZEVAT14, ZEVAL14, REVAN11, REVAK11

4 Harfli Kelimeler

DEVA12, LEVA10, NEVA10, REVA10


LEVA (Kelime Kökeni: Bulgarca)


[isim]
  • Bulgar para birimi

NEVA (Kelime Kökeni: Farsça nevā)


[isim] [eskimiş]
  • Ses, ahenk, nağme
[müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir makam adı ve yegâhtan bir oktav tiz olan `re` perdesi

Birleşik Kelimeler: nevabuselik


REVA (Kelime Kökeni: Farsça revā)


[sıfat]
  • Yakışır, yerinde, uygun

    Reva mı hiddetin, reva mı şiddetin / Zulmeden sen misin, bilmem ki ben miyim? - Şarkı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • reva görmek


REVAN (Kelime Kökeni: Farsça revān)


[sıfat] [eskimiş]
  • Giden, yürüyen

    Arabalarımıza binip Tiran yoluna revan, âdeta, kır gezintisine çıkmış bir aile hâlinde idik. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: devrirevan, tahtırevan


REVAK (Kelime Kökeni: Arapça rivāḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Üstü örtülü, önü açık yer, sundurma

NEVALE (Kelime Kökeni: Arapça nevāle)


[isim]
  • Azık

    Halk sırtlarında heybeleri, ellerinde nevale sepetleriyle vapura girdi. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nevaleyi (veya nevalesini) düzmek

Birleşik Kelimeler: soğuk nevale


REVANİ (Kelime Kökeni: Farsça revġānī)


[isim]
  • Yumurta ve irmikle yapılan, fırında kabarıp piştikten sonra üzerine şerbet dökülen bir tatlı türü, revani tatlısı

Birleşik Kelimeler: revani tatlısı


TEVALİ (Kelime Kökeni: Arapça tevālī)


[isim] [eskimiş]
  • Arası kesilmeksizin sürme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tevali etmek


DEVA (Kelime Kökeni: Arapça devāʾ)


[isim]
  • İlaç, çare

    Deva bulmaz bir can kaygısına düşer. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: devaimisk


LEVANTİ


[isim]
  • Bir rüzgâr türü

    Kışın sırtındaki paltoyu artık ne dıramudana ne de levanti rüzgârı uçurabiliyordu. - Sait Faik Abasıyanık


TEVAKKİ (Kelime Kökeni: Arapça tevaḳḳī)


[isim] [eskimiş]
  • Sakınma, korunma, çekinme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tevakki etmek


MEVALİ (Kelime Kökeni: Arapça mevālī)


[isim] [tarih]
  • Osmanlı Devleti'nde görev yapan yüksek dereceli ilim adamları

LEVANTEN (Kelime Kökeni: Fransızca levantin)


[isim]
  • Özellikle Tanzimat sonrasında büyük liman kentlerinde yoğunlaşan ve ticaretle uğraşan Hristiyanlara verilen ad, tatlısu Frengi
[sıfat]
  • Avrupalı gibi görünmeye özenen, züppe tavırlı

    Orada levanten yaşamasından izlenimler edinerek öykülerine özgün bir atmosfer sağlar. - Selim İleri

[sıfat]
  • Bu tavra özgü olan

    Beyoğlu'nun dar, soğuk ve levanten bir salonu... - Ömer Seyfettin


EDEVAT (Kelime Kökeni: Arapça edevāt)


[isim] [eskimiş]
  • Bir iş için gerekli olan malzemelerin, parçaların tümü

    Taş binanın bir odasını mantarlardan, çivilerden ve balıkçı edevatından bir döşeme bürümüştü. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: alet edevat


TEVABİ (Kelime Kökeni: Arapça tevābiʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Tabi olanlar, maiyet