İçinde Dur Bulunan 8 Harfli Kelimeler



İçerisinde DUR olan 8 harfli 51 kelime bulunuyor. İçinde DUR olan 8 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Dur ile başlayan 8 harfli kelimeler. dur ile biten 8 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BOĞDURMA22, DOĞDURMA22, BOZDUR21, ÇAVULDUR21, KOVDURMA19, OVDURTMA19, OVDURMAK19, VURDURMA19, BOZDURMA18, DOLDUR18, DURDUR18, BUYDURMA17, DONDUR17, DURAKSIZ16, KUDURGAN16, OLDURGAN16, SOYDURMA16, YUMDURMA16, AÇADURMA15, BODURLUK15, BURDURMA15, BURDURLU15, BULDURMA15, DOLDURMA15, DURDURMA15, DONDURMA15, KOYDURMA15, OYDURMAK15, UYDURMAK15, YORDURMA15, YOLDURMA15, DURUKSUN14, DURMADAN14, SOLDURMA14, SUNDURMA14, SORDURMA14, UMDURMAK14, DURUKLUK13, DURULAMA13, DURULMAK13, DURULTMA13, KONDURMA13, KURDURMA13, KUDURMAK13, KUDURTMA13, OLDURMAK13, ONDURMAK13, ARMADURA12, DURALLIK12, DURAKLIK12, DURALAMA12


ARMADURA (Kelime Kökeni: İtalyanca armatura)


[isim] [denizcilik]
  • Gemide direklere takılı halatları bağlamak için küpeştenin iç tarafında bulunan delikli ve çubuklu levha

DURALLIK


[isim]
  • Dural olma durumu

    Hayatımızın o dönemlerdeki durallığı, biteviyeliği, romanı toplumumuzdan uzak tutmuştur. - Selim İleri


DURAKLIK


[isim]
  • Durak olma durumu

DURALAMA


[isim]
  • Duralamak işi

DURUKLUK


[isim]
  • Duruk olma durumu

DURULAMA


[isim]
  • Durulamak işi

DURULMAK


[nesnesiz]
  • Duru duruma gelmek

    Akmayan su, kımıldanmayan, olduğu yerde bir çukurun içinde pıhtılaşan, ağırlaşan durgun ve durulmuş su ölümü hatırlatır bana. - Nazım Hikmet

[mecaz]
  • Sakinleşmek

    Hüdai ile olan anlaşmazlıklar durulacak gibi değildi. - Ayşe Kulin


DURULTMA


[isim]
  • Durultmak işi

KONDURMA


[isim]
  • Kondurmak işi

KURDURMA


[isim]
  • Kurdurmak işi

KUDURMAK


[nesnesiz]
  • Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak
[mecaz]
  • Aşırı davranışlarda bulunmak, taşkınlık göstermek

    Kudurmuş bir heyecanla döndü. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Çok yaramazlaşmak, ele avuca sığmamak

    Dört tarafı haraca kesen bu kudurmuş oğlanı kodese attırana kadar el birliğiyle çalışacağımıza söz veriyor muyuz? - Haldun Taner

[mecaz]
  • Gücünü artırmak, tehlikeli bir durum almak, tehlikeli bir duruma gelmek

    Oraya üşüşen Avrupalılar, doymak bilmez kudurmuş bir açlıkla din kardeşlerimizin kanlarını emip dururlar. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Çok kızmak, öfkelenmek

    Kırlarda saatlerce böyle dolaştı, durdu / Söylendi, homurdandı. Düşündükçe kudurdu! - Enis Behiç Koryürek


KUDURTMA


[isim]
  • Kudurtmak işi

OLDURMAK


[-i]
  • Olmasını sağlamak

ONDURMAK


[-i]
  • Onmasını sağlamak, iyiye döndürmek

    Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü ne ondurdu. - Samiha Ayverdi


DURUKSUN


[sıfat] [halk ağzında]
  • Kararsız