İçinde Ağm Bulunan Kelimeler



İçinde AĞM olan 31 kelime bulunuyor. İçerisinde AĞM geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ağm ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

YAĞMURLAYICI30, YAĞMURSUZLUK29

11 Harfli Kelimeler

YAĞMURÖLÇER31, ELEĞİMSAĞMA28, AKDAĞMADENİ23, YAĞMURLAMAK23, YAĞMALANMAK22

10 Harfli Kelimeler

YAĞMACILIK25, YAĞMURLAMA22, YAĞMALAMAK21, YAĞMALANMA21

9 Harfli Kelimeler

YAĞMURSUZ25, YAĞMURLUK21, YAĞMALAMA20

8 Harfli Kelimeler

NAĞMESİZ20, YAĞMURLU20

7 Harfli Kelimeler

YAĞMACI21, NAĞMELİ15

6 Harfli Kelimeler

ÇAĞMAK17, MAĞMUM17, YAĞMUR17, YAĞMAK16, SAĞMAL15, SAĞMAK15, RAĞMEN14

5 Harfli Kelimeler

ÇAĞMA16, YAĞMA15, SAĞMA14, AĞMAK13, NAĞME13

4 Harfli Kelimeler

AĞMA12


AĞMA


[isim]
  • Ağmak işi
[gök bilimi]
  • Akan yıldız

AĞMAK


[-e]
  • Sarkmak, aşağıya inmek

    Hiç konuşmadan güneş batıya ağıncaya dek çalıştılar. - Reşat Nuri Güntekin

[-e]
  • Yükselmek, yukarı doğru çıkmak

    Ay oldum âleme doğdum, bulut oldum göğe ağdım. - Yunus Emre


NAĞME (Kelime Kökeni: Arapça naġme)


[isim]
  • Güzel, uyumlu ses, ezgi, melodi

    Boyuna Arapçayı andırır bir nağme mırıldanıyor. - Sermet Muhtar Alus

[müzik]
  • Ezgi

    Berrak bir nesim ile ürperdi gölgeler / Yıldızlar eski demlere bir nağme besteler - Enis Behiç Koryürek

[mecaz]
  • Birinin yalandan ve nazlanarak söylediği söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nağme yapmak

Birleşik Kelimeler: ara nağme


RAĞMEN (Kelime Kökeni: Arapça raġmen)


[edat]
  • Karşın

    Birdenbire nutku tutuldu ve bütün gayretlerine rağmen konuşamadı. - Necip Fazıl Kısakürek


SAĞMA


[isim]
  • Sağmak işi

    Umudu kırılınca boynu bükük, ahıra, ineği sağmaya indi. - Halide Edip Adıvar


NAĞMELİ


[sıfat]
  • Nağmesi olan

SAĞMAL


[sıfat]
  • Süt veren, sağılan, sağımlı
[isim]
  • Bol süt veren inek

    İri Hollanda cinsi sağmallardı, günde 42-45 kilogram arası süt verirlerdi. - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Sömürülen, kendisinden çıkar sağlanılan (kimse, ülke vb.)

Birleşik Kelimeler: sağmal inek


SAĞMAK


[-i]
  • Memeyi parmaklar arasında sıkarak sütünü akıtmak

    Gözümüzün önünde keçilerden sağdıkları köpüklü sütlerimizi yarıda bırakıp kalktık. - Aka Gündüz

[argo]
  • Aldatarak parasını çekmek

Birleşik Kelimeler: keçisağan


YAĞMA


[isim]
  • Yağmak işi
[isim]
  • Birçok kişinin zor kullanarak ele geçirdikleri malı alıp kaçması, talan

    Yağma ve hırsızlıkla güvenlik ve huzuru bozmaktadır. - Falih Rıfkı Atay

[tarih]
  • Akıncıların düşman topraklarına yaptıkları baskın, çapul
[sıfat]
  • Baskın veya zor kullanarak elde edilmiş olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yağma etmek
  • yağma gitmek
  • yağma Hasan'ın böreği
  • yağma yok


YAĞMAK


[nesnesiz]
  • Yağmur, kar, dolu gökten düşmek

    Her zaman yılbaşı gecesi kar yağardı. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]
  • Üst üste ve çok gelmek

    Sende bu istidat varken, pencerelerden başına çil kuruş yağar, biz de ekmek parası ediniriz. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yağıp gürlemek
  • yağmasa da gürlemek

Birleşik Kelimeler: karyağdı


ÇAĞMA


[isim]
  • Çağmak işi

ÇAĞMAK


[-e] [halk ağzında]
  • Güneş ışığı vurmak

    Ömrüm bir tepeye çağmış gün gibi. - Karacaoğlan


MAĞMUM (Kelime Kökeni: Arapça maġmūm)


[sıfat] [eskimiş]
  • Gamlı

    Otobüsün içi, bizimkilerin mağmum kalplerinden, mağmum bakışlarından bin kez iyi. - Adalet Ağaoğlu


YAĞMUR


[isim]
  • Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumda olanı, yağar, yağış, baran, bereket, rahmet

    Kaşlarından süzülen yağmur damlalarını eliyle sıvazlayarak onlara baktı. - Orhan Hançerlioğlu

[mecaz]
  • Çok ve sık düşen, gelen şey
[mecaz]
  • Çokluk, bolluk

    Para yağmuru. Övgü yağmuru.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yağmur boşanmak
  • yağmurdan kaçarken doluya tutulmak
  • yağmur olsa kimsenin tarlasına düşmez (veya yağmaz)
  • yağmur yağarken küpünü doldurmak
  • yağmur yemek

Birleşik Kelimeler: yağmur bombası, yağmur borusu, yağmur bulutu, yağmur duası, yağmur kapanı, yağmur kuşağı, yağmur kuşu, yağmur mevsimi, yağmur ormanları, yağmurölçer, yağmur taşı, çakal yağmuru, gün yağmuru, nisan yağmuru, yaz yağmuru, yıldız yağmuru


YAĞMALAMA


[isim]
  • Yağmalamak işi