İçinde Aa Bulunan 4 Harfli Kelimeler



İçerisinde AA olan 4 harfli 10 kelime bulunuyor. İçinde AA olan 4 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "aa ile biten 4 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

VAAZ13, ZAAF13, FAAL10, VAAT10, MAAŞ8, NAAŞ7, SAAT5, TAAM5, NAAT4, TAAT4


NAAT (Kelime Kökeni: Arapça naʿt)


[isim] [eskimiş]
  • Bir şeyin niteliklerini övme
[edebiyat]
  • Hz. Muhammed'in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside

TAAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭāʿat)


[isim]
  • Allah'ın buyruklarını yerine getirme, ibadet etme

SAAT (Kelime Kökeni: Arapça sāʿat)


[isim]
  • Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası

    Beş altı mil ötedeki karşı kıyıya bir saatte varabilirdik ancak. - Azra Erhat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saat bir (veya iki, üç ...) yönünde
  • saat bu saat
  • saat gibi
  • saat gibi işlemek
  • saati çalmak
  • saati saatine uymamak
  • saat on bir buçuğu çalmak
  • saat tutmak

Birleşik Kelimeler: saat açısı, saat ayarı, saat başı, saat camı, saat cebi, saat çiçeği, saat dairesi, saat dilimi, saat farkı, saat kulesi, saati saatine, alafranga saat, alaturka saat, ampersaat, ana saat, biyolojik saat, çalar saat, elektronik saat, ezani saat, guguklu saat, kilovatsaat, lümensaat, o saat, ölü saat, vatsaat, yerel saat, yeşil saat, zevalî saat, akşam saati, beslenme saati, bilek saati, cep saati, çalışma saati, çay saati, duvar saati, elektrik saati, eşref saati, ezan saati, güneş saati, iş saati, kol saati, konsol saati, kontrol saati, kum saati, masa saati, mesai saati, meydan saati, okuma saati, park saati, su saati, uyku saati, yaz saati, yıldız saati, altın saatler, indirim saatleri


TAAM (Kelime Kökeni: Arapça ṭaʿām)


[isim] [eskimiş]
  • Yemek, yiyecek

    Yemekte salçalı bir taam vardı. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taam etmek

Birleşik Kelimeler: cennet taamı


NAAŞ (Kelime Kökeni: Arapça naʿş)


[isim] [eskimiş]
  • Ölen insanın vücudu, ceset

    Annemin naaşı teneşir üzerinde beyaz bir kefenle örtülüydü. - Yahya Kemal Beyatlı


MAAŞ (Kelime Kökeni: Arapça maʿāş)


[isim]
  • Aylık

    Birdenbire ummadığım masraflarla ve kira ödeme derdiyle karşı karşıya kalınca, gülünçleşti maaşım. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • maaşa geçmek
  • maaş almak
  • maaş bağlamak
  • maaş vermek

Birleşik Kelimeler: maaş bordrosu, asli maaş, çıplak maaş, dolgun maaş, açık maaşı, emekli maaşı, tekaüt maaşı


FAAL (Kelime Kökeni: Arapça faʿāl)


[sıfat]
  • Çok çalışan, çalışkan, canlı, hareketli, aktif

    Medeni milletler arasında faal bir unsur olabileceğimizi ispat etmemiz lazımdır. - Falih Rıfkı Atay


VAAT (Kelime Kökeni: Arapça vaʿd)


[isim]
  • Bir işi yerine getirmek için verilen söz

    Bütün bunlar güneşli ve rüzgârlı bir günün boş vaatleri miydi? - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vaadinde durmak
  • vaadini tutmak
  • vaatte bulunmak

Birleşik Kelimeler: vadetmek, vadolunmak, akit vaadi


VAAZ (Kelime Kökeni: Arapça vaʿẓ)


[isim] [din bilgisi]
  • Cami, mescit vb. yerlerde vaizlerin yaptığı, genellikle öğüt niteliği taşıyan dinî konuşma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vaaz etmek
  • vaaz vermek


ZAAF (Kelime Kökeni: Arapça żaʿf)


[isim]
  • Düşkünlük

    Kendisine zaafımdan ziyade metanetimi gösterdiğim kadın içeriye girdi. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Eksiklik, yetersizlik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zaafa düşmek
  • zaafa kapılmak
  • zaafa uğramak
  • zaaf göstermek