İçinde De Bulunan 4 Harfli Kelimeler



İçerisinde DE olan 4 harfli 46 kelime bulunuyor. İçinde DE olan 4 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "De ile başlayan 4 harfli kelimeler. de ile biten 4 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÖDEV18, DEFO13, İĞDE13, ÖDEM13, DEVE12, DEVA12, DE12, DEFA12, DE12, VADE12, DEPO11, UHDE11, DEHA10, EDEP10, DE10, DERZ9, DE9, ZADE9, DE9, BADE8, DE8, DE8, DE8, DE8, DEDE8, DEMO8, UMDE8, ADEM7, DERS7, DEME7, DE7, SADE7, UKDE7, ADET6, DERT6, DERK6, DE6, DERE6, DENK6, DE6, DELK6, DE6, EDER6, ELDE6, İADE6, İDEA6


ÂDET (Kelime Kökeni: Arapça ʿādet)


[isim] [toplum bilimi]
  • Görenek

    Bayram tebriği bir güzel âdettir. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • âdet edinmek
  • âdet görmek
  • âdet olduğu üzere
  • âdet olmak
  • âdet yerini bulsun diye

Birleşik Kelimeler: âdetgörmezlik

[isim] [matematik]
  • Sayı

    İşe giren kadınların adedi günden güne çoğalıyor. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: adedimürettep


DERT (Kelime Kökeni: Farsça derd)


[isim]
  • Üzüntü

    Göz göz oldu yüreğim, gözlerinin derdinden - Halk türküsü

[mecaz]
  • Sorun, kaygı

    Ne var ki dert evin satılması ile bitmeyecekti. - Tarık Buğra

[halk ağzında]
  • Ur

    Boynunda dert çıkmış.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • derde (veya derdine) derman olmak
  • derde (veya dertlere) düşmek
  • derde düçar olmak
  • derdi başından aşkın (olmak)
  • derdi günü
  • derdine deva bulmak
  • derdine düşmek
  • derdine yanmak
  • derdini çekmek
  • derdini deşmek (veya depreştirmek)
  • derdini dökmek
  • derdini Marko Paşa'ya anlat
  • derdini söylemeyen (veya anlatmayan) derman bulamaz
  • derdin yoksa söylen, borcun yoksa evlen
  • derdi veren devasını da verir
  • dert ağlatır, aşk söyletir
  • dert anlatmak
  • dert, çekene göredir
  • dert değil
  • dert eğirmek
  • dert etmek (veya edinmek)
  • dert gider amma yeri boş kalmaz
  • dert yanmak

Birleşik Kelimeler: dert babası, dert küpü, dert ortağı, dert sahibi, boğaz derdi, geçim derdi, başı dertte


DERK (Kelime Kökeni: Arapça derk)


[isim] [eskimiş]
  • Anlama, kavrama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • derk etmek


DERİ


[isim]
  • İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten

    Bütün kemikleri, ince bir deri altında birer birer sayılıyordu. - Peyami Safa

[sıfat]
  • Bu tabakadan yapılmış

    Üstünde yine o siyah deri pardösüsü, kolunda siyah deri çantası. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • derisi kemiklerine yapışmak
  • derisine sığmamak
  • derisini yüzmek

Birleşik Kelimeler: deri altı, alt deri, dış deri, iç deri, orta deri, üst deri, dana derisi, domuz derisi, kaplan derisi, tırnak derisi, yılan derisi

[isim] [halk ağzında]
  • Toplantı, düğün

DERE


[isim] [coğrafya]
  • Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu

    Bu ensiz tahta köprü altında ince dere. - Enis Behiç Koryürek

[coğrafya]
  • İki dağ arasındaki uzun çukur

Ata Sözleri ve Deyimler

  • derede tarla sel için, tepede harman yel için
  • dereyi geçerken at değiştirilmez
  • dereyi görmeden paçaları sıvamak

Birleşik Kelimeler: derebeyi, dereotu, dere tepe, dere yatağı, kuru dere


DENK


[isim]
  • Yük hayvanlarının sağ ve soluna konulan iki yük parçasından her biri

    Yükün bir dengi fasulye, bir dengi nohut.

