İçinde Afat Bulunan Kelimeler



İçinde AFAT olan 22 kelime bulunuyor. İçerisinde AFAT geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Afat kelimesinin anlamı nedir? Afat ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

MÜKAFATLANDIRMA28

13 Harfli Kelimeler

KALAFATLANMAK20

12 Harfli Kelimeler

KAFATASÇILIK24, KALAFATÇILIK23, KALAFATÇILAR22, KALAFATLAMAK19, KALAFATLANMA19

11 Harfli Kelimeler

KALAFATLAMA18

10 Harfli Kelimeler

ŞATAFATSIZ24, KALAFATSIZ21, MÜSAKKAFAT20

9 Harfli Kelimeler

KAFATASÇI20, KALAFATÇI19, ŞATAFATLI19, MÜKAFATEN18, KARAFATMA16

8 Harfli Kelimeler

KAFATASI16

7 Harfli Kelimeler

MÜKAFAT16, ŞATAFAT16, KALAFAT13

6 Harfli Kelimeler

ARAFAT12

4 Harfli Kelimeler

AFAT10


AFAT (Kelime Kökeni: Arapça āfāt)


[isim] [eskimiş]
  • Afetler

ARAFAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿarafāt)


[isim]
  • Hacıların Kurban Bayramı'nın arife günü toplandıkları Mekke'nin doğusundaki tepe

Ata Sözleri ve Deyimler

  • Arafat'ta soyulmuş hacıya dönmek


KALAFAT (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [denizcilik]
  • Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi

    Kalafatın tokmak gürültüsü ve denize uzayan zift kokusu arasından yol aldım ve tenha yollara saptım. - Halikarnas Balıkçısı

[tarih]
  • Aşağısı dar, yukarısı geniş bir tür yeniçeri başlığı
[tarih]
  • Osmanlı Devleti'nde vezir veya yüksek mevkide devlet adamlarının giydikleri bir başlık
[mecaz]
  • Onarma, tamir etme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalafata çekmek

Birleşik Kelimeler: kalafat kalemi, kalafat yeri


KARAFATMA


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kın kanatlılardan, böcek, kurt ve sümüklü böceklerle beslenen, tarıma yararlı, parlak siyah renkli bir böcek, ağılı böcek (Carabus)

KAFATASI


[isim] [anatomi]
  • İnsanda ve omurgalılarda içinde beyin bulunan, başın kemik bölümü

MÜKÂFAT (Kelime Kökeni: Arapça mukāfāt)


[isim]
  • Ödül

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mükâfat almak
  • mükâfatını görmek

Birleşik Kelimeler: teselli mükâfatı


ŞATAFAT


[isim]
  • Görkem

    Hamam alayı da yine şatafat ve masraf cihetinden bundan aşağı kalmazmış. - Osman Cemal Kaygılı


KALAFATLAMA


[isim]
  • Kalafatlamak işi

MÜKÂFATEN (Kelime Kökeni: Arapça mukāfāten)


[zarf] [eskimiş]
  • Ödül olarak

    Anadolu'daki mağlubiyetlerine mükâfaten ne kazanç elde edeceğini sarahaten öğrenmek istiyor. - Yahya Kemal Beyatlı


KALAFATLAMAK


[-i] [denizcilik]
  • Geminin kaplamasını kalafatla onarmak
[mecaz]
  • Onarmak, çekidüzen vermek

KALAFATLANMA


[isim]
  • Kalafatlanmak işi

KALAFATÇI


[isim]
  • Gemi ve kayıklarda kalafatlama işini yapan kimse

ŞATAFATLI


[sıfat]
  • Görkemli

    Maksat, debdebeli ve şatafatlı bir ömür sürmek değildir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


KALAFATLANMAK


[nesnesiz]
  • Kalafatlama işi yapılmak

    Kayıklar çarçabuk karaya çekilerek kalafatlandı. - Halikarnas Balıkçısı

[mecaz]
  • Onarılmak, çekidüzen verilmek

    Kalafatlandı bıyıklar, iki batman bir denk. - Mehmet Akif Ersoy


MÜSAKKAFAT (Kelime Kökeni: Arapça musaḳḳafāt)


[isim] [eskimiş]
  • Üzeri damla örtülmüş olan yapılar