HİDDETLENİŞ harflerini içeren 3 harfli 25 kelime bulunuyor. 3 harfli HİDDETLENİŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
HİŞ10,
DEH9,
DİŞ8,
HİN7,
HİT7,
LEH7,
LEŞ6,
NİŞ6,
Şİİ6,
ŞEN6,
ŞET6,
DİN5,
DİL5,
EDİ5,
EDE5,
İDE5,
ETİ3,
İTİ3,
İNİ3,
İLE3,
NET3,
NİL3,
TEL3,
TEN3,
TİN3
ETİ
[isim] [tarih]
İTİ
[isim]
İNİ
[isim] [halk ağzında]
İLE
[bağlaç]
Ata Sözleri ve Deyimler
NET
(Kelime Kökeni: Fransızca net)
[sıfat]
-
Bütün çizgileri belirgin olan, gözün bütün ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen
[mecaz]
Birleşik Kelimeler: net resim, net ücret
[isim] [spor]
-
Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz
N
[kimya]
TEL
[isim]
[sıfat]
-
Bu nesneden yapılmış veya bu nesne biçiminde olan
Tel kafes. Tel çivi.
[biyoloji]
-
Bazı organizmaların demet durumundaki oluşumunu meydana getiren ipçiklerin her biri, lif
Ata Sözleri ve Deyimler
- tel çekmek
- teli kırmak
- teller takmak
- tel takınmak
Birleşik Kelimeler: tel cambazı, tel çivi, tel dikiş, tel dokuma, tel dolap, tel fırça, tel halat, tel kadayıf, tel kafes, telkâri, tel kurdu, tel küf, tel küflüce, tel örgü, tel şehriye, tel tel, tel zımba, dikenli tel, bam teli, elektrik teli, gelin teli, kafes teli, telgraf teli, ses telleri
[isim]
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: telyazı
TEN
(Kelime Kökeni: Farsça ten)
[isim]
-
İnsan vücudunun dış yüzü, cilt
[eskimiş]
Birleşik Kelimeler: ten fanilası, ten rengi
TİN
[isim] [ruh bilimi]
[felsefe]
-
Birtakım fizikötesi kurucularının, gerçeği ve evreni açıklamak için her şeyin özü, temeli veya yapıcısı olarak benimsedikleri madde dışı varlık
DİN
(Kelime Kökeni: Arapça dīn)
[isim] [din bilgisi]
[din bilgisi]
[mecaz]
-
İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült
Ata Sözleri ve Deyimler
- dinden imandan çıkmak
- dinden imandan olmak
- dini bir uğruna
- dini gibi bilmek
- dini imanı para
- dinime küfreden (veya söven veya dahleden) bari Müslüman olsa
- dinim hakkı için (veya aşkına)
- dinine yandığım
Birleşik Kelimeler: din adamı, din baronu, din birliği, din dışı, din erki, din felsefesi, dini bütün, gizli din, Hak dini
[isim] [fizik]
-
C.G.S. sisteminde 1 gramlık bir kütlenin hızını saniyede 1 santimetre artıran güç birimi: Bir nevton 105 din'e eşittir
[isim] [halk ağzında]
-
Bir şeyin en yüksek ve sivri noktası
Birleşik Kelimeler: din doruğu
[isim] [halk ağzında]
DİL
[isim]
[coğrafya]
[denizcilik]
-
Makaraların ve bastikaların içine yerleştirilmiş olan, üzerinden geçirilen halatı istenilen yöne çevirmeye yarayan, çevresi oluklu, küçük döner tekerlek
İki dilli makara.
[müzik]
-
Bazı üflemeli çalgılarda titreşerek ses çıkaran ince metal yaprak
[halk ağzında]
Ata Sözleri ve Deyimler
- dil (veya diller) dökmek
- dil ağız vermemek
- dil bir karış
- dil çıkarmak
- dilden düşmez olmak
- dilden gelen elden gelse her fukara padişah olur
- dile (veya dillere) düşmek
- dile gelen ele gelir
- dile gelmek
- dile getirmek
- dile vermek
- dili (veya dilinin) döndüğü kadar
- dili açılmak
- dili ağırlaşmak
- dili alışmak
- dili bir karış dışarı çıkmak (veya sarkmak)
- dili bir karış olmak
- dili boğazına akmak
- dili çözülmek
- dili damağına yapışmak (veya dili damağı kurumak)
- dili dolaşmak
- dili dönmemek
- dili durmak
- dili durmamak
- dili ensesinden çekilsin!
