İçinde Öv Bulunan Kelimeler



İçinde ÖV olan 106 kelime bulunuyor. İçerisinde ÖV geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Öv ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

ÖVÜNDÜRÜCÜLÜK40

12 Harfli Kelimeler

DÖVDÜRTÜLMEK33

11 Harfli Kelimeler

DÖVÜŞTÜRMEK33, GÖVDESİZLİK33, DÖVDÜRÜLMEK32, DÖVDÜRTÜLME32, SÖVÜŞTÜRMEK32, DÖVÜLGENLİK31, DÖVÜŞKENLİK30, GÖVDELENMEK30

10 Harfli Kelimeler

DÖVÜŞÇÜLÜK36, ÖVÜNDÜRÜCÜ35, DÖVÜŞTÜRME32, DÖVDÜRÜLME31, SÖVÜŞTÜRME31, TOPUKDÖVEN30, BİÇERDÖVER29, DÖVDÜRTMEK29, GÖVDELENME29, KONGÖVDELİ29, DÖVMECİLİK28, ÖVÜNGENLİK28, ŞÖVALYELİK27

9 Harfli Kelimeler

ÖVGÜCÜLÜK34, DÖVİZZEDE31, ŞÖVALYECE29, DÖVDÜRTME28, DÖVDÜRMEK28, SÖVDÜRMEK27, KALENSÖVE22

8 Harfli Kelimeler

GÖVDESİZ30, ÖVÜCÜLÜK29, DÖVÜŞMEK28, DÖVÜLGEN28, DÖVÜŞKEN27, DÖVDÜRME27, GÖVDESEL27, KONGÖVDE27, SÖVÜŞMEK27, SÖVDÜRME26, TÖVBESİZ26, TEKGÖVDE26, DÖVÜNMEK25, DÖVÜLMEK25, GÖVERMEK25, SÖVÜLMEK24, DÖVMELİK23, TÖVBEKAR22

7 Harfli Kelimeler

DÖVÜŞÇÜ31, SÖVGÜCÜ31, DÖVÜNÜŞ28, DÖVÜLÜŞ28, DÖVÜŞME27, GÖVERİŞ26, SÖVÜŞME26, DÖVMECİ25, GÖVDELİ25, ÖVÜNGEN25, DÖVÜNME24, DÖVÜLME24, GÖVERME24, SÖVÜNTÜ24, ŞÖVALYE24, GÖVERTİ23, SÖVÜLME23, ÖVÜNMEK22, ÖVÜLMEK22, TÖVBELİ21

6 Harfli Kelimeler

ÖVGÜCÜ29, SÖVÜCÜ26, ÖVÜLÜŞ25, RÖLÖVE24, ÖVÜNCE23, GÖVERİ22, ÖVÜNTÜ22, DÖVMEK21, ORDÖVR21, ÖVÜLME21, ÖVÜNME21, RÖVANŞ21, ŞÖVALE21, ÖVÜNEK20, SÖVMEK20

5 Harfli Kelimeler

DÖVÜŞ24, ÖVÜCÜ24, SÖV24, GÖVDE23, SÖVÜŞ23, DÖVİZ22, DÖV22, GÖVEM22, ÖVÜNÇ22, GÖVEK21, GÖVEL21, ÇÖVEN20, DÖVME20, BRÖVE19, SÖVME19, TÖVBE19, ÖVMEK18, SÖVEN18

4 Harfli Kelimeler

ÖV22, ÖVÜŞ21, ÖV19, ÖVME17, SÖVE17


ÖVME


[isim]
  • Övmek işi, sena, medih, sitayiş

    Şikâyetleri kesilince İstanbul'u övmeye başladı. - Refik Halit Karay


SÖVE


[isim]
  • Kapı ve pencerenin yerleştiği kasa, çerçeve

    Kendilerini ağaçlara, kapı sövelerine çarpmazlar. - Memduh Şevket Esendal

[isim] [mimarlık]
  • Pencere ve kapı kenarlarındaki süs kalıpları

    Cebinden çıkardığı yassı uçlu bir demiri söve ile çerçevenin arasına sokarak camı da yukarı sürdü ve rezeledi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar


ÖVMEK


[-i]
  • Birinin veya bir şeyin iyiliklerini, üstünlüklerini söyleyerek değerini yüceltmek, methetmek, sena etmek, yermek karşıtı

SÖVEN


[isim] [halk ağzında]
  • Büyük sopa

    Akşamdan sonra gelene ya soğan ya da söven.


BRÖVE (Kelime Kökeni: Fransızca brevet)


[isim]
  • Belli bir eğitimden sonra uçak kullanabilecek veya paraşütle atlayabilecek duruma gelmiş kimselere verilen yeterlik belgesi

SÖVME


[isim]
  • Sövmek işi, sövgü, küfretme
[hukuk]
  • Bir kimsenin namus, onur ve kişiliğine yapılan her türlü saldırı

TÖVBE (Kelime Kökeni: Arapça tevbe)


[isim]
  • İşlediği bir günah veya suçtan pişman olarak bir daha yapmamaya karar verme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tövbe etmek
  • tövbeler olsun! (veya tövbesi!)
  • tövbesini bozmak

Birleşik Kelimeler: tövbe ayları, büyük tövbe ayı, küçük tövbe ayı


ÖVEÇ


[isim] [halk ağzında]
  • İki üç yaşındaki erkek koyun

    Git kumandana söyle, öveç ise, ucuz olursa iki tane de benim için alsın, anladın mı? - Memduh Şevket Esendal


ÖVÜNEK


[isim]
  • Övünülecek şey, övünç kaynağı veya sebebi

    İnsanoğlu işte şimdi yine başlıca dayanağı ve övüneği olan sağduyusu ve bilinci ile eli şakağında düşünüyor. - Haldun Taner


SÖVMEK


[-e]
  • Onur kırıcı, çoğu basmakalıp kaba sözler söylemek, küfretmek

    Daha dört yaşındayken en azılı köy erkekleri gibi sövermiş. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sövüp saymak


ÇÖVEN


[isim] [bitki bilimi]
  • Kökü ve dalları, suyu sabun katılmış gibi köpürten, kir temizleyici bir bitki, sabun otu, helvacı kökü (Saponaria officinalis)

DÖVME


[isim]
  • Dövmek işi

    Sanırım, yazılarımdan ötürü beni pohpohlayanlardan çok beni dövmeye kalkanlar haklıydı. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]
  • Kızgın durumdayken dövülerek biçim verilmiş (metal eşya)
[sıfat]
  • Dövülerek yapılan

    Dövme dondurma.

[halk ağzında]
  • Dövülerek kabuğu çıkarılmış buğday, yarma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dövme yapmak


TÖVBELİ


[sıfat]
  • Tövbe etmiş olan, tövbekâr
[halk ağzında]
  • Kötü alışkanlıklarından vazgeçmiş

DÖVMEK


[-i]
  • Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak

    Harp Divanına vermeden önce şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem! - Halide Edip Adıvar

[-de]
  • Bir şeyi toz durumuna getirmek için ezmek

    Döveçte karabiber dövmek.

[nesnesiz]
  • Davul vb. çalmak, vurmak

Birleşik Kelimeler: topukdöven, biçerdöver


ORDÖVR (Kelime Kökeni: Fransızca hors-d'oeuvre)


[isim]
  • Yemekaltı

Birleşik Kelimeler: ordövr arabası, ordövr tabağı