HUYSUZLAŞMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



HUYSUZLAŞMA harflerini içeren 5 harfli 40 kelime bulunuyor. 5 harfli HUYSUZLAŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Huysuzlaşma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Huysuzlaşma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

HUMUS13, HUYLU13, HULUS12, HUSUL12, LAHZA12, MUZSU12, MAHYA12, SAYHA12, UYMAZ12, AYMAZ11, HALAY11, HAYAL11, MUŞLU11, MUHAL11, YAZMA11, YAŞAM11, HAMAL10, HAMLA10, HALAS10, MUYLU10, MAHAL10, SALAH10, UYUMA10, UZAMA10, YALAZ10, ALMAŞ9, MALAZ9, SALAŞ9, SAYMA9, UYSAL9, YASMA9, ALMUS8, MALYA8, SALYA8, ULUMA8, YASAL8, MASAL7, SALMA7, SALAM7, ULAMA7


MASAL (Kelime Kökeni: Arapça mes̱el)


[isim]
  • Genellikle halkın yarattığı, hayale dayanan, sözlü gelenekte yaşayan, çoğunlukla insanlar, hayvanlar ile cadı, cin, dev, peri vb. varlıkların başından geçen olağanüstü olayları anlatan edebî tür

    Masal olsun roman olsun, ikisi de anlatı sanatıdır. - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Boşuna söylenmiş söz

    Müttefikler karşı hücuma geçtikten sonra, milleti aynı masalla uyutmak olanaksızlaştı. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • masal gibi
  • masal okumak (veya anlatmak)

Birleşik Kelimeler: masal âlemi, kocakarı masalı, kurt masalı, peri masalı


SALMA


[isim]
  • Salmak işi
[halk ağzında]
  • Genellikle köylerde işlerin görülmesi için ihtiyar heyetinin kararıyla her evden toplanması gereken para
[sıfat]
  • Başıboş gezen (hayvan)

    Salma sığır.

[sıfat]
  • Sürekli akan (su)
[tarih]
  • Osmanlı Devleti'nde kol gezen kolluk eri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • salma gezmek (veya dolaşmak)
  • salma salmak

Birleşik Kelimeler: salma omurga, salma tomruk


SALAM (Kelime Kökeni: İtalyanca salame)


[isim]
  • Sığır, hindi vb. etinden yapılan, genellikle dilimlenerek soğuk yenen bir yiyecek

Birleşik Kelimeler: Macar salamı


ULAMA


[isim]
  • Ulamak işi
[dil bilgisi]
  • Konuşmada art arda gelen kelimelerden birincisinin sonundaki ünsüzün, ikincisinin başındaki ünlüye ses bakımından bir hece oluşturacak biçimde bağlanarak söylenmesi, bağlama: Ayırt etmek, tertip etmek, art arda gibi
[sıfat]
  • Ulanmış

ALMUS


[isim]
  • Tokat iline bağlı ilçelerden biri

MALYA


[isim]
  • Deniz dibinde otlara takılmış oltayı kurtarmaya ve deniz derinliklerinden ağ, halat, sicim vb. şeyleri çıkarmaya yarayan dört tırnaklı demir

SALYA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Ağızdan sızan tükürük

ULUMA


[isim]
  • Ulumak işi

    Çılgın gözlerini haddinden fazla açarak uzun uzun bir havlama, bir ulumadır tutturmuş. - Abdülhak Şinasi Hisar


YASAL


[sıfat] [hukuk]
  • Yasanın, dinin ve kamu vicdanının doğru bulduğu, yasalara uygun, kanuni (I), meşru, legal

ALMAŞ


[isim]
  • İki veya daha çok şeyin sıra ile değiştirilerek kullanılması veya kendiliğinden değişerek çalışması, keşikleme, münavebe
[mantık]
  • Birinin doğru olması ötekinin yanlışlığını gerektiren iki önermenin oluşturduğu sistem

MALAZ


[isim] [halk ağzında]
  • Sulak yer

SALAŞ (Kelime Kökeni: Mar. salaş)


[isim]
  • Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkân

    Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış? - Aka Gündüz

[sıfat]
  • Tahtadan yapılmış (baraka)

    Kenar mahalleleri gezerken birtakım salaş barakalar göreceksiniz. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat] [mecaz]
  • Uyumsuz, derme çatma, kötü görünen

    Bir ara karşıdaki salaş birahanenin penceresine göz atıyorum. - Ahmet Ümit


SAYMA


[isim]
  • Saymak işi, ad, tadat, addetme

    Don Luis bir iki rakam daha saymaya hazırlanmıştı ki kahvenin camı arkasından görünen sokakta ani bir kaynaşma oldu. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: sayma sayıları, ritmik sayma, varsayma


UYSAL


[sıfat]
  • Başkalarına kolayca uyabilen, sözlerini dinleyip karşı gelmeyen, yumuşak başlı

    Kadın uysal olduğu zaman kuvvetlidir. - Aka Gündüz

[zarf]
  • Başkalarına kolayca uyabilen, sözlerini dinleyip karşı gelmeyen, yumuşak başlı bir biçimde

    Ona vefasızlıkta biraz düşünceli davranmayı yararlı buluyor, yalnızca bulduklarında yeni başkana pek uysal davranıyorlardı. - Memduh Şevket Esendal


YASMA


[isim]
  • Yasmak işi