- dili kılıçtan keskin olmak
- dili kurusun!
- dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim
- dilinden (veya dilden) düşürmemek
- dilinden anlamak
- dilinden kurtulamamak
- dilinde tüy bitmek
- diline (veya dile) dolamak (veya takmak)
- diline biber sürerim
- diline düşmek
- diline kira istemek
- diline pelesenk etmek
- diline sağlam olmak
- diline sağlık
- diline virt etmek
- dilini bağlamak
- dilini değdirmemek
- dilini eşek arısı soksun
- dilini kedi (veya fare) mi yedi?
- dilini kesmek (veya kesip oturmak)
- dilinin altında bir şey olmak
- dilinin altındaki baklayı çıkarmak
- dilinin cezasını (veya belasını) çekmek (veya bulmak)
- dilinin ucuna gelmek
- dilinin ucunda
- dilinin ucuyla
- dilini tutamamak
- dilini tutmak
- dilini yutmak
- dilin kemiği yok
- dili olsa da söylese (veya anlatsa)
- dili pabuç kadar
- dili sürçmek
- dili tutulmak
- dili uzamak
- dili varmamak
- dili yanmak
- diliyle sokmak
- diliyle tutulmak (veya yakalanmak)
- dillerde dolaşmak (veya gezmek)
- dillere destan olmak
- dil uzatmak
Birleşik Kelimeler: dilaltı, dil altı bezleri, dil balığı, dilbasar, danadili, geyikdili, kaynanadili, kedidili, kıyı dili, kilit dili, kuşdili, küçük dil, öküzdili, sığırdili, yılandili
[isim]
[tarih]
-
Düşmanın durumunu öğrenmek için sorguya çekilmek amacıyla ele geçirilen tutsak
Ata Sözleri ve Deyimler
Birleşik Kelimeler: dilotu, dil adası, dil akrabalığı, dil atlası, dil bilgisi, dil bilimi, dil birliği, dil cambazı, dil coğrafyası, dil dalaşı, dil ebesi, dil felsefesi, dil kavgası, dil laboratuvarı, dil oğlanı, dil öğrenimi, dil öğretimi, dil pelesengi, dilsever, dil sürçmesi, dil şakası, dil tutukluğu, dilden dile, dile kolay, dili bağlı, dili bozuk, dili tutuk, dili uzun, dili yatkın, dili zifir, ana dil, Ari dil, bitişken dil, bükünlü dil, diplomatik dil, edebî dil, gizli dil, Güneş Dil Teorisi, günlük dil, iltisaki dil, küçük dil, millî dil, ortak dil, ölçünlü dil, ölü dil, özel dil, resmî dil, sivri dil, standart dil, tatlı dil, tek heceli dil, ulusal dil, yabancı dil, yapay dil, yapısal dil bilimi, yapma dil, ana dili, Azerbaycan dili, beden dili, çevirici dili, çeviri dili, çocuk dili, devlet dili, hâl dili, halk dili, ıslık dili, işaret dili, kayış dili, konuşma dili, kuş dili, vücut dili, yazı dili, yazın dili, akraba diller, Baltık dilleri, Cermen dilleri, İskandinav dilleri, Latin dilleri, Romen dilleri, Ural dilleri
[isim] [eskimiş]
Birleşik Kelimeler: deryadil, ehlidil, safdil, suzidil
EDİ
[isim] [halk ağzında]
[isim] [halk ağzında]
-
Birbiriyle iyi anlaşan iki yaşlının baş başa kalışını anlatan Edi ile Büdü, Şakire Dudu deyiminde geçen bir söz
EDE
[isim] [halk ağzında]
İDE
(Kelime Kökeni: Fransızca idée)
[isim]
LEŞ
(Kelime Kökeni: Farsça lāşe)
[isim]
[sıfat]
Ata Sözleri ve Deyimler
- leş gibi
- leş gibi sarhoş
- leş gibi serilmek
- leşini çıkarmak
- leşini sermek
Birleşik Kelimeler: leş kargası, gemi leşi