HÜKMOLUNMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



HÜKMOLUNMA harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli HÜKMOLUNMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Hükmolunma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Hükmolunma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

HUMMA12, KÜLAH11, MUHAL11, HALUK10, KOMÜN9, KONUM8, LOKUM8, MAMUL8, MALUM8, NÜKUL8, OKUMA8, UMMAK8, UMMAN8, KONMA7, KUMAN7, KUMLA7, LOKMA7, MAKUL7, NAMLU7, ONMAK7, ONLUK7, OLMAK7, KOLAN6


KOLAN


[isim]
  • At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer

    Adam döndü, beygirinin semerini almak için kolanını çözmeye başladı. - Necati Cumalı

[halk ağzında]
  • Yünden veya iplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kolan çekmek
  • kolan vurmak

Birleşik Kelimeler: kolan balığı


KONMA


[isim]
  • Konmak işi

    Şiirde biçim, gerekli parçaların yerli yerine konmasıdır. - Behçet Necatigil


KUMAN


[isim] [tarih]
  • Kıpçak

KUMLA


[isim]
  • Kumluk yer, geniş kumsal

LOKMA (Kelime Kökeni: Arapça luḳme)


[isim]
  • Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum

    Öbür yemeklerden bile ağzına bir lokma koyamadı. - Ömer Seyfettin

[teknik]
  • Türlü kalınlıktaki cıvataları, boşluğuna geçirip sökmeye veya sıkıştırmaya yarayan metalden alet
[mecaz]
  • Genellikle haksız olarak ele geçirilen mal veya para

    Bu lokma sizin için çok büyüktür, boğazınızdan geçmez; yutamayacaksınız ve boğulacaksınız. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lokma (veya lokması) ağzında büyümek
  • lokma çiğnenmeden yutulmaz
  • lokma dökmek
  • lokma etmek
  • lokma karın doyurmaz, şefkat artırır
  • lokmasını dökmek
  • lokmasını saymak

Birleşik Kelimeler: lokma anahtar, lokma başlığı, lokma göz, lokma tatlısı, bir lokma, haram lokma, et lokması, kibar lokması, saray lokması


MAKUL (Kelime Kökeni: Arapça maʿḳūl)


[sıfat]
  • Akla uygun, akıllıca

    Makul bir düşünce.

[mecaz]
  • Aşırı olmayan, uygun, elverişli

    Ev için makul bir fiyat istedi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makul olmak


NAMLU (Kelime Kökeni: Farsça nāmlū)


[isim] [askerlik]
  • Tüfek, tabanca, top vb. ateşli silahların ucunda bulunan boru biçimindeki parça

ONMAK


[nesnesiz]
  • Daha iyi bir duruma girmek, salah bulmak

    Sakın kesme, yaş ağaca balta vuran el onmaz. - Mehmet Emin Yurdakul


ONLUK


[sıfat]
  • On birimden, on parçadan oluşan
[mecaz]
  • On üzerinden tam not alan

    Onluk bir öğrenci.

[isim] [eskimiş]
  • On para, on kuruş, on lira veya on bin lira değerinde olan para

    Bir iki mecidiyenin arasına sıkışmış bir onluğu ararken arkadan bir araba geliyordu. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: onluk bozma


OLMAK


[nesnesiz]
  • Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak

    En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz] [teklifsiz konuşmada]
  • Sarhoş olmak

    Sen adamakıllı olmuşsun.

[-e]
  • Uymak, tam gelmek

    Bu şapka başıma oluyor.

[-den]
  • Yitirmek, elinden kaçırmak

    Tembelliği yüzünden işinden oldu.

[-den]
  • Bir yerde doğmuş, yaşamış olmak

    Köyden, kasabadan olmayan, düveni, dirgeni nasıl bilebilir?

[-e]
  • Bir olayla karşılaşmak, başına kötü bir şey gelmek

    Aman, ona bir şey olmasın! Kimseye bir şey olmadı.

[-e]
  • Yol açmak

    Bu davranışın ona çok zararı oldu.

[yardımcı fiil]
  • Sıfat-fiil eki almış kelimelerle birlikte başlama, bitirme vb. bildiren fiilleri oluşturur

    Artık bize gelmez oldu. Bu işi yapmış olacak.

[yardımcı fiil]
  • Hastalığa yakalanmak, tutulmak

    Tifo olmak. Verem olmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... olsun ... olsun
  • ola ki
  • olan (veya olup) biten
  • olan oldu
  • oldu bilmek (veya saymak)
  • olduğu kadar
  • oldu olacak
  • oldu olacak, kırıldı nacak
  • oldu olanlar
  • olmayacak duaya âmin demek
  • olup olacağı
  • olur a!

Birleşik Kelimeler: oldubitti, oldum bittim, oldum olası, olur olmaz, üretici olmayan alan, olsa olsa


KONUM


[isim]
  • Bir kimsenin veya bir şeyin bir yerdeki durumu veya duruş biçimi, pozisyon

    İnsanın tabii konumunu en uygun biçim içinde devam ettirme tavrı medeni bir yaşayış tuzağına düşmeden de gösterilebilir. - İsmet Özel

[coğrafya]
  • Yeryüzünde bir noktanın, enlem ve boylamların yardımıyla bulunan yeri, konuş
[coğrafya]
  • Bir şehrin uzak ve yakın çevresiyle her türlü ilişkisini sağlayan ve şehrin gelişmesini etkileyen coğrafi şartlarının bütünü

Birleşik Kelimeler: sosyal konum


LOKUM (Kelime Kökeni: Arapça rāḥat + ḥulḳūm)


[isim]
  • Şekerli nişasta eriyiğini pişirip hafif ağdalaştırarak yapılan, küçük küp veya dikdörtgen biçiminde kesilen şekerleme, kesme, latilokum

    Üsküdar'a gider iken bir mendil buldum / Mendilimin içine lokum doldurdum - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lokum gibi

Birleşik Kelimeler: latilokum, dinamit lokumu, kuşlokumu


MAMUL (Kelime Kökeni: Arapça maʿmūl)


[sıfat]
  • Yapılmış, işlenmiş, imal edilmiş (eşya, yiyecek)

Birleşik Kelimeler: yarı mamul


MALUM (Kelime Kökeni: Arapça maʿlūm)


[sıfat]
  • Bilinen, belli(II)

    Balkan Harbi'nin fecaatlerinden sonraki hadiseler de malumunuzdur. - Etem İzzet Benice

[mecaz]
  • Herkesçe bilinen ancak dile getirilemeyen

    Malum kişi. Malum çevre.

[zarf]
  • Bilindiği üzere, bilindiği gibi, kuşkusuz
[isim] [dil bilgisi]
  • Etken, meçhul karşıtı
[eskimiş] [matematik]
  • Bilinen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • malum değil
  • malum olmak
  • malumu ilam etmek
  • malum ya!


NÜKÛL (Kelime Kökeni: Arapça nukūl)


[isim] [eskimiş] [hukuk]
  • Vazgeçme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nükûl etmek