[fizik]
  • Destekleri paralel, yönleri aynı, şiddetleri eşit bulunan güçler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • denk yapmak

[sıfat]
  • Ağırlık bakımından eşit olan
[isim] [eskimiş]
  • 0,80175 gram olan ağırlık ölçü birimi
[mecaz]
  • Uygun, nitelik yönünden eşit

    Çok aradım bulamadım dengimi / Elvan çiçeklerden aldım rengimi - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dengi dengine
  • dengine getirmek
  • dengiyle karşılamak
  • denk düşmek
  • denk gelmek
  • denk getirmek

Birleşik Kelimeler: denk küme, kafa dengi


DENİ (Kelime Kökeni: Arapça denī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Alçak, kötü, kişiliksiz (kimse)

DELK (Kelime Kökeni: Arapça delk)


[isim] [eskimiş]
  • Ovma, ovuşturma
[fizik]
  • Sürtünme

DELİ


[sıfat]
  • Aklını yitirmiş olan, akli dengesi bozulmuş olan, mecnun

    Gören bizi sanır deli / Usludan yeğdir delimiz - Anonim şiir

[mecaz]
  • Davranışları aşırı ve taşkın olan (kimse), çılgın

    Ben delinin biriyim, ateşe girerim. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... delisi (olmak)
  • deli arlanmaz, soyu arlanır
  • deli bayrağı açmak
  • deli çıkmak
  • deli dana (veya danalar) gibi dönmek
  • deli deli akanı, bura bura tıkarlar
  • deli deliden hoşlanır, imam ölüden
  • deli deliyi görünce çomağını (veya değneğini) saklar (veya gizler)
  • deliden al uslu haberi
  • deli etmek
  • deli gibi
  • deli ile çıkma yola, başına getirir bela
  • deli kızın çeyizi gibi
  • delinin eline değnek vermek
  • deli olmak
  • deli olmak işten değil
  • deli pösteki sayar gibi
  • deli Raziye gibi
  • deli saraylı gibi
  • deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış
  • deliye dönmek
  • deliye her gün bayram
  • deliye taş atma, başını yarar

Birleşik Kelimeler: deli alacası, deli bal, deli balta, delibaş, deliboynuz, deli bozuk, deli dana hastalığı, deli divane, deli dolu, deli fişek, deli gömleği, deli güllabicisi, deli ırmak, deli orman, deli otu, deli saçması, fermanlı deli, ayran delisi, mahallenin delisi


EDER


[isim]
  • Fiyat, paha, değer

    Bu kitabın ederi ne kadar?


ELDE


[isim] [matematik]
  • Çarpma ve toplama işlemlerinde bir sonraki sıranın rakamlarına katılacak olan sayı

İADE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāde)


[isim]
  • Alınmış bir şeyi geri verme

    Sekiz buçuk altını iade için eline mühim bir para geçmesi lazımdı. - Refik Halit Karay

[edebiyat]
  • İadeli

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iade etmek

Birleşik Kelimeler: iadeiitibar, iadeiziyaret, vergi iadesi


İDEA (Kelime Kökeni: Yunanca)


[isim]
  • Düşünce

    İdea akılla algılananın en üst aşamasını yani kavramı tanımlar. - Azra Erhat


ADEM (Kelime Kökeni: Arapça ʿadem)


[isim] [eskimiş]
  • Yokluk

    Ne civarda bir köy var ne bir evin hayali / Sonun ademdir, diyor insana yolun hâli - Faruk Nafiz Çamlıbel

Birleşik Kelimeler: ademimerkeziyet

[isim]
  • Dinî inanışlara göre dünya üzerindeki ilk insan, Âdem Baba

Birleşik Kelimeler: Âdem Baba

[isim]
  • İnsan, insanoğlu, adam

Birleşik Kelimeler: âdembaba, âdemelması, âdem evladı, âdemoğlu, beniâdem


DERS (Kelime Kökeni: Arapça ders)


[isim]
  • Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi

    Mektepten kaçmıyor, bazı derslerden zevk alıp saatlerce çalıştığım oluyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]
  • Bir olayın bellekte bıraktığı öğretici iz, öğüt, ibret

    En iyisi, kıyının verdiği şu ekoloji dersini uygulamak mı dersiniz? - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ders (veya dersi) asmak
  • ders almak
  • ders çalışmak
  • ders görmek
  • ders olmak
  • ders vermek
  • ders yapmak

Birleşik Kelimeler: dersbaşı, ders dışı, dershane, dersiam, ders içi, ders notu, ders programı, ek ders, seçimlik ders, seçmeli ders, yardımcı ders, hayat dersi