HIŞIRTISIZ ile Oluşan Kelimeler (HIŞIRTISIZ Kelime Türetme)



HIŞIRTISIZ harflerinden oluşan 28 kelime bulunuyor. HIŞIRTISIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Hışırtısız kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

10 Harfli Kelimeler

HIŞIRTISIZ25

7 Harfli Kelimeler

HIŞIRTI17, SIRITIŞ14

6 Harfli Kelimeler

HIRSIZ16, ISITIŞ13

5 Harfli Kelimeler

HIZIR14, HIŞIR14, SIZIŞ14, IŞTIR10, TIRIS8

4 Harfli Kelimeler

ZIRH12, HIRS10, SIZI10, HIRT9, ITIR6, SIRT6

3 Harfli Kelimeler

HIZ11, ZIH11, HIR8, RIH8, IRZ7, ZIT7, ISI6, SIR5, TIS5, TIR4

2 Harfli Kelimeler

IH7, IR3


IR


[kimya]
  • İridyum elementinin simgesi
[isim]
  • 343 yır

TIR


[isim]
  • Genellikle uluslararası kara yolu taşımacılığında kullanılan, dingil sayısı fazla olan uzun kamyon

SIR


[isim]
  • Bazı nesnelere parlaklık verme, dış etkilerden koruma, sızmalarını önleme vb. amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik

    Küpün sırı dökülmüş.

[isim]
  • Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sırra ermek
  • sırra kadem basmak
  • sırrını açma dostuna, o da söyler dostuna
  • sır tutmak (veya saklamak)
  • sır vermek (veya sızdırmak)

Birleşik Kelimeler: sır kâtibi, sır küpü, sırretmek, sırrolmak, Bektaşi sırrı, devlet sırrı


TIS


[isim]
  • Kaz, kedi, yılan vb.nin çıkardığı ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tıs kesilmek
  • tıs yok


ITIR (Kelime Kökeni: Arapça ʿiṭr)


[isim] [eskimiş]
  • Güzel koku
[bitki bilimi]
  • Itır çiçeği

Birleşik Kelimeler: ıtır çiçeği, ıtır yaprağı


SIRT


[isim] [anatomi]
  • Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm

    Arabacı katırın sırtına binmiş. - Falih Rıfkı Atay

[anatomi]
  • İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm, göğüs karşıtı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sırt (veya sırtını) çevirmek
  • sırtı kaşınmak
  • sırtına almak
  • sırtına geçirmek
  • sırtından (para) kazanmak
  • sırtından atmak
  • sırtından bıçaklamak
  • sırtından çıkarmak
  • sırtından geçinmek
  • sırtında yumurta küfesi olmamak
  • sırtını dayamak (veya vermek)
  • sırtını dönmek
  • sırtını sıvazlamak
  • sırtını yere getirmek
  • sırtı yere gelmek
  • sırtı yere gelmemek

Birleşik Kelimeler: sırt sırta, sırtüstü, sırtıkara, sırtı pek, sırtı sıra, sırtı yufka, sallasırt, balıksırtı, bıçaksırtı, bıçak sırtı, dalga sırtı, eşeksırtı, evi sırtında


ISI


[isim] [fizik]
  • Bir cismin uzamasına, genleşmesine, buharlaşmasına, erimesine, sıcaklığının artmasına yol açan fiziksel enerji

    Isı, atomlar arası çekim gücünü yenerek maddenin hacmini arttırır.

Birleşik Kelimeler: ısıalan, ısıcam, ısıdam, ısıdenetir, ısı kuşak, ısıölçer, ısı ölçümü, ısı tedavisi, ısıveren, ısıyayar, ısı yayımı, ısı yuvarı, diriksel ısı, diril ısı, günısı, iç ısı, kızıl ısı, ergime ısısı, ısınma ısısı, vücut ısısı


IRZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿirż)


[isim]
  • Bir kimsenin, başkaları tarafından dokunulmaması ve saygı gösterilmesi gereken iffeti

    Bekçiye mahalle, ırzını, namusunu, malını, canını tereddütsüz teslim edebilirdi. - Samiha Ayverdi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ırzına geçmek
  • ırzını bozmak

Birleşik Kelimeler: ırz düşmanı, ırz ehli, ırzı kırık


ZIT (Kelime Kökeni: Arapça żidd)


[sıfat]
  • Karşıt, ters

    Sizin kadar zıt mizaçlı ikizler görülmemiştir herhâlde. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zıddına basmak (veya gitmek)
  • zıddı olmak
  • zıt gitmek

Birleşik Kelimeler: zıt anlamlı, zıt kutup


IH


[isim]
  • Deveyi çöktürmek için çıkarılan ses

TIRIS


[isim]
  • Atın kısa adımlarla hızlı yürüyüşü

    Hafif tırıs üzere yürüyen hayvanı âdeta dörtnala koşturmaya başlıyordu. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tırısa kalkmak (veya geçmek)
  • tırıs gitmek

Birleşik Kelimeler: tırıs tırıs


HIR


[isim]
  • Kavga, dalaş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hır çıkarmak


RIH (Kelime Kökeni: Farsça rīg)


[isim] [eskimiş]
  • Yazıdaki mürekkebi kurutmak için dökülen çok ince ve renkli bir kum türü

HIRT


[sıfat] [argo]
  • Sersem, budala, ahmak

IŞTIR (Kelime Kökeni: Bulgarca)


[isim] [bitki bilimi]
  • Pancargillerden, 30-70 santimetre yüksekliğinde, yapraklı dalları pişirilerek yenen bir yıllık otsu bitki, yaban pazısı (Chenopodium urbicum)