İçinde Asma Bulunan Kelimeler



İçinde ASMA olan 36 kelime bulunuyor. İçerisinde ASMA geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Asma kelimesinin anlamı nedir? Asma ile başlayan kelimeler. Asma ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

BASMAKALIPLAŞMA28

14 Harfli Kelimeler

SARIASMAGİLLER22

13 Harfli Kelimeler

BASMAKALIPLIK23

10 Harfli Kelimeler

BASMAKALIP19, BASMACILIK19, ASMAGİLLER16

9 Harfli Kelimeler

BASMAYAZI19, BASMAHANE17, DEPLASMAN17

8 Harfli Kelimeler

FANTASMA16, SUBASMAN14, BASMALIK13, SARIASMA12, KARAASMA10

7 Harfli Kelimeler

MASMA16, BASMACI15, HASMANE13, PLASMAN13, BASMALI12, MİYASMA12, AKBASMA11, ALBASMA11, ASMALIK10, KLASMAN9

6 Harfli Kelimeler

BASMAK10, YASMAK10, ASMALI9, ASMARA8, AKASMA8, KASMAK8

5 Harfli Kelimeler

BASMA9, YASMA9, ASMAK7, KASMA7, TASMA7

4 Harfli Kelimeler

ASMA6


ASMA


[isim]
  • Asmak işi
[sıfat]
  • Asılmış, asılı

    Öksüz, odanın ortasına kurulu çarşaftan bozma asma salıncağın içinde uyuyordu. - Ayşe Kulin

Birleşik Kelimeler: asma bahçe, asma kat, asma kilit, asma köprü, asma merdiven, asma tavan

[isim] [bitki bilimi]
  • Asmagillerden, dalları çardak üzerine yayılan üzüm vb. bitkiler

Birleşik Kelimeler: asma bıyığı, asma biti, asma kabağı, asma yaprağı, akasma, karaasma, sarıasma, Frenk asması, meryemana asması, üzüm asması, yaban asması


ASMAK


[-e] [-i]
  • Bir şeyi aşağıya sarkacak bir biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak

    Lambayı tam pencerenin karşısına astı. - Sait Faik Abasıyanık

[-i]
  • Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıp kesmek
  • astığı astık, kestiği kestik


KASMA


[isim]
  • Kasmak işi

TASMA


[isim]
  • Bazı hayvanların boynuna takılan, bu hayvanları bir yere bağlamaya, çekip götürmeye yarayan kemer biçiminde bağ

    Bir adam yanaştı, tasmasından tuttuğu güzel bir koyunu gösterdi. - Burhan Felek


AKASMA


[isim] [bitki bilimi]
  • Düğün çiçeğigillerden, beyaz çiçek veren, bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen, sarmaşık özelliği gösteren bir bitki, yaban asması, orman sarmaşığı, meryemana asması (Clematis vitalba)

KASMAK


[-i]
  • Kasları gergin duruma getirmek
[mecaz]
  • Baskısı altında tutmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kasıp kavurmak

Birleşik Kelimeler: kasım kasım


KLASMAN (Kelime Kökeni: Fransızca classement)


[isim]
  • Bölümleme, sınıflama, tasnif

ASMALI


[sıfat]
  • Asması olan

    Asmalı bahçe.


BASMA


[isim]
  • Basmak işi

    Eşyanın üstüne çıkıp basmaya, üstünde zıplamaya başladık. - Ayla Kutlu

[sıfat]
  • Bu kumaştan yapılan

    Üzerine basma bir elbise ile örme bir ceket giymişti. - Peyami Safa

[jeoloji]
  • Yerin alçalmasıyla bu yeri örten deniz sularının yükselmesi, çekilme karşıtı
[sıfat]
  • Basılmış, matbu
[halk ağzında]
  • Gübre, tezek

Birleşik Kelimeler: basmahane, basma kalıbı, basmakalıp, basmayazı, akbasma, albasma, emme basma tulumba, para basma, taban basma, deniz basması, kırk basması, taş basması


YASMA


[isim]
  • Yasmak işi

KARAASMA


[isim] [bitki bilimi]
  • Lohusa otu

ASMALIK


[sıfat]
  • Asma için ayrılmış (yer veya toprak)

BASMAK


[-e]
  • Vücudun ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak

    Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına. - Cahit Külebi

[-e] [-i]
  • Sıkıştırarak yerleştirmek

    Peyniri küpe basmak.

[-i]
  • Bası işi yapmak, tabetmek
[-i] [nesnesiz]
  • Örtmek, bürümek, kaplamak

    Yollarını ot basmış, çamları yükselip saçaklarına el atmış olan bu büyük köşk. - Memduh Şevket Esendal

[-e] [-i]
  • Bir şey üzerinde kalıp, mühür vb.yle iz yapmak

    Şuraya başparmağını bas, dediler, ben de bastım. - Sait Faik Abasıyanık

[-i]
  • Baskın yapmak

    Ölen kızın intikamını almak için köyü basıp yakmış. - Etem İzzet Benice

[-i] [nesnesiz]
  • Duman, sis vb. çevreyi kaplamak, çökmek

    Şehri akşamüstü sis basmıştı. - Sait Faik Abasıyanık

[-i] [nesnesiz]
  • Basınç yaparak sıvı ve gazları itmek

    Pompa bozulmuş, suyu basmıyor. Otomobilin lastiğine hava basmak.

[nesnesiz]
  • Kümes hayvanları kuluçkaya yatmak
[-i]
  • Uygunsuz vaziyette yakalamak
[nesnesiz] [mecaz]
  • Bir şeyin etkisinde kalıp eziklik, üzüntü ve ağırlık duymak

    Yüreğinin acısını duyuyordu. Sıkıntı basmış, terlemeye başlamıştı. İzin istedi. - Yusuf Ziya Bahadınlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bas! (veya bas git!)
  • basıp geçmek
  • basıp gitmek
  • bastığı yerde ot bitmez
  • bastığı yere bir daha basmamak
  • bastığı yeri bilmemek

Birleşik Kelimeler: örtbas, tıka basa, dilbasar, karabasan, subasar, albastı, ayakbastı, dalbastı, kalburabastı, kaşbastı, kedibastı, kepbastı, kolbastı, külbastı, toprakbastı, elbasan tavası


YASMAK


[-i] [halk ağzında]
  • Yayın kirişini gevşetmek

    Felek benim kurulu yayım yastı / Her köşebaşında yolumu kesti - Pir Sultan Abdal


AKBASMA


[isim] [halk ağzında]
  • Katarakt